Evet arkadaşlar..
10.000..adet pellet atmış bir tüfeğe sahibim..
Tüfeğim Hatsan OPTİMA 550 TH model 5,5 kalibre bir tüfek..
Bu tüfekle çok güzel anılarım oldu..
Bu konu başlığını açmamın asıl sebebi.Tüfeği incelemekten daha ziyade..
yaylı ve Vortex farkı ve bir havalı tüfeğin atış ömrü vs vs bir çok kafa kurcalayan.Herkesin ikilemde kaldığı soruları ve sorunları.Merak ettiği konuları.Bu tüfekle ve kullandığım malzemelerle zaman içinde başıma gelenleri ,tüfekle olan anılarımı..Burada sizlerle ''bir tüfeğin biyografisi'' adı altında, bir alt başlıkla paylaşacağım..Gerek fotolarla,gerekse şemalarla gerekse anlatımla..
Herkes benim bu tüfekle yaşadıklarımın bir çoğunda, kendi acemilik dönemlerinde yaşadıklarından şeyler bulacak..Bundan eminim..
En kısa zamanda burayı işlemeye başlayacağım..
Şimdilik başlık olarak kalsın..Ağır ağır tane tane bu güzel tüfeğin hikayesini anlatacağım zamanla...
HATSAN OPTİMA 550 TH ile 10.000..Atış
Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..
-
-
Çok güzel bir fikir. Şimdiden elinize sağlık.
-
takipteyim
-
Çocukluğum, Yaz mevsiminde,yazlık ev olarak kullandığımız İzmir/Şirinyer hipodromu yakınlarındaki küçük bir çiftlikte geçti.
Çiftlik derken,6 dönüm bir araziden bahsediyorum..
Evimiz,İçinde çeşit çeşit balıkların ,kaplumbağaların,yengeçlerin,su yılanlarının yaşadığı pırıl pırıl billur gibi suyu akan bir dere kenarındaydı .Söğüt ağacına yuva yapmış Bülbül'ler,Sarı Asmalar,yaban güvercinleri,üveyikler,bıldırcınlar,Kara tavuklar,şahin kerkenez vs vs.Ne ararsan vardı buralarda.Hatta tilki yavrularıyla,eniklerin oynaştığına bizzat şahit oldum.Arazi alabildiğine bakir ve suyu bol bir yerdi.İzmir/Buca ilçesinin meşhur bardacığı ve sultaniye üzümü bu bölgede yetiştirilirdi.Hipodromda koşan yarış atlarının ahırları da hemen evimize komşuydu.Akşamları atları ahırlarından salarlardı.Bizde hayran hayran çitlenbik ağacının altına oturur bu güzel hayvanları seyrederdik.Yüzmeyi de buradaki derede öğrenmiştik.Balık tutmayı da..Cennetten bir köşeydi zamanında buralar..Şimdi 20 katlı apartman bloklarıyla çevrilmiş her taraf.Ne deremiz kalmış akan..Ne de Bülbüllerin yuva yaptığı söğüt ağaçları..Ne bağlar kalmış ,ne de bardacık ağaçları.Bildiğin şehir olmuş..
12 yaşıma kadar bu cennet bahçesinde çocukluğumu yaşamak nasip oldu.Bir gün monoton geçen günleri değiştiren sürpriz bir hediye aldım.Monoton geçen günler diyorum.Çünkü en yakın bakkal bile 15 dakikalık yürüme mesafesindeydi.Okula giderken bile iki tane dereden geçer giderdik.Öylesine mahrumduk çocukça isteklerimizden.Harçlıklarımızı bile harcayacak yerimiz yoktu.Zaten 1974 yıllarından bahsediyorum.Şimdiki gibi değildi o zamanlar.Para kıymetliydi.ama para harcayacak yer yoktu..Ne AVM,ne süpermarket...
Amcam Almanya'dan yeni gelmiş ve bize uğramıştı.Çok severdim amcamı.Herkese hediyeler alırdı.Bana kocaman bir karton kutu verdi.Ai bak bu da senin hediyen yeğen dedi..Kutuyu çocuk aceleciliğiyle ve heyecanıyla açtığımda..İlk havalı tüfeğim hediye olarak orada,kutu içinde duruyordu..Sevincimi anlatmaya kelimeler yetmez..
