Mehmetçiğe, terörle mücadelede güç katacak yeni tüfekler geliyor. ''Mehmetçik-1'' adı verilen yarı otomatik tüfek üretimine yönelik çalışmalarda son aşamaya geldi. İşte o silahlar:
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Genel Müdürlüğünce Silahlı Kuvvetler'in ihtiyacı doğrultusunda projelendirilen ve ''Mehmetçik-1'' adı verilen yarı otomatik tüfek üretimine yönelik çalışmalarda son aşamaya getirildi.
3 kilo 600 gram ağırlığında, etkili menzili 500 metre dürbün kullanıcıya göre 5 kat büyütmeli, dipçik kilitlemeli mekanizmaya sahip Mehmetçik-1'in piyade tüfeğinin ilk prototipi yapıldı. Tüfekler test edildikten sora seri üretime yönelik süreç başlatılacak.
Yeni model tüfek üretimine yönelik olarak MKEK'te başlatılan yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında da silah fabrikasında tamamıyla bilgisayar destekli tasarımı ve üretime yönelik kurum bünyesinde de bir araştırma-geliştirme biriminin de kurulduğu öğrenildi.
ÖZELLİKLERİ
Yakın muharebe ve hücre baskınlarında kullanılmak üzere lazer takılabilme özelliğine de sahip olan Mehmetçik-1 tüfeklerinin 3 kilogram ayarlama versiyonu da bulunuyor.
Yeni piyade tüfeğinin mevcut G3 piyade tüfeklerine karşı önemli avantajları bulunuyor. Tesirli menzili 500 metre. Yiv ve setlerinden dolayı daha güçlü ve öldürücü olma avantajı bulunan bu tüfeklerin isabet oranı daha yüksek.
YERLİ ÜRETİM OLACAK
Türkiye ayrıca üretimini geçekleştireceği bu tip silahlarla yerli üretim kabiliyeti de kazanmış olacak. TSK envanterinde geçmişteki hafif silahlar, piyade tüfekleri, yabancı tasarım birtakım silahların Türkiye'de lisans temini yoluyla üretilirken, bu kabiliyetin kazanılması ile söz konusu tür silahın tasarımı tamamen Türkiye'ye ait bulunacak.
[Resim Engellendi: http://image.haber7.com/haber/108043.jpg]
Mehmetçiğe süper silahlar !
Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..
-
-
dediğin gibi işe şayet ben g3 kullanmayı tercih ederim dağda gezerken asker olsam
-
Bu silah H&K 461. üzerinde geliştirilmiştir. Etkili menzili 500 metre olan Mehmetçik 1, 5 kat büyütmeli dürbün , kullanıcıya göre dipçik ve sessiz kurma sistemi ve kilitlemeli mekanizmaya sahiptir. Mehmetçik-1'in yakın muharebe ve hücre baskınlarında kullanılmak üzere lazer takılabilen 3 kilogram ağırlığındaki karabina versiyonu da bulunmaktadır. Silah 7.62 mm çaplı mermi kullanan G3'lerin NATO anlaşmaları nedeniyle artık kullanılmayacak olmasından dolayı Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) tarafından yeni bir silah olarak tasarlanmıştır.
-
dediğin gibi işe şayet ben g3 kullanmayı tercih ederim dağda gezerken asker olsam
g.3 mü ? askerde bulunması gereken en son silah. ağır hantal. menzil sorunlu. kibar.tutukluk yapmaya meyilli. ben komandoydum. taşımak hamallıktı. elimize keleş alırdık arada kuş gibi gelirdi.
-
benim üzerime 2 tane tüfek zimbetli idi biri keleş diğeri g3 uzun menzil için g3 tercih ederim evet tutuklu yapıyor arasıra ama bence uzak mesafeden terörist de cevap verecek silah şuan için g3 gözükür
-
benim üzerime 2 tane tüfek zimbetli idi biri keleş diğeri g3 uzun menzil için g3 tercih ederim evet tutuklu yapıyor arasıra ama bence uzak mesafeden terörist de cevap verecek silah şuan için g3 gözükür
+1 Evet G3 sorunlu olabilir ama dağda Teröriste en iyi cevabı verebilecek bir silahtır.Ama ben şayet G3 lerin yenilenmesinden yanayım zaten böyle birşeyde söz konusu,okuduğuma göre mermi çapı 7,62 olmayacakmış bence bu bir dezavantaş,tabii nato anlaşmaları var ya....acaba dağdaki terörist içinde geçerlimi?
-
TSK, Kırıkkale tüfeklerinden M1 piyade tüfeklerine geçtiğinde, elindeki tüm eski piyade tüfeklerini ABD'ne tanesini 40-50 USD gibi bir fiyattan satmıştı. Şimdi sadece yabancı sitelerde görüyoruz "Turkish Mauser" olarak. Acaba G3 lerin sonuda aynı mı olacak?
