sadaka taşları

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.
  • SADAKA TAŞLARI

    Kemal Elitemiz

    Dedelerimiz onur ve
    vakarından dolayı ihtiyaçlarını kimseye açamayanlar için ince ve
    farklı bir yardım metodu geliştirmiş: Sadaka Taşları
    Türk Milleti, milli hasletlerindeki yüksek değer ölçüleriyle İslam Dini'ni
    özümleyişi ve ulaştığı sentezle insan, son derece önemli sevgi ve saygı odağı
    haline getirmiştir. Bunun olumlu tezahür ve tecellileri olarak da, kültür,
    tefekkür ve medeniyet tarihine yeni usul, vasıta, kurum ve kuruluşlar armağan
    etmiştir.

    Osmanlı iffet ve hayâsından dolayı
    fakirliğini gizleyenler; onur ve vakarından dolayı ihtiyaçlarını kimseye
    açamayanlar için, ince ve farklı yardım, destek ve himaye yol ve metotları
    bulunmuştur. Onlara "alan el" olmanın utanç ve ezikliğini yaşatmamak
    için, gayet zarif yardım şekilleri geliştirmiştir. Böylece "alan el"
    hicaptan, "veren el" de gurur ve riyadan korunmuştur. İşte, her türlü
    tebrik ve takdire layık yardımlaşma vasıtalarından birisi, hatta bir bakıma
    birincisi, "Sadaka Taşları"dır.

    Mermer sütunların ardında bekleyen bağışlar
    "Sadaka Taşları", farklı çap, ebat,
    şekil ve türde olmakla beraber genellikle beyaz renkli, silindirik, çoğu antik
    mermer sütunlardır. Yere, dikine gömülmüşlerdir.

    Yerden yükseklikleri genellikle
    120 - 130 cm kadardır. Ama çevrelerinde uzun yılların getirdiği zemin dolma veya
    aşınmaları ile bu yükseklik değişebilmektedir. Çoğunluğu da dolguları sebebiyle
    daha kısa görünmektedir.

    Günümüze çok azı ulaşabildiği için
    sayıları hakkında kesin rakam vermek mümkün olmayan "Sadaka
    Taşları"nın üç beş semtte bir adet bulunduğu düşünülüyor. Genellikle
    gözden, kalabalıktan uzak; el-ayak çekildiği saatlerde vereni, alanı bulunan bu
    görevli taşların daha çok şu mekânlarda bulundukları tespit edilmiş durumda:

    1. Üç beş semtin birleştiği bir köşede. Üsküdar İmrahor'daki örnekte olduğu gibi.

    2. Fakir, muhtaç, hasta insanların
    barındığı yapıların önünde. Üsküdar Miskinler Tekkesi'ndeki gibi.

    3. Yardım, adak niyetiyle gidilen bazı tekke, dergâh, zaviye, mezarlık, türbe gibi
    sınanmış yerlerin yakın çevresinde. Konya daki
    Gevraki Hoca Türbesi'nin de bulunduğu Yağlıtaş Mezarlığı köşesindeki; Bulgur
    Tekkesi'ndeki İşkal aman (Şeyh Elman) Türbesi önündeki; Kadınhanı'ndaki
    "Yeşil pabuç" örnekleri gibi.

    Konya Mevlana Müzesi'nin batı
    avlusundaki (hamüşanındaki) madeni paraların atıldığı Şeb-i Arus Havuzu da bu
    gruba girer.

    4. Bulaşıcı hastalığa duçar
    olanların bulundukları yerlerde. Bulaşıcı hastalığa yakalanmış hastalara yardımda
    bulunurken bulaşma tehlikesi göz önünde bulundurularak, yardımların ulaşmasında
    Sadaka Taşları kullanılmıştır. Miskinler Tekkesi'ndeki gibi.

