Bisiklette Uzman Arkadaşlar

Bİsikletler 4 bölüme ayrılıyor tam olarak değil ama şu şekilde anlatıyım:
DOWN HİLL bisikletler dağ atlayışları ve dağdan iniş için kullanılan bisikletler
MTB ülkemizde en çok kullanılan tür yine dağ seyatları için kullanıla tür ve yani hemen hemen down hille aynı
yol bisikletleri sadece yolda kulklanılan yol için yapılan ince tekerli biskletler yol yarışlarında ve yani yol olan her yerde kullanılan bisikletler
vede son olarak bmx- frestaylor bisikletler harelet amaçlı kullanılan bisikletler

bunların arasından hamgisi sizin amacınıza hitap ediyorsa onu seçeceksiniz

ben mtb kullanıyorum disc fren ve shimano deor set var idare ediyorum

shimano marka vites şu an çok revaçta galiba
geçen ufak bir araştırma yaptım
Çin bu bisiklet işini yemiş bitirmiş.ABD deki piyasaya % 95 oranında çin hakim imiş.GİANT diye bir yerde (koca bir şehir) üretiliyormuş her bir zımbırtısı buradan dış ülkelere mesela italyada markalanıp birleştiriliyormuş.
Avrupadaki ünlü bisiklet firmaları üretimlerinin %90 dan fazlasını çine kaydırıp kendileri sadece markalama işi yapıyor imiş.
Yani bu şu demek genel olarak markası ve fiyatı farklı iki bisikletin yapım yeri aynı ne komik.

her taşın altından çin çıkıyor.

Bisiklet üzerine transmisyon sistemi üreticisi oldukça az. Bu konuda dünyanın en büyük iki firması Shimano ve SRAM. Son derece yeni bir Amerikan markası olan SRAM, Japon devi Shimano'ya kafa tutabiliyor. Vites kolu çekme oranı ile Shimano'dan farklılaşıyor. Benim gözlemlerime göre Sram bu çekme oranı farkından dolayı Shimano'dan daha keskin ve sert vites geçişlerine sahip. Shimano ise daha yumuşak bir geçiş sağlıyor. İki markanın da oldukça ucuz modellerden yarış standardında üst modellere kadar geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Shimano vites sistemleri dışında pedal ve ayakkabı, aynakol(pedalların bağlandığı krank seti), tekerlek seti, fren sistemleri de üretiyor. Buna karşın Sram yalnızca vites ve dişli grubu parçaları üretirken fren üreticisi Avid, anakol, pedal ve sele borusu gidon-boğaz grubu üreticisi Truvativ ve maşa ve şok üreticisi Rock Shox markalarını bünyesinde toplamış durumda.

Bunlar dışında bisiklet pazarında bir çok dev firma mevcut. Mavic, DT Swiss, Cane Creek, FSA, Crank Brothers, Fox, Marzocchi, Magura bunlarda yalnızca birkaçı.

Çin üretimi sanılanın aksine bsiiklet pazarında oldukça küçük yere sahip. Çoğu donanım Tayvan üretimi. Özellikle kadro üretimi neredeyse Tayvan tekelinde. Giant, Trek gibi büyük firmalara üretim yapan Tayvan fabrikaları aynı fason üretimi yerli firmalara Kron, Sedona gibi markalarla da sürdürüyor.

Bisiklet türleri dersek genel olarak MTB yani dağ bisikleti, halk arasında yarışdiye de bilinen yol bisikleti ve BMX anakol sayabiliriz. Tabii bunlar dışında hibrid, city, pedikeb, recumbent ve tandem gibi farklı türler de mevcut. Hatta monosiklet, trisiklet ve kuadrisiklet ile teker sayısına göre bile çoğaltabiliriz.