-
dağ için pek verimli olurmu bilmyorum zaten hucre baskını ıcın dıyor.bence komandolara m-4 versinler sorunsuz kullanır.
-
ben bir jöh taburunda görevliydim. Bizim zamanımızda G-3 ve MG-3leri toplayıp, HK-33 ve HK-23 vermişlerdi yerlerine..
[Resim Engellendi: http://i11.photobucket.com/albums/a180/weedmeister/hk33.jpg]
[Resim Engellendi: http://sistemadearmas.sites.uol.com.br/sof/sofber49.jpg]
-
quote='8100dy',index.php?page=Thread&postID=19857#post19857]
benim üzerime 2 tane tüfek zimbetli idi biri keleş diğeri g3 uzun menzil için g3 tercih ederim evet tutuklu yapıyor arasıra ama bence uzak mesafeden terörist de cevap verecek silah şuan için g3 gözükür
+1 Evet G3 sorunlu olabilir ama dağda Teröriste en iyi cevabı verebilecek bir silahtır.Ama ben şayet G3 lerin yenilenmesinden yanayım zaten böyle birşeyde söz konusu,okuduğuma göre mermi çapı 7,62 olmayacakmış bence bu bir dezavantaş,tabii nato anlaşmaları var ya....acaba dağdaki terörist içinde geçerlimi?[/quote]
yanı g3 teröriste cvp verıorda keleş vermıormu her 2 tufektede doğru durust nişan alınıp vurulabılecek mesafe eğer çok ıyı nişancı iseniz 400 metre 2 tufeın çapıda 7.62 fakat kalasnıkof 30 mermı alır namlu yapısı ıtıbarı ıle daha ısabetlıdır ve daha hafıftır daha serıdır g3 kadarda tutukluk yapmaz.
-
arkadaşlar bu silahlar türkiye için boncuk atan silahlar kadar kolay tekneloji
fakat o nato sözleşmesi varya hani 40 senelik nepalm bombasını terörist
lerin üzerinde kullanamıyoruz ya işte aynı sebeblerden üretemiyoruz
bu silahları ver bizim yörenin ustaları bile üretir ama dışa bağımsız
siyasetçiler lazım giyecek çarığı olmadığı zaman 7 ülkeye bağımsızlık
mücadelesi vereren ulus gibi iradeye sahip siyasetçi,asker ve halka ihtiyacımız var saygılar.
-
Lamek askerliği nerde yaptın jöh olarak:? bu arada arkadaşlar gercekleri unutuyorsunuz. bugune kadar hangi catışma taciz atışlarının dışında 800 metre civarı yapıldı:??? catısmalar genel olarak 600 metre ve yakını mesafelerde ,zaten pusu kursanızda yakınlaşmalarını beklemek zorunda kalınıyordu.yanlışım varsa düzeltin ben bugune kadar uzak mesafe catışması görmedim.sadece caydırıcı taciz atışı yapılırdı o kadar.( dikkat edin uzun namlulu tufekleri katmıyorum bu işe.g3 ve ayarını söylüyorum.) bence gec bile kalınmış bir girişim.kimbilir kimleri zor durumda bıraktı dağlarda catışmalarda G3 illeti...
-
Lamek askerliği nerde yaptın jöh olarak:?Siirt (Dadaşlar) Jandarma Komando Özel Harekat Taburu... g-3 tutuklarıyla çok uğraşmıştık. Hatta gözler bağlı şekilde silahı söküp parçalama saçma geliyordu bana. Fakat bir gece daha 3. mermiyi sıkıştırması sonucu neden gözler kapalı söktürüp taktırdıklarını anlamıştım
-
Dadaşlardayın demek... sorununu biliyorlardı hazırlıklı olunması icin alıştırma yaptırıyorlardı tabi. bazı arkadaşlar g3 hala 1 numaralı tüfek diyorlar neye dayanarak diyorlar bilmiyorum valla...
-
Arkadaşlar hala g-3ü savunabilirler büyük çoğunluğu sadece askerdeyken 25metre desteklide 3 atış ve/veya 100 metrede de 3 atış yapmışlardır. Bazıları ise sadece kulaktan dolma bilgiler veya yazılı kaynaklardan edindikleri bilgilerle savlarını sunuyorlardır.
Arazide, çatışmada, yağmurda, tozda kullanıp 1 şarjörü sorunsuz şekilde boşaltabilen olduğunu sanmıyorum. Tabiki boşaltıcak modifiyeli veya oldukça bakımlı veyahut yeni g-3ler vardır ama %90ı sorunlu silahlar.. Tahribat gücüne odaklanmamak lazım.
Hani başka bir alet için bir laf vardır " Önemli olan boyutu değil işlevi" diye
G-3 içinde geçerli bir laf bu. attığı mermi çekirdeğinden, hedefte yaptığı tahribattan ziyade o mermiyi her koşulda seri şekilde atabiliyor mu? İşte önemli olan bu..