O günden sonra çiftlik hayatı daha renkli ve heyecanlı olmuştu..Sabah ekmeği domatesi koyardım torbaya.Akşama kadar dolanırdım tüfeğimle.Su bol her yerde.Üzüm bol heryerde..Meyve bol ,böğürtlen incir şeftali say say bitmez..
Böyle başladı bendeki havalı sevdası..33 sene ara vermeme rağmen bırakmadı peşimi..33 sene sonra tesadüfen izmir kemeraltı çarşısında yolumu değiştirip.Av mağazalarının yoğun olduğu sokaktan geçmeye karar verene kadar.. -
İzmirliler bilir.Tarihi Kemeraltı çarşısının kıyısında.Av mağazalarının bulunduğu bir sokak vardır.Her ne kadar başka bir iş için Kemeraltı çarşısına indiysemde.Bir dürtüyle yolumu değiştirip kendimi bu sokakta buldum..Daha henüz ilk dükkanın vitrinine bakarken.Vitrinde üst üste dizilmiş ,üzerlerinde dürbünleri olan çok havalı tüfekler gördüm.Aslında ben onları ateşli yivli tüfek zannettim.Eee dile kolay aradan 33 yıl geçmişti.Hem teknoloji gelişmiş hem de tüfekler dahha havalı olmuşlardı.Bizim zamanımızda ne PCP vardı ne de FT tüfeği.Havalı tüfek bulmak bile zordu.
Çekinerek mağazaya girdim.Satıcıya bunlar ateşli mi diye sordum..Hala gülerim bu soruya.Yok ağbi ''Onlar Havalı tüfek''dedi..İçimden nasıl yani dedim?? :)). -
Kaç para bunlar derken,Bir anda mağaza da çay içerken buldum kendimi.Satıcı anlatıyor ben dinliyordum.Ağbi bak bu tüfekle 100 metreden şişeyi patlatırsan deyince..HADİ CANIM DEMİŞİM heyecanla.Valla ağbi dedi satıcı.Benim çocukken kullandığım Diana tüfeğimle ateş edince..Saçmayı görebiliyordum.:)) Mağazada satıcıyla sohbet ederken bir anda çocukluğuma ve havalı tüfeğimle geçirdiğim o güzel günlere dönmüştüm..Satıcı ısrarla bana neredeyse yarı fiyatına ve yarı güçte olan bir tüfeği önerse de(Tabii İlerde başıma gelecekleri bildiği için).Benim aklım hala 100 metreden şişe patlatan O tüfekteydi..
Öyleydi böyleydi derken..Tüfeği paketlenmiş haliyle kucağımda buldum.. -
Çok yoğun iş temposundan dolayı ,tane tane, ara ara burayı işleyeceğim..Çoooook uzun bir yazı dizisi olacak zaten..
Bu yazı dizisinde tüfeğimle beraber yaşadıklarımı ve tecrübelerimi aktarmaya çalışacağım..Yeni başlayanlara kılavuzluk edeceğini düşündüğüm bir inceleme veya ''Bir Tüfeğin Oto biyografisi'' demenin daha doğru olacağını düşündüğüm bir hikaye ..
Burayı okuyanlar,havalı tüfekler hakkındaki yapılması gerekenleri veya yapılmaması gerekenleri orada burada aramaktansa.Sadece burayı okuyarak.Kafalarınızı karıştıran bir çok sorulara burada'' külliyen'' cevap bulabilecek ..
Bu koular sırasıyla..
Havalı tüfek bakımı..
Havalı tüfeklerde Dizelleme..
Yaylı mı? Vortex mi?
Pellet seçimi..
Dürbün kullanımı ve montajı..
ve diğer bir çok bilgi ..
Bir süre yokum ..Tane tane devam ederiz ileride.. -
Merakla bekliyorum yazınızın devamını.