Yol bisikletini Serkan yeterince açık anlatmış. Zaten yol bisikleti derken yarış bisikleti diyince göz önünde canlanan resimden bahsediyoruz. Harhalde herkes bilir. Yüksek süratlere çıkabilir, yol ve rüzgar direnci çok düşüktür, büyük çaplı ve çok ince tekerleklere, yine çok ince ve dişsiz lastiklere sahiptir. Sürüş pozisyonu çok yatıktır.
BMX de her ne kadar ülkemizde çocuk bisikleti sanılsa da aslında akrobasi amaçlı tasarlanmış ve üretilmiş bir bisiklet çeşidi. Single speed yani tek vitesli ve küçük tekerlekli olması karakteristik özellikleri.
MTB'ye gelirsek, All mountain ve Croos Country dediğimiz sınıf amortisörsüz ya da sadece ön amörtisörlü, bozuk yol ya da dağ patikalarında kullanmaya uygun bisikletlerden oluşur. Enerji israfını minimuma indirmek için bu sınıfta arkada amortisörden kaçınılır. Bu sebeple bu bisikletlere "hardtail" de denir. Ön maşalar ise genelde istendiğinde çalışmasi kilitlenebilir ve düz maşaya çevrilebilir yapıdadır. Down Hill yani tepe inişi bisikletleri ise 130, 180mm gibi uzun çalışma mesafeli maşalar ile arka şoklar kullanılan, alçak ve uzun yapıda ve çok daha sağlam ve ağır kadrolu bisikletlerdir. Bu bisikletlerde enerji tasarrufu aranmaz. Dağlara tepelere tırmanıp son derece dik yamaç ve patiklardan kendini aşağı bırakma sınıfıdır. Kazaları sıklıkla kırık uzuvlarla, dikiş ve platinlerle sonuçlanır.

Ben Sedona kadro üzerine topladığım Sram, Avid, Amoeba, ve Shimano komponentlere sahip hardtail bir bisiklet kullanıyorum. Hobi olarak da bisilet komponentleri, bisiklet ayar, tamir ve bakımıyla da uğraşıyorum. Bisikletle ilgili her soruya elimden geldiğince cevap vermeye çalışırım.

elinize sağlık çok güzel açıklamışsınız ayrıca kadrolar bazı deyimlerle iskelelet ülkeimizde üretilen markamızda mevcut geotech birde beirtmek istediğim konu var bizim bassettimiz markala veya topladığmız bisikletler öle sıradan değil ve ciddi paralara topluyoruz birde hiç bir firma bütün parçaları üretmiyor mesela canondale kodroyu kendiüretiyor vitesler gidonlar olsun hep dyer fabrikalardan topluyor sizede belli bir fiyat sunup garanti veriyor. Ama şunu blmeniz gerek bisiklette 2. el rabet görmüyor 1milyara topladığnız bisikleti 150 milyona kadar satabiliyorsunuz.

eblemis yazdı:

Bisiklet üzerine transmisyon sistemi üreticisi oldukça az. Bu konuda dünyanın en büyük iki firması Shimano ve SRAM. Son derece yeni bir Amerikan markası olan SRAM, Japon devi Shimano'ya kafa tutabiliyor. Vites kolu çekme oranı ile Shimano'dan farklılaşıyor. Benim gözlemlerime göre Sram bu çekme oranı farkından dolayı Shimano'dan daha keskin ve sert vites geçişlerine sahip. Shimano ise daha yumuşak bir geçiş sağlıyor. İki markanın da oldukça ucuz modellerden yarış standardında üst modellere kadar geniş bir ürün yelpazesi mevcut. Shimano vites sistemleri dışında pedal ve ayakkabı, aynakol(pedalların bağlandığı krank seti), tekerlek seti, fren sistemleri de üretiyor. Buna karşın Sram yalnızca vites ve dişli grubu parçaları üretirken fren üreticisi Avid, anakol, pedal ve sele borusu gidon-boğaz grubu üreticisi Truvativ ve maşa ve şok üreticisi Rock Shox markalarını bünyesinde toplamış durumda.

Bunlar dışında bisiklet pazarında bir çok dev firma mevcut. Mavic, DT Swiss, Cane Creek, FSA, Crank Brothers, Fox, Marzocchi, Magura bunlarda yalnızca birkaçı.

