- Resmi Gönderi
AlıntıDaha Çok GösterDeğerli Kardeşlerim,
Editörlüğünü John Brockman'ın yaptığı "GELECEK 50 YIL (21.Yüzyılın İlk
Yarısında HAYAT ve BİLİM / The Next Fifty Years")adlı, 3.Baskısı Mayıs 2007
de yapılan (1.Baskı Mart 2007) ve NTV Yayınlarınca yayınlanan 336 sayfalık
kitaptaki 25 ayrı bilimsel makalenin 20'sini, 35 sayfada özetleyerek
sizlerle paylaşmak istedim.
Bilim müthiş bir hızla ilerliyor. Acaba bu ilerleme önümüzdeki 50 yılda
neler getirecek? Bu değişiklikler günlük yaşamımızı nasıl etkileyecek?
Amerika'nın en önemli popüler bilim yazarı John Brockman, Gelecek 50 Yıl'da,
alanlarında önde gelen 25 bilimciyi bir araya getirerek bilimin geleceğini
tartışmaya açıyor.
Amaç, en son bilimsel araştırmaları geniş bir okur kitlesi açısından da
anlaşılır kılmak. Gelecek 50 Yıl, Mars'ın keşfinden matematiğe, "canlı"
olmanın ne anlama geldiğinden yüksek zekaya sâhip ve genetik olarak mutlu
bebekler oluşturma sorununa kadar birçok konuyu ele alıyor. Örneğin, 2050'de
hayatın kökeniyle ilgili daha çok şey söyleyebileceğiz. Büyük Patlama'dan
önce evrenin var olup olmadığını keşfetme konusunda elimizde daha fazla veri
olacak. İnsan bedenini inşa etme yeteneği gelişecek, insan-makine kaynaşması
artacak. Sanal dünyalar gerçek dünyayla iç içe geçecek...
Bir benzetme yaparsak, kar tanelerinden oluşan bir öbeği düşünün. Hepsinde
ortak tek şey vardır: Kar tanesini oluşturan su moleküllerinin taşıdığı
şeklin bir sonucu olan altıgen simetri. Ama aynı görünen iki kar tanesi
bulmak zordur. Her kar tanesinin ayırt edici geçmişine bağlı bir örüntüsü
vardır; etraflıca belirtmek gerekirse, bu geçmişi kar tanesinin geliştiği
buluttan düşüşü sırasında ortam sıcaklığının ve basıncının değişimi
belirler.
Aynı şekilde, evrenimizin bâzı özellikleri bütün çoklu-evren boyunca hüküm
süren daha köklü ve daha temel bir düzeyde işlenmiş olmak yerine, Büyük
Patlama'dan sonraki soğuma biçiminin rastlantısal sonuçları olabilir-bu
durum kor halinde kızarmış bir demir parçasının soğuduğunda şans
faktörlerine bağlı olabilecek bir hizalanmayla mıknatıslanmasına oldukça
benzer.
Eğer gerçekten de bir evrenler topluluğu varsa evrenlerin çoğu kısır yâhut
uzay ve zamanın karmaşıklığı yaratan işlerliğe kavuşması için gerekli evrime
olanak vermeyecek ölçüde küçük ya da kısa ömürlü olur. Biz (ve uzayda
varolabilecek diğer yaratıklar) kendimizi karmaşık evrime fırsat veren
yasalara göre düzenlenmiş küçük ve atipik altkümelerin birinde buluruz.
Kitabın tanıtım bölümünde, aşağıdaki değerlendirme de bana ilginç geldi:
Test çözdüre çözdüre eğittiğimizi sandığımız gençlerimizin potansiyelini
nasıl heba ettiğimizi hâlâ anlayamayan eğitim yöneticilerine bu kitabı
özellikle öneririm. Belki de daralmış ufuklarının biraz olsun farkına
varabilir ve yeni bir çağın neden bu denli gerisinde kaldığımızı
anlayabilirler.
Sağlık ve esenlikler dilerim.
Halit YILDIRIM