Toplum Sağlığı Yönünden Kurşun Zehirlenmesi
Hazırlayan:
Yrd. Doç Dr. İsmail Hamdi Kara, Dicle Üniv. Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı
Kurşun bileşikleri iki bin yıldır
insanlar tarafından kullanılmaktadır. Günümüzde gereksinimle birlikte kullanım
da giderek artmaktadır. Kurşun zehirlenmesi (plumbism) kentlerde ve kurşun
kullanılan endüstri dallarında görülür. Kurşun zehirlenmesi akut ve kronik
olabilir. Akut zehirlenmeler kısa sürede yüksek dozda kurşunla karşılaşılması
sonucu kısa zamanda semptomların ortaya çıkması sonucu, kronik zehirlenmeler
daha uzun sürede oluşan vakalardır. Yaygınlığı nedeniyle, su ve besinlerle
kırsal bölgedekiler bile günde birkaç yüz mikrogram kurşun alırlar. Kentlerde
buna endüstriyel atıklar ve motorlu araçların egzozlarından yayılan bulaşma
da eklenir. Bu nedenle, meslek gereği kurşunla ilişkisi bulunmayanlarda
bile, kandaki kurşun düzeyi, özellikle kent halkında normalin üst sınırına
yaklaşır.
Kurşunla temasın yaygın olmasına karşın,
toksik etkiler daha çok 1-5 yaşındaki çocuklarda gözlenir; özellikle 18-24
aylık çocuklar yüksek risk altındadırlar. Çünkü bu çocuklar toprak, boya
ve kurşunla bulaşmış çeşitli materyalleri ağızlarına götürme alışkanlığına
sahiptirler.
İş Yaşamında
Kurşun Bileşikleri
Kurşunun (Pb), kolay işlenebilen,
yaygın bir metal olması ve ergime derecesinin düşüklüğü (327.5°C) nedeniyle
iş yaşamında çok yaygın olarak kullanılır. 550°C'nin üstünde ortam havasında
buharlaşır ve kondanse olmuş, kurşun oksit partikülleri olarak yayılır.
İnorganik
kurşun bileşikleri
A. Saf metalolarak: Kurşun levha
ve borular, tel ve kablolar, yapı kaplamaları.
B. Bileşikleri olarak: Kurşun monoksit
(PbO=mürdesenk), Kırmızı kurşun (Pb304, kurşun tetraoksit=sülyen), Beyaz
kurşun (PbCO3, kurşun karbonat=üstübeç), Kurşun silikat (PbSiO3), Kurşun
sülfür (PbS), Kurşun kromat (PbCrO4).
C. Alaşımlan: Kurşun antimon alaşımları
akümülatör vb. yapımında kullanılır.
Organik kurşun
bileşikleri
Kurşun alkilleri: Başlıcaları benzine
katılan kurşun tetra-etil ve metil ile plastik yapımında kullanılan kurşun-stearattır.
Özel kokulu sıvı maddeler olan kurşun alkillerinin kaynama noktaları çok
düşük olduğundan (kurşun tetra-etil 200°C, -metil 100 °C) kolaylıkla buharlaşırlar
.
Ülkemizde Sosyal Sigortalar Kurumu
İstatistik Yıllıklarında, meslek hastalıkları arasında kurşun zehirlenmesi
ilk sıradadır. Kurşunun çevre üzerindeki etkilerinin araştırıldığı çalışmalarda,
trafik yoğunluğu bulunan bölgelerdeki insan, çevre ve besin kaynaklarının
yoğun kirlenme tehdidi altında bulunduğu gösterilmektedir.
Kurşun, çocuklar için çok toksiktir.
Yapılan çalışmalar toksik olmayan kan kurşun düzeyinin sanıldığı kadar
yüksek olmadığını (10 Microgram/dL 'nin altı) göstermiştir. Bu verilere
göre 10 Microgram/dL gibi düşük düzeylerin bile, işitme ve büyüme fonksiyonlarında
gerilemeye yol açtığı gösterilmiştir. Kurşun zehirlenmesi hiçbir belirti
vermeden sessizce seyredebilir. Çoğu kez tanı konulamaz ve tedaviden yoksun
kalınır. Bu nedenle anemi (kansızlık), konvülziyon (bayılma nöbetleri),
mental retardasyon (zihinsel gelişme geriliği), belirgin davranış bozuklukları,
karın ağrısı gibi semptomların görüldüğü durumlarda kurşun zehirlenmesi
akla gelmelidir. Kurşun zehirlenmesi sanayileşmiş bölgelerde özellikle
çocukları olumsuz olarak etkilemektedir. Polonya Yukarı Silezya sanayi
bölgesindeki bir çalışmada, çocukların % 81'inde kan kurşun düzeyi 15 Microgram/dL'den
daha fazla bulunmuştur (normal düzey <10 Microgram/dL).