Çin üretimi sanılanın aksine bsiiklet pazarında oldukça küçük yere sahip. Çoğu donanım Tayvan üretimi. Özellikle kadro üretimi neredeyse Tayvan tekelinde. Giant, Trek gibi büyük firmalara üretim yapan Tayvan fabrikaları aynı fason üretimi yerli firmalara Kron, Sedona gibi markalarla da sürdürüyor.

Bisiklet türleri dersek genel olarak MTB yani dağ bisikleti, halk arasında yarışdiye de bilinen yol bisikleti ve BMX anakol sayabiliriz. Tabii bunlar dışında hibrid, city, pedikeb, recumbent ve tandem gibi farklı türler de mevcut. Hatta monosiklet, trisiklet ve kuadrisiklet ile teker sayısına göre bile çoğaltabiliriz.

Yol bisikletini Serkan yeterince açık anlatmış. Zaten yol bisikleti derken yarış bisikleti diyince göz önünde canlanan resimden bahsediyoruz. Harhalde herkes bilir. Yüksek süratlere çıkabilir, yol ve rüzgar direnci çok düşüktür, büyük çaplı ve çok ince tekerleklere, yine çok ince ve dişsiz lastiklere sahiptir. Sürüş pozisyonu çok yatıktır.
BMX de her ne kadar ülkemizde çocuk bisikleti sanılsa da aslında akrobasi amaçlı tasarlanmış ve üretilmiş bir bisiklet çeşidi. Single speed yani tek vitesli ve küçük tekerlekli olması karakteristik özellikleri.
MTB'ye gelirsek, All mountain ve Croos Country dediğimiz sınıf amortisörsüz ya da sadece ön amörtisörlü, bozuk yol ya da dağ patikalarında kullanmaya uygun bisikletlerden oluşur. Enerji israfını minimuma indirmek için bu sınıfta arkada amortisörden kaçınılır. Bu sebeple bu bisikletlere "hardtail" de denir. Ön maşalar ise genelde istendiğinde çalışmasi kilitlenebilir ve düz maşaya çevrilebilir yapıdadır. Down Hill yani tepe inişi bisikletleri ise 130, 180mm gibi uzun çalışma mesafeli maşalar ile arka şoklar kullanılan, alçak ve uzun yapıda ve çok daha sağlam ve ağır kadrolu bisikletlerdir. Bu bisikletlerde enerji tasarrufu aranmaz. Dağlara tepelere tırmanıp son derece dik yamaç ve patiklardan kendini aşağı bırakma sınıfıdır. Kazaları sıklıkla kırık uzuvlarla, dikiş ve platinlerle sonuçlanır.

Ben Sedona kadro üzerine topladığım Sram, Avid, Amoeba, ve Shimano komponentlere sahip hardtail bir bisiklet kullanıyorum. Hobi olarak da bisilet komponentleri, bisiklet ayar, tamir ve bakımıyla da uğraşıyorum. Bisikletle ilgili her soruya elimden geldiğince cevap vermeye çalışırım.

Daha Çok Göster

avcıhoca "bisiklette uzman arkadaşlar" diyerek seni tanımlamış sanırım.

Eblemis ortak bir hobimiz daha çıktı, ben de haftada ortalama 100km bisiklet kullanıyorum. Önceden yolcuydum ama bir kaza sonrası bisikleti bırakmıştım, küllenen aşk yeniden alevlendi, geçenlerde orta halli bir bisiklet topladım mutlu mesut geçiniyoruz. MTB ye alışamam diye fazla abartmadım. Yeni teknolojiyi pek takip etmedim, yeni yeni öğreniyorum yenilikleri. Burda da ilgili birilerini görmek sevindirici.

RaptorX yazdı:

avcıhoca "bisiklette uzman arkadaşlar" diyerek seni tanımlamış sanırım.

Estağfrullah, ben ilgilendiğim konu üzerinde araştırma yapıp kendimi geliştirmeyi seviyorum sadece.

serkan1111 yazdı:

Ama şunu blmeniz gerek bisiklette 2. el rabet görmüyor 1milyara topladığnız bisikleti 150 milyona kadar satabiliyorsunuz.