-
bır solukta okudum resmen cocuklumaga gıttım o eskı gunlerın tadını coooook guzel ıfade etmıssın kardesım yenı nesıl bılmez o bahcelı müstakıl evlerın tadını hemen herkesın bahcesınde en az 5-6 tane meyve agacı olurdu şimdi koca bır mahallede bir agac bulursak sevınıyoruz ozamankı mahalle arkadaslıkları bıle farklıyıdı ınsanın eve gıresı gelmezdi o guzel gunlerı cok kısa surede tukettık resmen yenı yasam bıcımının turemesındenmı teknolojının daha cok gelısmesındenmı bılınmez ama o eskı gunlerın tadını yıne eskıler bılır ellerıne saglık kısaca
-
Yaşım belki büyük değil ama iyi ki ilcede büyümüşüm sokaktan iceri girmemisim tarla bag bahçe keske daha cok olsaymis hayatimda şimdi ariyorum bulamiyorum neyse bnm de bayram paramdan biriktirip aldigim mod 20m kayip babam yemin etmişti bn alabildigine merakli babamsa oldum olasi tabanca tüfeğe atarliydi neyse aldim bayram parama il merkezine gidip kuzenimle bi bayram günü. Sonra poşete sokup belediye otobüsüyle getirmiştim biraz da tirsarak ne kagidi var ne faturasi o zaman tabi fatura ne bilmiyoduk gider gitmezyanimda götürdugum teyze oğlu bni gambazladi babam yemin ettim görürsem yakarim dedi aylarca catida sakladim en sonunda ikna ettim mod 20nin yerine sakladığım oyuncaklardan mantar tabancasini sobaya atti da mod 20 eve girebildi ama paslanmışti cok üzülmüştüm paylaşmak istedim hep bi heveslenmeme sebep bu makineler atesliler hic değil ama hava yaşam kaynağı araba aldim o olmasa da olur ama bu olmuyo saygilar :-)...
-
Sayın Polka,
Dizi izler gibi takip edeceğim, sezon finali geç olsun. -
Hocam sen roman yazsan yok satar bence. Eline düşüncene sağlık
-
Merakla bekliyorum yazınızın devamını.
Çok eğlenicez..
bır solukta okudum resmen cocuklumaga gıttım o eskı gunlerın tadını coooook guzel ıfade etmıssın kardesım yenı nesıl bılmez o bahcelı müstakıl evlerın tadını hemen herkesın bahcesınde en az 5-6 tane meyve agacı olurdu şimdi koca bır mahallede bir agac bulursak sevınıyoruz ozamankı mahalle arkadaslıkları bıle farklıyıdı ınsanın eve gıresı gelmezdi o guzel gunlerı cok kısa surede tukettık resmen yenı yasam bıcımının turemesındenmı teknolojının daha cok gelısmesındenmı bılınmez ama o eskı gunlerın tadını yıne eskıler bılır ellerıne saglık kısaca
Sulak ,bereketli ve düz arazilerin imara açılmasını doğru bulmuyorum.Yoksa ,ev veya bina yapılması muhakkak gelişen nüfusla birlikte doğan bir ihtiyaç..
Yaşım belki büyük değil ama iyi ki ilcede büyümüşüm sokaktan iceri girmemisim tarla bag bahçe keske daha cok olsaymis hayatimda şimdi ariyorum bulamiyorum neyse bnm de bayram paramdan biriktirip aldigim mod 20m kayip babam yemin etmişti bn alabildigine merakli babamsa oldum olasi tabanca tüfeğe atarliydi neyse aldim bayram parama il merkezine gidip kuzenimle bi bayram günü. Sonra poşete sokup belediye otobüsüyle getirmiştim biraz da tirsarak ne kagidi var ne faturasi o zaman tabi fatura ne bilmiyoduk gider gitmezyanimda götürdugum teyze oğlu bni gambazladi babam yemin ettim görürsem yakarim dedi aylarca catida sakladim en sonunda ikna ettim mod 20nin yerine sakladığım oyuncaklardan mantar tabancasini sobaya atti da mod 20 eve girebildi ama paslanmışti cok üzülmüştüm paylaşmak istedim hep bi heveslenmeme sebep bu makineler atesliler hic değil ama hava yaşam kaynağı araba aldim o olmasa da olur ama bu olmuyo saygilar :-)...
Böyle başlamış sizin havalı sevdanız da..Herkesin bir başlama hikayesi var...
Sayın Polka,
Dizi izler gibi takip edeceğim, sezon finali geç olsun.Ekim sonuna kadar biter Çok eğlenicez inş..
Hocam sen roman yazsan yok satar bence. Eline düşüncene sağlık
Her tüfeğin bir hikayesi var.Ben benimkini anlatayım istedim..Başka konulardaki yaşadıklarımı yazıya dökme tecrübem olmuştu..Teşekkürler
-
Anlatımınız da çok güzel. Heyecanla bekliyorum ben de. Wattpad hikayesi vekler gibi
-
Forumda uzun süreden beri gördüğüm en güzel başlıklardan biri.
