Davranış bozukluğu !

şimdi bu tip davranış bozukluklarının ileri derecelerine paranoyak denir. ancak burada tabiki şunu iyi irdelemek lazım,

bizi yaratan bizi bizden iyi tanıdığı için buna hased lik buna sebeb olanada fesat demiş. tıpkı bir odunun küle dönüşmesi gibi kişiliği ve insanı yer ve bitirir. kısa sürede psikolojik aksiyon fiziksel olarak etki yapmaya özellikle şeker hastalığı,migren ağrıları ve bilumum hayati fonksiyonlara etki yapmaya başlar. hasetcinin hasedinden korunmak içinse felak ve nas sureleri tavsiye edilmiştir.

peki bunun tersine ne denir? onada fazilet denir fazilet.... faziletli kişi kendinden önce toplumu ve arkadaşlarını düşünür .onların mutluluğu kendisinin mutlu olmasından daha önemlidir.onların mutluluğu için kendini karşılıksız sıkıntıya sokmasıdır.ama zamanla faziletli kişi toplumda öyle bir yer edinirki yerinden kimseler sarsamaz.çünkü o ömer baba gibidir.

abi söyldiklerinden benim çok mübarek bir insan olduğum kanısına vardım

yaradılanı yaradandan dolayı sevelim( obsesif kompulsif) kişilik bozukluğu olsada , bence bu tür insanlar yeteri kadar aile sevgisi almamış küçüklüklerinde ailelerinden baskı görmüş antisosyal tiplerdir ,bu kişiler aynı zamanda başkalarının başarısını yada fikirlerini dahi çekemezler başkalarının başarısızlığı onlar için başarıdır , bu kişilerin % 99 u ya yeteri kadar dini eğitim almamıştır yada yanlış dini eğitim almıştır. ama ne olursa olsun onlarıda topluma kazandıralım

Megalomani uzerine az paronayak sizofreni gibi bir sey tarif ettiginiz.

Birde hiç birşey bilmediği halde her konuya maydanoz olan tipler var mesela.buda davranış bozukluğu olsa gerek.

oneshotonekill yazdı:

Birde hiç birşey bilmediği halde her konuya maydanoz olan tipler var mesela.buda davranış bozukluğu olsa gerek.

+1

çocukken kendimizi oyunlarda süpermen, batman, heman ve bunun yanında brucelee, indiana jones gibi film veya cizgi film kahramanlarının yerine koyarak oynardık. İşi bazen o kadar abartırdıkki kendimizi gerçekten onlardan biri zannedip abuk sabuk şeyler yapardık. öyleki uçacağını zannederek ağaç tepelerinden atlayan , duvara yumruk atıp kendini yaralayan birçok arkadaşım olmuştur. ama ben böyle şeyleri hiç yapmadım, yapanlarıda tasvip etmedim

Buraya kadar bi sorun yok, sonuçta çocuk! sorun bu davranışları 40 lı yaşlarda'da sergileyen insanlarında olması.

Adam yaşını başını almış ama ; kendini filmlerde gördüğü kitaplarda okuduğu kahramanlardan zannedip, bu ciddiyete öyle kapılmışki, davranışları ve insanlara karşı yaklaşımıda buna göre olmuş. böylede devam etmekte. Herkese bi tepeden bakmalar, saçma bi disiplinle herkesi yönlendirmeye çalışmalar, acayip acayip sloganlanlar falan.

Yanlış anlaşılmasın ben kimseyi kastetmiyorum.

Cahilliğimi mazur görün acaba bu rahatsızlığın bi ismi varmı ?

serdarhavsut yazdı:

Cahilliğimi mazur görün acaba bu rahatsızlığın bi ismi varmı ?

Yanlış hatırlamıyorsam vasilismus zaitsevonax gibi birşey olması lazım gerçi aramızda doktorlar var onlar daha iyi bilirler.

ona cerebellar vaginusmus denilir ( cerebellar= beyinile ilgili vaginismus = bilen bilir=)

Sahibolduğu "Dünyanın En İyi Havalı Tüfeği" ile bayağı uzak mesafede çok iyi grup yapan ama kişiliği sözkonusu olunca çok yakın mesafede hiçbir grup oluşturamayan tek boyutlu Havalı Silah Nişancısı bir tanıdığımı hatırlattı bana.... Anlayan anladı...

valla işin ustaları tam olarak böyle açıklamış n
Günlük hayatta nasıl adlandırılmaktadır?