Bu o kadar da doğru değil aslında Serkan, ikinci el bisiklet piyasası da tahmin edilenden geniş. Genelde temiz kullanılmış, hasarsız bir bisiklet sıfır fiyatından %30-35 civarında değer kaybıyla ikinci elde alıcı buluyor. Tek sorun elinde bisiklete ayrılmış nakit olarak 1000, 1500 lira bulunan alıcı sayısının az olması. Bu, satış sürelerinin uzamasına yol açıyor.

Bu arada şunu da belirteyim; bisiklet sektöründe Türkiye oldukça uygun fiyatlara sahip. Örneğin ebay'den bulabildiğiniz en ucuz satıcıdan bir parça alırsanız kargosu ile yaklaşık olarak Türkiye fiyatı ile başa baş geliyor. %5-10 gibi farkları da 20-30 gün beklemeye değer görmüyor insanlar genelde.

TheNightHawk® yazdı:

Eblemis ortak bir hobimiz daha çıktı, ben de haftada ortalama 100km bisiklet kullanıyorum. Önceden yolcuydum ama bir kaza sonrası bisikleti bırakmıştım, küllenen aşk yeniden alevlendi, geçenlerde orta halli bir bisiklet topladım mutlu mesut geçiniyoruz. MTB ye alışamam diye fazla abartmadım. Yeni teknolojiyi pek takip etmedim, yeni yeni öğreniyorum yenilikleri. Burda da ilgili birilerini görmek sevindirici.

Yolda öyle çok uçuk teknolojik gelişmeler olmadı zaten yakın zamanda. Yani en azından hobi kullanıcısı düzeyinde. Eski Hi-ten kadrolu yol bisikletleri hala canavar gibi gidiyor. Tabii toplam ağırlıklarda büyük bir düşüş var.=)

Selamlar Arkadaşlar,

Eblemis nick li arkadaşımız gerçekten profesyonel bir şekilde Bisiklet ile ilgili detaylı bilgiler vermiş ayrıca Serkan arkadaşımızda bu konuda güzel bilgiler vermiş .

Ben KRON bisikletlerinin ve SEKTÖR bisikletin sahibi olarak , Türkiye de böyle kullanıcıların var olmasından büyük memnuniyet duyduğumu öncelikle belirtmek isterim.

Uzun Yıllar Türkiyeyi yedek parça sektöründe Rock Shox ve Sram başta olmak üzere pekçok marka ile tanıştıran biri olarak hatta bu ürünleri Avrupa fiyatlarının bile altında sattırarak , üst grup kullanıcıların var olması için uğraş verdik.

Sonrasında da yedek parça sektöründen ayrılıp KRON ile yola devam etme kararı alarak Türkiye ye iyi bisikletinde Türkler tarafından yapılabileceğini hatta muadil Avrupalı ve Amerikalı firmalardan daha iyisini yapabileceğimizi gösterdik.

Bu konuda bizim Bisikletlerimizi tercih eden dostlarımıza çok teşekkür ederiz , biz kendilerinden bize güvenerek KRON u daha iyi bir seviye ye taşıdıkları içinde ayrıca minnettarız.

Bisikletler hakkında yazılan yazılar ile ilgili Mutfakta olan biri olarak şunu söylemek istiyorum Cannondale dahil olmak üzere hiçbir tanınmış firma kendi gövdesini veya herhangi bir ürünü üretmemektedir .

Bunlar tamamen bazılarını sizin de bildiğiniz , bazılarını hiç duymadığınız Çinli ve Tayvanlı firmalar üretmektedir.

Bisiklet ile ilgili yazdığınız yazıları keyifle takip ediyorum , bilmek istediğiniz , sormak istediğiniz her tür konu hakkında sizlerle yazışmaktan mutluluk duyacağım belirtmek isterim.

Pedalların hiç durmaması dileğiyle.

Bahadır YILMAZER

Foruma hoşgeldiniz Bahadır Bey. Sektrün önemli isimlerini aramızda görmek mutluluk verici.