    5. Mescit, cami gibi mabetlerin
    yakın çevresinde. Daha çok avlunun bir kenarında veya camiin köşesinde. Yahyalı
    (Kayseri)'deki Şeyh Yahya Türbesi ile yanındaki Ulu Cami'nin müşterek
    avlularındaki ile Konya Sarıyakup
    Cami'nin harem kapısı önündeki örnekleri gibi.

    Muhtaç olduğunu alan kanaatkâr fakirler

    Sadaka Taşları'na yardımlar iki türlü yapılıyordu:

    1. Nakdî: Para yardımı özellikle uçup kaybolmaması için de kağıt para (kayme)
    yerine madeni paralar bırakılarak gerçekleşirdi.

    2. Aynî: Giyim, kuşam eşyaları ve çeşitli besinler bırakılırdı.

    Yaşlıların anlattıklarına göre
    buradaki enteresanlık, fakir ve muhtaçların taşta birikenlerden sadece ihtiyacı
    olan şeyleri ve muhtaç olduğu miktar kadarını alarak, diğerlerini başkalarına
    bırakmaya özen göstermeleridir. Bu kanaat ve diğer-gamlık her türlü takdire
    layıktır. Burada dikkati çeken bir nokta da, bir semtin fakirlerinin başka bir
    semtin Sadaka Taşı'na; başka semtin fakirlerinin ise bu semtinkine gelip,
    ihtiyaçlarını karşılayabilmeleridir.

    Yeterince tanıtılmıyor

    "Sadaka Taşları", Türk mahallelerinin birer centilmenlik anıtıdır. Olanca
    güzelliklerine ve zarafetine rağmen değişen şartlar sebebiyle giderek ihmal
    edilen, zamanla unutulup mukadderatına terk edilen bu fazilet abideleri
    konusunda bu güne kadar geniş çaplı bir araştırma yapılmamıştır. Sadece
    İstanbul'daki bir-iki örneğine ressam ve hattat Murtaza Elker ve Mehmet
    Türkmenoğlu, şifahî sohbetlerinde temas etmişlerdir. Merhum Ord. Prof. Dr. A.
    Süheyl Ünver, onlardan dinlediklerine, yaptığı araştırmalar sonunda kendisi de yeni
    birkaç örnek ekleyerek bilgi ve bulgularını makaleleştirmiştir. (Bkz.
    "Sadaka Taşları", Hayat Tarih Mecmuası, Sayı: II, Aralık1967, s.
    12 - 14). Onun tespitine göre, Üsküdar'da Mevlevihane karşısında; Mimar Sinan'ın
    yaptırdığı hamamın karşısındaki Gülfem Hatun Camii'nde; Koca Mustafa Paşa'daki
    tarihi çınarın yakınında; Karacaahmed'deki Miskinler Tekkesi'nin önünde,
    Karaman'da İbrala Ocağı'ndaki örnekleri bulunmaktaydı.

    Yurt çapında gerçekleştirilecek taramalar, "Sadaka Taşları"nın kullanılış
    biçim ve hallerine dair mevcut tespitlere yeni örnekler ekleyecektir. Bir fikir
    vermesi için Yahyalı (Kayseri)'deki örneği ele alabiliriz, Şeyh Yahya Efendi
    Türbesi ile doğusundaki Ulu Cami'nin müşterek avlusunda bulunan "Sadaka
    Taşı"na Yahyalılılar "Hacet Yeri" demektedirler. Vaktiyle para,
    yiyecek, giyecek gibi sadaka ve yardımların bu taşın üzerine ve yanına
    bırakıldığını hatırlayan yaşlılar mevcuttur. Hele, Yahyalı folkloru arasında
    önemli yeri olan "Sadaka verirken başı çevirme" âdeti, yüzlerce yıl
    öncesine kadar uzanan eski bir gelenektir. Mana ve mahiyeti kitaplara geçmiş
    olan bu güzel gelenek, "Sadaka Taşı"nın buradaki işleyişine yeni bir
    çeşni katmıştır. Sadaka verirken, alanın yüzüne gururla bakmamak; onu gözlerle
    rencide etmemek; verileni başkasına göstermemek ve söylememek; unutmak; daha
    fazlasını yapmak için niyetlenmek; iyilik ve yardımlarını sadece ve sadece
    Allah rızası için yapmak, başa kakmamak gibi duygu, düşünce ve prensipler
    Yahyalı'da bu geleneğe saygınlık kazandırmıştır.