Halk arasında vesvese olarak bilinmektedir. Dinle ve temizlikle aşırı uğraşıların olduğu ve sözcüğün kökenini Kuran dan aldığı waswasa (beynin şeytani düşünce ve kararsızlıklarla haşir nesir olup, ibadetleri yapamamak) tan gelmektedir.

SZB (OKB) neden oluşmaktadır ?

Beyinde bazı bölgelerden salgılanan serotonin ve dopamin denen kimyasal maddelerin rol aldığı sistemlerin aşırı çalışması ile ilişkili bulunsa da başka maddelerin de etkili olduğu düşünülmektedir. Gene bu kişilerin beyinlerinin bazı bölgelerinde kan akimi ve metabolizmada artışların olduğu görülmüştür

SZB olan hastaların kişilik yapıları

Bu hastaların % 25 inde obsesif kompulsif kişilik bozukluğu özellikleri bulunmaktadır. Bu kişiler çevreleri üzerinde denetim oluşturmaya eğilimlidirler. Daima olculu,tedbirli olup dışarıdan soğuk ve sert olarak nitelenebilirler. Temizliğe düşkün,dakik ve düzenlidirler. Çok tutumludurlar ve başkalarına hediye vermeleri, paylaşmaları çok kısıtlıdır. Kendi istedikleri yapılmayıp, karsı çıkıldığında inatçı ve sinirli olabilmektedirler. Konuşmalarını uzatmaya bazen de gereksiz ayrıntılara dalmaya ve dinleyen Kişinin rahatsız olmasına yol açabilirler

ormalde alıntı yapmam ama bazı OKB. hastaları tatmin olsun diye alıntı yaptım. hehehu

(Bakınız Paranoid Kişilik Bozukluğu)

Narsisistik Davranış Bozukluğu
Narsisler herşeyi kendisinin en iyi yaptığına inanan, içlerinde çok önemli işleri başaracaklarına dair düşünceleri olan, eleştirilere kapalı, tepkisel kişilerdir.

Eleştirildiklerinde, kıskanç, kendilerini çekemeyen kişilerle karşı karşıya olduklarını düşünürler. Kendilerinden yukarıda tanımladıkları insanları da, onların elde ettiklerinden dolayı kıskanırlar.

Bir empati (kendini karşındakinin yerine koyabilme) duygusal iletişim kurabilme eksikliği, hissedememe, sevinci paylaşamama vardır.

Kendi amaçlarına ulaşabilmek için, başkalarını hiç vicdan azabı duymadan kullanabilirler. Narsisler, antisosyaller gibi saldırganca değil, sakin bir şekilde başkalarının imkanlarından yararlanırlar.

Devamlı övülme ve saygıya muhtaçtırlar. Karşılarındakinden hayranlık ve saygı alma ihtiyaçları çok yükselmiştir.
Özel bir yaklaşımı hakettiği düşünceleri vardır (Örneğin bir ödeme için sıraya girmemek, rezervasyon gereken otel ve lokantalarda onlara yer açılması gibi).

Öfke patlamaları ve tepkisel davranışlar gösterebilirler (Dürtüsellikle aniden aklına eseni yapma gibi)
Narsisler gergin insanlardır. Havada gerilim vardır, kendimizi denetlememiz gerekir gibi hissederiz.

Terkedilmeye toleransları yoktur. Öfke ile cevap verirler ve bir süre partnerlerini bırakmak istemezler. Ama sonra sükunet gelir. Bazen kendilerini terkedeni aşağılayarak "Git !" de diyebilirler.

Özsaygı eksiklikleri vardır. Kendilerine iç dünyalarında duyamadıkları saygıyı ve beğeniyi başkalarından almak isterler.
Narsisler çocukluklarında hakettikleri halde sevgi alamamışlar ve hep almaya çalışmış çocuklardır. Hiç ümitlerini kaybetmeden, vazgeçmeden çaba sarfedip sevgi almaya çalışmayı sürdürmüşlerdir.