-
izlemedeyim. Elinize sağlık.
-
Çok keyif verici bir anlatımınız var teşekkürler. Bende takipteyim.
-
Böyle güzel bir konu görünce ben de sevindim, biraz kendimden anlatayım.
İlkokul yıllarımı Balıkesirin Gönen ilçesinde geçirmiştim. O zamanlar 20-25 bin nüfuslu, @POLKA tıpkı sizin anlattığınız gibi bir çevresi olan bir taşra ilçesiydi, her yerde meyve ağaçları, zaten ovanın ortasında, artık sudan bıkkınlık vardı, ne zaman yağmur yağsa boş arazilerin hepsini su basar, bize eğlence çıkardı, sabahın köründen akşam ezanı okunana kadar sokaklardaydık.
Baba şantiyeci başımızda yok, anne ev hanımı koca gün ev işleriyle meşgul, başımızda duran kimse yok ama mahalle kültürü var, herkes birbirinin yedi seceresini bilir ve öyle sahip çıkar, komşu annenizin babanızın sizinkinden farkı yok, ekmek beraber su beraber, mülkiyet bilinci yok, bisiklet, futbol topu, oyuncak, misketler vs. birinin malını herkes kullanır, ama hiçbir şey ortadan kaybolmaz, döner dolaşır seni bulur, zaten mahalleden çıkmazdı.
Bir ara havalı tüfek furyası başladı, baba tarafı çerkez olduğu için o dünden meraklı zaten, hemen benim de oldu tabii bi tane. Bu sefer tüfekleri alır teneke kutuları vurma yarışması yapılır (o zamankiler nedense pek şişe kıramazdı). Denetimsiz ve bilinçsiz olduğumuz için su birikintilerinde kurbağa vururduk.
Şimdiki güvenlik mekanizmaları onlarda yoktu, bir gün tüfek kuruluyken tetiği çektim, tabii namlu küt diye yukarı vurdu, namluya bişey olmadı ama ahşap kundak kabze yerinden kırılıp ikiye ayrıldı. Babam vidalayıp tutkalladı ama "acaba sağlam olmuş mudur" diye (sivri zeka işte) tekrar aynı şeyi yapınca tabii tekrar kırdım, bu sefer pederden fırça yedik ve "al böyle kullan" diye önüme attı tüfeği benim tüfek oldu "sawed-off shutgun"
Bir keresinde de gıcık olduğum bir arkadaşın yüzüne doğru tüfeğin boş olduğunu bilerek ateş ettim, ama namluda kalan saçma sıyrıklarından birisi dudağını yaraladı, kan akmaya başladı. Bembeyaz kesildim, koşarak kaçtım ama anneden çamaşır makinesinin merdanesiyle bir temiz dayak yedim. O gün bu gündür herhangi bir canlıya doğrultmam namluyu.
Ara verdiğim 20 yıldan sonra geçen sene telefonluğun (eskiden her evde üzerine sabit telefon ve yanına fihrist konulan altı ahşap üstü mermer telefon sehpaları vardı ki bizimki hala duruyor) üzerinde o zamandan kalma saçmaları (ki baikal izh60'ı alan arkadaşa tüfeğin yanında göndermiştim, umarım kıymetini anlar) görünce yine kaşıntı tuttu ve bu sefer olayı da biraz abarttık, bu sefer profesyonelleştik tabi biraz, çeşitli tüfekler, çeşitli pelletler, dampa ayaklar, dürbünler, spin targetler, krono cihazları, harbi takımları vs. babamdaki ateş hiç sönmedi zaten, hala pazar günleri beraber gider yarışırız.
O tüfek 2 yıl öncesine kadar gözüme çarpıyordu, geçen yıl ne kadar arasam da bulamadım, ne markasını ne de modelini biliyorum çünkü bizim gözümüzde sadece "havalı tüfek"ti
-
Sayın polka,
1 ay geçti, yazılarınızı bekliyoruz.
-
Sayın polka,
1 ay geçti, yazılarınızı bekliyoruz.
Ev taşıyorum..
Taşınayım ,sonra devam ederiz.. -