    Yahyalı'da bu konudaki hatıralar öylesine taze ve canlıdır ki, yukarıda bahsedilen Ulu
    Cami'nin avlusundaki"Sadaka Taşı"nı kullanmaktansa, gösterişi seven ham ve
    görgüsüz bir zenginin, herkesin gözü önünde kendisine para uzatmasına fevkalade
    üzülen Lök oğlu Hasan'ın, bu basitliği izzet-i nefsine yediremeyip, hiddetle
    reddederek yürüyüp gittiğini anlatırlar. (Aynı konu için bkz. Sami Köşker, Türk
    Kültürü Açısından Yahyalı, Ankara 1997, s. 206).Farklı bir biçim ve uygulama
    şekli gösteren bir diğer örnek de Konya
    Obruk tan. Obruk Gölü'nün kıyısında bulunan Selçuklu Kervansarayı'nın
    yakınındaki caminin "Hayrât deliği"dir. Muahhar minaresine yakın
    caminin duvarında yer alan niş, halk tarafından bu isimle anılmaktadır.

    Yalnız kalan taşlar

    Günümüzde Sadaka Taşlarının büyük kısmı bir kenarda
    unutulmuşlardır. Bir kısmı da, değişen dünya şartları ve sosyal, kültürel hayat
    sebebiyle kullanılmaz hale gelmişlerdir. Sadece yaşlıların yorgun hatıraları
    arasında kalan taşlar, yanlış belediye faaliyetleri; istimlâkler, yol, meydan,
    kaldırım çalışmaları sırasında ya bir kenara yan yatırılıp veya ters yüz edilip
    itilmişler veyahut da tamamıyla yok olup gitmişlerdir. Kullanılmadıkları için
    neye yaradıkları bilinmediğinden kıymeti ve görevi idrak edilemeyen bu fazilet
    abidesi taşlarımızdan mevcut olanlarının koruma altına alınması; adının ve
    görevinin bir etiketle belirtilmesi; yeni nesillere tanıtılması gerçekten
    takdire şayan bir hizmet olacaktır.

    Çeşitli vakıflarca yönetilen imâret,
    aşevi, hânigâh, zâviye, han, kervansaray gibi daha birçok yardımlaşma ve
    dayanışma müesseselerinin yanı sıra "Sadaka Taşları", yaygın
    uygulama alanı sayesinde farklı, renkli ve zengin bir el ele, gönül gönüle
    verişi sembolize ediyordu.

    Aziz Türk Milleti'nin kültür ve
    medeniyet tarihinde övüneceği hiçbir şeyi olmasa bile, insanı onore etme
    konusunda gösterdiği, "sadaka Taşları"yla sembolleşen incelik
    ve zarafetinin, övünmeye yeterli olduğuna inanıyoruz.

  • elinize saglık. Günümüzde kendi kültüründen utanıpta ,olmayan amerikan kültürlerini benimseyip amerikalı coniler gibi yasamaya çalısan gençlerin özellikle okuması gereken gerceklerden biri.

    saygılar.

    1.Webley patriot 22cal.(1.nesil) nikula 6*24-40
    2.Mod 140 22cal. tasco 9*40
    3.Mod 125 22cal.busnell 9*40
    4.mod 60 22 cal.tasco 9*32
    5.kral cfx 17 cal.tasco 9*32

  • forumumuzda sizin gibi beyefendi ve entellektüel abilerimizin olması bizi çok sevindirdi. bu yazınız ve bundan sonraki yazılarınız için şimdiden teşekürler. ;tese;kkur

    hamdım piştim yandım oldum.