Yetişkin yaşamlarında " Sevgi almak için ne çok çabalamıştım " diye kendilerine kızarlar ve öfke duyarlar. Kendilerine saygı ve sevgi almak için insafsız davranırlar. Genelde başarılı insanlardır ve yüksek mevkilere yerleşirler. Entellektüel kişilerdir.

Narsisler depresyona girerlerse, psikoterapiye başvurabilirler. Depresyon kendilerini suçlama nedeniyle oluşmuştur ama ben beceremeyen biri olarak geldim demezler. Paranoid, kuşkucu tarafları vardır. Bundan dolayı terapistlerine başlangıçta güvenmeyebilirler. Kaygı ölçekleri de yüksek olduğundan, narsislerle psikoterapi alanında çalışmak, özel bir dikkat ve itina gerektirir.

(Bakınız Narsisistik kişilik bozukluğu)

Yukarıdaki bölümler, Uz.Dr.Serdar Çorum'un, "Jung Analitik Psikoterapi" eğitim çalışması ders notlarından yararlanılarak hazırlanmıştır. teşekür ederim

mrmataraci yazdı:

Megalomani uzerine az paronayak sizofreni gibi bir sey tarif ettiginiz.

güzel bir tespit yapmışsınız yazdıklarınızda birer kişilik bozukluğu belirtileridir yalnızca şizofreni belirsiz bir durum, net bir açıklaması yok ama beyindeki bazı kimyasalların eksikliğiden yada dengesizliğinden olduğu söylenir .ve en tehlikelisidir, kişilik bozukluğunun en zirve noktasında intihar vardır ama şizofrenler genellikle başkasını öldürür bu yüzden dikkatli olmak lazım .

ben bu davranış bozukluğunu bipolar affektif bozukluk olarak biliyorum. arkadaşların dediği gibi şizofreni ve narsist duygular içerdiğine de katılıyorum. bipolar bozukluk gerçek bir vucut kimyası eksikliğinden kaynaklanır. tedavisi mevcut. vericeksin lityumu :). tabi düzenli kullandırabilirsen....
bu insanlarla çalışmak bunları idare etmek son derece zordur. başlangıçta akılcı idare edilebilir gözüksede kendi başına kaldığında herşey eskisi ve bildiği gibidir. sabah gazetesindeki bu makalede yazar bayan konuyu güzelce anlatmış. konuyu uzatmamak ve kirletmemek adına işte linki

http://www.sabah.com.tr/2005/02/24/gny…050224-200.html

Okuyunca birlikte çalıştığım (çalışmak zorunda kaldığım) birini gördüm. Böyleleriyle çalışmak zorunda kalmak azap verici ama çalışma yaşamı böyle bir şey malesef. Tedavisine gelince, yok. Ama kendi ruhsal dengenizi koruyabilirsiniz. Alttan almayın. Saldırganca davranışlar göstediğince (amacı sizi sindirmek, kendinize ve çevrenizin size olan saygısını düşürmektir, ama yargı ve tespitlerinde kensine öyle bir inanmışlığı vardır ki şaşarsınız) sizin de onun canını fena halde sıkabileceğinizi, üstelik bunu devam da ettirebileceğinizi ona gösterin. Karşılıklı gerginliklerden sonra (bunun ne kadar süreceği şahsın hastalık seviyesine ve sinirsel gerginliğe katlanabilme gücüne bağlıdır) kendi hakimiyet sahasına çekilecek ve belki de yokmuşsunuz gibi davranacaktır. Devam eden ilişkinizde oluşan bu mesafeli ortamı koruyun ve k.çınızı kollayın.

Not: Bu nereden çıktı şimdi, iş mobbinge kadar gidecek?

bayayhan yazdı:

(Bakınız Paranoid Kişilik Bozukluğu)

Narsisistik Davranış Bozukluğu
Narsisler herşeyi kendisinin en iyi yaptığına inanan, içlerinde çok önemli işleri başaracaklarına dair düşünceleri olan, eleştirilere kapalı, tepkisel kişilerdir.

Eleştirildiklerinde, kıskanç, kendilerini çekemeyen kişilerle karşı karşıya olduklarını düşünürler. Kendilerinden yukarıda tanımladıkları insanları da, onların elde ettiklerinden dolayı kıskanırlar.

Bir empati (kendini karşındakinin yerine koyabilme) duygusal iletişim kurabilme eksikliği, hissedememe, sevinci paylaşamama vardır.