-
G3 çok yüksek enerjili bir mermi (7,62x51) kullanmasına
rağmen, merminin dairesel enerjisi düşük olduğu için; mermi hedefe ( insan
vücuduna ) nokta kadar bir delik oluşturarak girer. Ancak çıkarken yaklaşık
portakal büyüklüğünde delik oluşturur. Etkili menzil içerisinde G3 ile uzullara
isabet sağlandığında bu silah kol, bacak koparır... Gövdeye isabet
sağlandığında iç organları parçalayarak vücudu terk eder... Kısacası hedefe
yaşam şansı tanımaz, oracıkta öldürür. Ancak modern savaş taktikleri gereği
şunu gerektirir.Gerilla taktiği uygulayan düşmanın çatışmada ölmesi
istenmez.. Zira gerilla savaşında düşman ölen arkadaşını orada bırakarak
kaçışına yada manevrasına devam eder. Oysaki gerilla ile savaşta başarılı
olabilmenin şartı gerilla timinin manevra yeteneğini düşürmek ve böylece
kıstırmaktır. Bunun için çatışmada gerilla timindeki düşmanın yaralanması
istenir ki; yaralı tim elemanları tüm timi yavaşlatsın. Mevcut yaralıları
taşımakla yada yardım etmekle zaman kaybeden tim manevra yeteneğini yitirir ve nihayet
bir köşede kıstırılarak bütün tim yok edilir. Modern savaşın gereği olan bu
taktik G3 ile uygulanamaz.Yeni üretilecek olan silah özellikle bu amaca hizmet etmek
özere yiv ve set düzeni değiştirilen, mermi çapı nato standartlarına düşürülen
bir G3 türevidir diyebiliriz. Asıl tam karşılığı ise yine G3 ü üreten Heckler
& Koch firmasının ürettiği HK 416 dır. MKE; G3 ü kopyaladığı kalitede HK 416 yı
da kopyalayabilirse, bu silahın askeri memnun edeceği kanısındayım. Zira G3 de
ki birçok dez avantaj bu silahta giderilmiştir. Örneğin: tam-otomatik
modda 30 mermi atıldığında bile hala çıplak elle tutulabilir. Yeni gez ve
arpacık sistemine sahiptir. Suya ya da kuma maruz kaldıktan sonra ateş edebilir
ve Heckler&Koch tarafından yapılan testlere göre çamura gömüldükten sonra
bile ateş edebilir....Kısacası G3 ün nazikliğinden eser olmayan, çabuk
ısınmayan, menzili daha yüksek, nato standardına uyan, nispeten daha hafif ve modern
bir silah. Hangi açıdan bakarsanız bakın G3 den daha başarılı bir model...Buraya kadar her şey güzel ama madalyonun birde diğer yüzü
var ki beni çoook üzüyor. Yukarıda da bahsettiğim üzere bu silah bir kopya.
Yani projesi, araştırma geliştirmesi, fizibilitesi .... vs hiçbir şeyi bize ait
değil. Biz sadece mevcut olan bir projeyi ülkemize getirip üreticez, bize ait
olan kısmı sadece işçilik olucak. Hala kendi projelerimizi oluşturacak güce
sahip değiliz ve hala mevcut projelerimizi hayata geçirecek cesarete sahip
değiliz ve hala ordan burdan proje getirmeye, başkalarının yıllar önce geldiği
noktaya biz yıllar sonra ulaşmaya çalışmaya devam ediyoruz. Hadi başka
alanlarda olabilir ama askeri teknolojilerde de bu şekilde geriden takibip
etmemiz kabul edilir şey değil. Çook yazık. Bu kadar mı aciziz diye kendime
sormadan edemiyorum...! Taktir sizin....Saygılar.
-
Yeni bir model ve tasarım geliştirebilmenin yolu araştırma-geliştirme faaliyetlerinden geçer ve bu da çok büyük kaynaklar gerektirir. Düşünün ki araştırma ekibiniz ortaya ticari değeri olan bir ürün koyamadan 20-30 sene çalışıp kaynaklarınızı kullanabilir ama bir bakarsınız 31. senede ortaya öyle birşey çıkarır ki hem geçmiş 30 seneyi hem de gelecek 30 seneyi kurtarabilir.
Türkiye'de yeterli sermaye birikimi olmadığından hiçbir şirket AR-GE faaliyetleri için yeterli kaynakları ayırmamakta ve gerekli sabrı göstermemektedir. Bu da araştırmacıların yurt dışına kaçmasını yani beyin göçünü getirir. Gazetelerde okuduğumuz "NASA'da Türk mühendisin büyük buluşu" vb. haberlerin sebebi budur. Mesele yeterli eleman olmaması değil şirketlerin politikalarıdır.
Hemen her devirde hortumlanan paranın %10'u AR_GE'ye yönlendirilebilse ne buluşlar yapmış olurduk kimbilir... Ama biz bu gidişle gazete haberleri okuyup " vay anasını" demeğe devam ederiz.