Ben de Cannondale Super Six Ultimate'i beğendim, beyaz rengi de çok hoşuma gitti. Ama Cannondale bu bisikletin hiç bir parçasını üretmiyor mu? Merak ettim şimdi.

Sanırım sadece kardosunu üretiyor canondaleninde kadroları çok meşurdur bilgileriniz..

TheNightHawk® yazdı:

Ben de Cannondale Super Six Ultimate'i beğendim, beyaz rengi de çok hoşuma gitti. Ama Cannondale bu bisikletin hiç bir parçasını üretmiyor mu? Merak ettim şimdi.

Cannondale Super Six Ultimate'in yalnızca kadrosu ve maşası Cannondale markalı. Onlarda yanlış bilmiyorsam Tayvan'da fason üretiliyor. Cannondale gibi markaların bir bisiklet oluşturmadaki en büyük rolü tasarım.

Öncelikle , Mustafa Serdar bey' sayın Eblemis , Serkan bey ve diğer arkadaşlara hoş geldiniz dilekleri için teşekkür ederim , bende sizin aranızda olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Daha önce bisiklet sektöründe ki forumlarda maalesef yazma şansım pek olmadı çünkü taraflı olma durumu beni rahatsız ediyordu ama Mustafa Serdar bey airguntürk de kendimi açıklayarak yazabileceğimi söyleyince çok sevindim , sizlere de en sevdiğim konu olan Bisiklet ile bilgi verebilme imkanı beni çok mutlu etti.
Tüm konular ile ilgili olarak size tamamen tarafsız bilgi verme çabası içinde olacağım , eğer sürçi lisan edersem beni de eleştrimenizden memnuniyet duyarım.

Bu arada The Nighthawk ın sorusuna bir cevap vermek istiyorum , ( gerçi eblemis bu konuda yine 12 den vurmuş ) evet Cannondale Taiwan da Caribou isimli bir kadro üreticisi tarafından yapılmakta , Avrupa ihracatlarını İspanyol Orbea firmasında montajlatmaktadır , Amerika daki ürünleri ise Taiwan ve Çin montajlamadır fakat bazı üst modelleri ki bunlar 5000â¬uro ve üstü 3, 4 model Amerika da yapılmakta idi ,2005 yılında Cannondale in üretim müdürü bir toplantı esnasında bu bilgiyi vermişti ama 2008 senesi itibarı ile halen Amerika da bu üst modeller üretiliyormu bilmiyorum.

Amortisörlerinin Arge çalışması Marzocchi ile beraber yapılıyordu ama seri üretimleri Taiwan da Suntour fabrikasında idi.

Bu arada bir noktayı daha belirteyim evet Serkan bey in dediği gibi kadroları çok meşhurdur bunun sebebi ise Eblemis in dediği gibi dizayn olayıdır ve tüm tanınmış markalardada aynı olay sözkonusudur " sadece tasarım".

Kadrolarda ki teknik detay öncelikle kadro kaynaklarının "smooth kaynak" olmasıdır yani aluminyum kadrolarda gözüken kaba kaynak görüntüsünün Cannondale larde taşlanma vasıtasıyla yapıştırılmış gibi bir görüntü vermesidir.

Gerçi bu detay tüm firmaların yaptırabileceği basit bir işlemdir fakat pekçok firma bu kaynakların taşlanmasına pek sıcak bakmamaktadırlar , nitekim bana da bu olay riskli geldiğinden kendi kadrolarımızda bu işlemi uygulamıyoruz.

Cannondale bilinmiş bir marka olmasına rağmen dünya pazarında diğer Amerikalı hatta pekçok Avrupalı ve Taiwan lı firmalara göre fazlaca bir paya sahip değildir.

Ülkemize ithal edilen en eski üç markadan biri olmasına rağmen , pek fazla tutulan bir marka olamamıştır. Buna etken faktörlerden birisi pahalı fiyat politakası diğeri ise Kadro tasarımının uzun yıllar boyu değişmemesidir.