Kendi amaçlarına ulaşabilmek için, başkalarını hiç vicdan azabı duymadan kullanabilirler. Narsisler, antisosyaller gibi saldırganca değil, sakin bir şekilde başkalarının imkanlarından yararlanırlar.

Devamlı övülme ve saygıya muhtaçtırlar. Karşılarındakinden hayranlık ve saygı alma ihtiyaçları çok yükselmiştir.
Özel bir yaklaşımı hakettiği düşünceleri vardır (Örneğin bir ödeme için sıraya girmemek, rezervasyon gereken otel ve lokantalarda onlara yer açılması gibi).

Öfke patlamaları ve tepkisel davranışlar gösterebilirler (Dürtüsellikle aniden aklına eseni yapma gibi)
Narsisler gergin insanlardır. Havada gerilim vardır, kendimizi denetlememiz gerekir gibi hissederiz.

Terkedilmeye toleransları yoktur. Öfke ile cevap verirler ve bir süre partnerlerini bırakmak istemezler. Ama sonra sükunet gelir. Bazen kendilerini terkedeni aşağılayarak "Git !" de diyebilirler.

Özsaygı eksiklikleri vardır. Kendilerine iç dünyalarında duyamadıkları saygıyı ve beğeniyi başkalarından almak isterler.
Narsisler çocukluklarında hakettikleri halde sevgi alamamışlar ve hep almaya çalışmış çocuklardır. Hiç ümitlerini kaybetmeden, vazgeçmeden çaba sarfedip sevgi almaya çalışmayı sürdürmüşlerdir.

Yetişkin yaşamlarında " Sevgi almak için ne çok çabalamıştım " diye kendilerine kızarlar ve öfke duyarlar. Kendilerine saygı ve sevgi almak için insafsız davranırlar. Genelde başarılı insanlardır ve yüksek mevkilere yerleşirler. Entellektüel kişilerdir.

Narsisler depresyona girerlerse, psikoterapiye başvurabilirler. Depresyon kendilerini suçlama nedeniyle oluşmuştur ama ben beceremeyen biri olarak geldim demezler. Paranoid, kuşkucu tarafları vardır. Bundan dolayı terapistlerine başlangıçta güvenmeyebilirler. Kaygı ölçekleri de yüksek olduğundan, narsislerle psikoterapi alanında çalışmak, özel bir dikkat ve itina gerektirir.

(Bakınız Narsisistik kişilik bozukluğu)

Yukarıdaki bölümler, Uz.Dr.Serdar Çorum'un, "Jung Analitik Psikoterapi" eğitim çalışması ders notlarından yararlanılarak hazırlanmıştır. teşekür ederim

Daha Çok Göster

birde şunu ekleyeyim: kullandığımız pelletler bir ağırmetal olan çok zehirli kurşundandır, ve bu kurşun cilt (derimiz) , ve ağız yoluyla alındığında zehirler ve etkisi davranış bozukluğu ve ruhsal heyezanlar olarak görülebilir,bu yüzden pelletlere temas ettikden sonra ellerinizi iyice yıkayın ve sağda solda bırakıp çoluk çocuğun eline geçmesine engel olunuz.
bu arada kimse pelleti ağız yoluyla almaz her halde.

mustafa bey tarifinizin tam tam karşılığı,çok büyük ihtimalle ağır şizofren dir.

Yaşlı Kirpi yazdı:

Sahibolduğu "Dünyanın En İyi Havalı Tüfeği" ile bayağı uzak mesafede çok iyi grup yapan ama kişiliği sözkonusu olunca çok yakın mesafede hiçbir grup oluşturamayan tek boyutlu Havalı Silah Nişancısı bir tanıdığımı hatırlattı bana.... Anlayan anladı...

Ben anlamadım,anlayanların arasında olmak isterim.. Anlayan anlamayana anlatmalıdır,daha doğrusu konuyu bilmeyene (en azından bana konuyu açan tarafından) bir kere söylenmelidir. Saygılarımla...

Frog arkadaşımız geçen yılki bazı buluşmalarımıza katılmadığı için sözkonusu kişiyi tanımamakla haklı. Açıklama istemekle daha da haklı...
Kendisine PM ile gereken bilgiyi gönderirim...