Kurşunlu benzin ve çevre kirliliği
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) ve Macaristan'da, çevre ve besin
kaynakları kirliliğinde en önemli etkenlerden birisi kurşunlu benzindir.
ABD'de benzin üretiminde kullanılan kurşun miktarı 1976-1980 yıllarında
yarıdan fazla azaltılmış (0.35 g/L düzeylerinden, 0.15 g/L'ye indirilmiştir)
ve buna paralel olarak ortalama kan kurşun düzeyi aynı dönemde 14.6 Microgram/dL'den,
9.2 Microgram/dL'ye inmiştir. ABD 'de aile hekimliği uygulamasında kent
banliyösünde yaşayan çocuklarda, kurşun zehirlenmesi prevalansı (sıklığı)
%5.6 olarak saptanmıştır.
İzmir'de trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda
çalışan trafik polislerinde egzoz kurşununa maruziyetin incelendiği bir
çalışmada; kan kurşun düzeyi ortalaması, 29 yaş ve altındaki trafik polislerinde
25.05(+-)3.53 Microgram/dL, 30 yaş ve üstü trafik polislerinde ise 18.26(+-)1.33
Microgram /dL olarak saptanmıştır. Genç kişilerin kurşundan aynı ortamda
bulunan daha ileri yaştaki kişilerden daha fazla etkilendiği ileri sürülmüştür.
Ülkemizde halen benzine katılan kurşun
miktarı, ortalama olarak süper benzinde 0.55 g/L 'dir. Bu miktar bazen
0.84 g/L 'ye kadar çıkmaktadır. ABD, Almanya, İsveç ve Japonya gibi ülkelerde
ise alınan önlemlerle miktar 0.15 g/L 'ye düşürülmüştür. Yurdumuzda da
kurşunun çevre üzerindeki etkilerinin araştırıldığı çalışmalarda trafik
yoğunluğunun bulunduğu bölgelerdeki insan, çevre ve besin kaynaklarının
yoğun kirlenme tehdidi altında olduğunu göstermektedir. Bu nedenle yurdumuzda
da kurşunsuz benzin tüketimi yaygınlaştırılmalıdır.
Sigara: Dünyada her yıl 2.5 milyon
kişi tütün nedeni ile oluşan hastalıklardan ölmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün
(DSÖ) sigara içme kontrol araştırma komitesinin uyarılarına göre gelişmekte
olan ülkelerde sigara içme epidemisi (yaygınlık) ciddi bir halk sağlığı
sorunu olmaya devam edecektir. Sigara bağımsız bir risk faktörü olarak
hem erkeklerde, hem de kadınlarda kan kurşun düzeylerini etkilemektedir.
Sigara içmeyen erişkin insanların başlıca kurşuna maruz kalma yolu ise
hava ve sudur.
Kurşun Metabolizması
Kurşun doğal olarak, bir çok şekilde,
özellikle solunum ve sindirim yolu ile alınır. Cilt yoluyla bulaşma ise
yalnız organik bileşiklerle olur. En önemli alınma şekli solunum yoludur.
Kurşun, buhar ve dumanının solunmasıyla, akciğerler aracılığıyla kana karışır.
Hava ve su insanlar için devamlı bir kurşun kaynağıdır. Gıdaların önde
gelen metalik kirleticilerinden biri kurşun olup, konserve gıdalarla beslenme
vücuda alınan kurşunun önemli bir kaynağını oluşturabilir. Sindirim yoluyla
alınan kurşunun onda biri kana karışır, kalanı dışkı ile atılır. Sağlıklı
bir kişinin besinlerle günde 200 mg kadar kurşun aldığı belirtilmektedir.
Yurdumuzda, erişkinlerin besinlerle günde 70 Microgram civarında kurşun
aldıkları bildirilmiştir.
