Kapı çaldı.. Gözlerime inanamıyordum! Fotoğraflarından tanıyıp aşık olduğum, geceleri rüyama giren o İsveçli güzel karşımdaydı. Hemen içeri buyur ettim. Biraz otur soluklan uzun yoldan gelmişsin dedim. Evet yolculuğum biraz uzun ve meşakkatli oldu ama sonunda buradayım ve seninleyim dedi. Paltosunu çıkardığı anda eşsiz güzelliğinden gözlerim kamaştı
[gallery]628[/gallery]
Hemen ona sarıldım seni ne çok özlediğimi bilemezsin dedim
[gallery]631[/gallery]
Onu baş köşeye oturttum
[gallery]629[/gallery]
Güzelliğinden gözlerimi alamıyordum
[gallery]633[/gallery]
Endamı,
[gallery]632[/gallery]
Namlusu
[gallery]635[/gallery]
Zarif ve kullanışlı dipçiği
[gallery]634[/gallery]
Sade ama alımlı kundağı
[gallery]629[/gallery]
ile karşımda oturuyor bana gülümsüyordu. Daha fazla dayanamadım hadi dedim gidiyoruz. Nereye diye sordu. Mühye'ye çamlığa gidelim bakalım güzelliğin kadar marifetli misin dedim. Bana küçümseyen ve alaylı bakışlarla baktı. Gidelim dedi, kendinden öyle emindi ki.....
Sabahın ilk ışıklarıyla Çamlığa gittik. Gittiğimizde İsveçli sevgilileriyle Serdar ve Erdem de oradaydı. Kamuran ise Almanını getirmişti. Ben biraz geç kaldığımdan ilk gelen grup çoktan 100 metreye diktikleri şişeleri devirmiş ve hafiften çakırkeyf olmuştu bile. Ben de daha fazla beklemeden kendimi sevgilimin kollarına attım. Çılgınlar gibiydik, atışların nasıl geçtiğini anlamıyordum sadece yeniden dolum ve arada sigara içmek için kısa aralar veriyor ve tekrar sevgilimin kollarına atıyordum kendimi. Biraz sonra Osman abi ve Murat geldiler. Onlar da İsveçlilere hayran kaldılar ve en kısa zamanda birer İsveçli sevgili edinmeye karar verdiler. Nefis bir gün yaşadım ve anladım ki ben daha önceki ispanyol sevgilimle sadece kendimi kandırıyormuşum. Gerçek zevk ve mutluluğun ne olduğunu bana Esmer İsveçlim öğretmişti..
Hikaye kısmı bu kadar. Biraz da kullanıcı gözüyle gözlemlerimi anlatayım.
T-12 ilk bakışta çok sade ve zarif bir tüfek. Elinize aldığınızda hafifliği sizi şaşırtıyor. Tek elde tabanca gibi tutup atış yapmak mümkün. Şarjörü biraz yüksek olduğundan dürbün için mutlaka yüksek ayak gerekiyor. Kızak üstüyle ring altı arası 25mm olan ayak ideal olacaktır. Bu konuda Yatagun'dan yardım bekliyorum. Bugün kullandığım ayak 21 mm idi ve alçak geldi. O yüzden biraz geriden bağlamak zorunda kaldım ve atış sırasında başımı biraz geri çekmek ihtiyacı hissettim. Biraz sağa sola atış yaptıktan sonra 35m civarına biraz şişe dizdik. şişelerin imha olması 1 dakika sürmedi. Daha sonra Osman abinin hedefini ve sincaplarımızı diktik ama bir müddet sonra sıkıldık. Hep vur hep vur ne olacak! Sincaplar büyük gelince pet şişe kapaklarına atıp bir müddet onları dans ettirdik. Daha sonra 100 metreye şişe dizip onları parçaladık. Unutmadan bir de tava testi yaptık. Murat eski bir çelik tava getirmişti. 35 metreden tavaya attık ve tava delik deşik oldu - kevgir moduna geçti
Stabil olarak ( çok az düşüşle) 3 şarjör - 36 atış yapılabiliyor. Yeni dolum yapıldığında ilk şarjörde hedefin az altına, ikincide tam ortaya ve üçüncüde az üstüne atınca hiç kaçırmıyorsunuz. Yakın mesafeye atıyorsanız dördüncü şarjörü de atabilirsiniz.
Dolum için scuba tüpü ve pompa kullandık. Hızlı dolum aparatıyla scuba tüpünden dolum çok kolay. Dikkat etmeniz gereken nokta tüpün vanasını yavaş yavaş açarak havayı yavaşça doldurmak. Denemek için pompa da kullandık. 100-200 bar arası 45 pompa civarında doluyor ve beş dakika sürmüyor. Tabii antrenmansız olunca arada soluklanma ihtiyacı hissediyorsunuz. Ama Serdar gibi genç ve güçlüyseniz bir solukta tüpü dolduruveriyorsunuz. Bu arada Serdar'ın bugünkü performansıyla PUMPMASTER unvanı aldığını da belirteyim Tüpe bağımlı olmak istemeyenler için pompa gayet güzel bir alternatif. Bugün 400 civarı atış yaptım hiç bir yorgunluk hissetmedim.
Tüfek almak isteyen arkadaşlar hiç başlangıç tüfeği vs. diye paralarını ziyan etmesinler. Paralarını biriktirsinler bir kere alsınlar adam gibi bir tüfek FX alsınlar. Tahmin ediyorum Yatagun taksit vs. birtakım kolaylıklar düşünüyordur.
SON SÖZ
Ben bugüne kadar tüfek kullanmamışım. Bu hobinin tadına bugün vardım. Bize bu imkanı sağlamış olan başta Mustafa Serdar olmak üzere tüm YATAGUN ekibine sonsuz teşekkürlerimi sunarım.