Kurşunun bir başka kaynağı da duvar
boyalarıdır. Günümüzde kullanılan bazı duvar boyaları yüksek miktarda kurşun
içermekte (sülyen ve üstübeç kurşundan zengin astar boyalar olup, kurşun
oranı kuru ağırlıklarının %50'sini oluşturabilir), bu tür boyalarla boyanmış
evlerde oluşan tozlar, ortalama 750-11.000 Microgram/g kurşun içerikleri
ile özellikle çocuklar için önemli miktarda kurşun alımına aracılık edebilmektedir.
Organizmada kurşun homojen olarak
dağılmaz. Kurşun sırayla; 1. Kemiklerin kompaktası başta olmak üzere sert
dokularda, 2. Kemik iliği ve sinir sisteminde, 3. Eritrositlerde (kan kırmızı
hücreleri), 4. Plazma (kanı oluşturan hücrelerin içinde bulunduğu çeşitli
maddelerden oluşmuş sıvı) proteinlerinde birikir.
Erişkinlerde kurşunun %94 'ü, çocuklarda
ise sadece %74'ü, kemiklerde depolanır. Bu zararsız çözünmeyen depo kurşundur.
Kan ve yumuşak dokulardaki kurşunun yarılanma ömrü 28-36 gün, kemikte ise
20 yıldır. Kurşunun %90'ı dışkı ile atılır. idrar, ter ve özellikle dışkı
ile atılma sonucu kan plazmasında kurşun düzeyi düştükçe, depo kurşununda
azalma olur. En son plazma kurşunu düşer.
Klinik Bulgular
Akut zehirlenme, suda eriyen veya
çabuk emilen kurşun bileşiklerinin ağız yoluyla yada enjeksiyonla alınmasıyla
ortaya çıkar. Kronik zehirlenme daha sıktır. inorganik veya organik kurşun
bileşiklerinin ağız, deri veya solunum yoluyla sürekli alımı sonucu ortaya
çıkar. Kurşun zehirlenmesinde genellikle ilk yakınma şiddetli ve kolik
niteliğinde karın ağrısıdır. Sindirim sistemi, merkezi sinir sistemi bozuklukları
ile anemi en önemli bulgulardır.
Kronik zehirlenmede erken belirtiler
iştahsızlık, kilo kaybı, kabızlık veya ishal, irritabilite, kusma, halsizlik,
baş ağrısı, ağızda metalik tat, diş etlerinde kurşun çizgileri, becerilerin
bozulması ve anemidir. Geç belirtiler aralıklı kusma, irritabilite, sinirlilik,
inkoordinasyon, eklem ve karın ağrıları (kurşun koliği), ekstremitelerde
duyu bozuklukları, el duruş bozuklukları ve ayak kaslarında kasılmalar.
Kurşun büyümeyi de olumsuz yönde etkiler.
Yavaş ilerleyen böbrek hastalığı,
atrofik böbrek, hipertansiyon ve gut bulunan bir hastada mutlaka kurşun
zehirlenmesi düşünülmelidir.
Tedavi
Hastaların kurşun kaynağından uzaklaştırılması
çevre ve besin kaynaklarının kirlenmesinin engellenmesi ilk yapılacak iştir.
Semptomatik olgularda konvülsiyonların kontrolü için ilaç tedavisi başlanabilir.
Gereğinde solunum desteklenir. Çok şiddetli kolikler ilaç tedavisi ile
önlenir.
Şelasyon kurşun zehirlenmelerinde
en değerli tedavi yöntemidir; şelasyon vücutta zararlı olan maddelerin
atılımının kolaylaştırılması için çeşitli maddelerin kullanılması yöntemidir.
Özellikle çocuklarda oral şelasyon tedavisinde etkili olduğu bildirilmiştir.
Kurşun zehirlenmesi tüm toplumu etkilemekte
ve çeşitli sağlık problemlerine yol açmaktadır. Çevreyi etkileyen kurşun
kaynaklarının ortadan kaldırılması, hiç olmazsa kontrol altına alınması
temel hedef olmalıdır. Özellikle çocukların korunması için, kurşunlu benzin
kullanımının tamamen engellenmesi başta olmak üzere, tüm kurşun kaynaklarının
tehdit olmaktan çıkarılması hedeflenmelidir.