Yavaş çekim katana gücü

domatesi ezmeden yada kabuğunu buruşturmadan kesen bıcak cok iyi kesiyordur ama bu domatesi yerinden oynatmadan kesiyor
saçmaladım galiba sadece o kılıçı kapanların elleri dert görmesi ustalık böyle bişey
bu uzak doğullar en adi kör bıcakları da en süper keskin bıcakları da yapıyorlar bu adamlar acayip bişey

şiddetin estetiği...

Discovery Channel da yapılışını gösteren bir belgesel seyretmiştim. İlgisi olanlar için adeta bir ziyafetti. Sadece ham çeliğini oluşturmak için bile 3 gün boyunca bir fırın yanıyordu, ustasının katanayı yapması ise 3-6 ay arasında değişiyordu. Rakamlar tam net olmayabilir ama bu civarlardaydı.

Kılıcın hafifliği, keskinliği, sahibinin adeta bir uzvu gibi hareket etmesi insanı büyülüyor.

o belgeselde gercek bir ustanın yaptıgı kılıç cok özel müşterilere 30.000--40.000 dolar civarı satılıyordu

kuatele yazdı:

o belgeselde gercek bir ustanın yaptıgı kılıç cok özel müşterilere 30.000--40.000 dolar civarı satılıyordu

+ o kadar parayı bastırsan bile, usta istemedimi satmıyor...

zaten bildiğim kadarı ile usta sipariş üzerine ve kişi ile yaptığı sohbet(mülakat gibi birşey olsa gerek)sonrası karar veriyor.kılıçların yaşadıklarına ve bir ruha sahip oldukları düşünülür.ve ona sahip olmak isteyen kişi onu taşıyabilmelidir karakter olarak.

bir kılıç tek başına hiç birşeydir,sadece maharetli ellerde hayat bulur.

bu kadar katana severi bulmuşken başka videolar da paylaşayım

katana vs 9mm

katana vs arrow

(ikinci videonun yayınlandıgı belegeselin adını hatırlayan, rastgelen var mı? national geographicte bir kac ay haftasonları yayınlanmıştı. Dünyanın dört bir yanındaki dövüş sanatlarını gösteriyordu. Çok güzel bir programdı. hele qi qong göstrerisi yapan biri vardı ki inanaılmazdı )

carnivore yazdı:

(ikinci videonun yayınlandıgı belegeselin adını hatırlayan, rastgelen var mı? national geographicte bir kac ay haftasonları yayınlanmıştı. Dünyanın dört bir yanındaki dövüş sanatlarını gösteriyordu. Çok güzel bir programdı. hele qi qong göstrerisi yapan biri vardı ki inanaılmazdı )

National Geographic Channel'ın yayınladığı, Samurai Sword adında bir belgeseldi. Bende bir yerlerde vardı ama bulamadım...

Adamlar kendi kültürlerini nasıl satıyorlar..Bizim "Yatağan"larımız kalite ve kullanış açısından Katanalardan iyi olduğunu biliyorum.Nerden biliyorsun diyecek olursanız Discovery de izlemiştim yıllar önce..Yatağan, yapı olarak Katana gibi düz değil,eğik yapıda imal ediliyor bu da kesme gücünü arttırıyor.Maalesef şu anda sadece Denizli'nin Serinhisar ilçesine bağlı olan Yatağan'da turistik olarak yapılıyor.Bu silahın ustalarının sayısı artsın diye AB fonlarından ciddi bir para yardımıda geldi diye biliyorum(1,4 Milyon Avro).Umarım yaygınlaşır,bizde duvarlarımıza katana değilde yıllarca Yeniçerilerin ve Leventlerin asıl muharebe silahı olan yatağanları asarız.Selamlar...

turaks yazdı:

Adamlar kendi kültürlerini nasıl satıyorlar..Bizim "Yatağan"larımız kalite ve kullanış açısından Katanalardan iyi olduğunu biliyorum.Nerden biliyorsun diyecek olursanız Discovery de izlemiştim yıllar önce..Yatağan, yapı olarak Katana gibi düz değil,eğik yapıda imal ediliyor bu da kesme gücünü arttırıyor.Maalesef şu anda sadece Denizli'nin Serinhisar ilçesine bağlı olan Yatağan'da turistik olarak yapılıyor.Bu silahın ustalarının sayısı artsın diye AB fonlarından ciddi bir para yardımıda geldi diye biliyorum(1,4 Milyon Avro).Umarım yaygınlaşır,bizde duvarlarımıza katana değilde yıllarca Yeniçerilerin ve Leventlerin asıl muharebe silahı olan yatağanları asarız.Selamlar...

Kültürümüzün korunması ve devamı konusunda size sonuna kadar katılıyorum. Keşke sahip olduğumuz her şeyi dışarıdan gelen ucuz alternatiflerle ikame ederek kültürümüzü unuttuğumuzun farkına varsak ve buna bir son versek. Fakat Yatağan'ların Katana'dan "iyi" olduğu konusu biraz relatif. Nedeni bir kılıcın "iyi" olup olmamasının yalnızca keskinliği ile ilintili olmaması.

Katana, yüz yıllardır keskinliği, kullanım tekniği, çevikliği ve hızı ile dünyanın en iyi kılıcı olarak kabul görmüştür ki Japonlar bu kültürün bu kadar göz önünde, çoluğa çocuğa oyuncak olmasına, televizyonlarda üzerlerine mermiler sıkılmasına çok karşıdır. bunları izlerken ağlayan Japonlar gördüm. Japonlar her kılıcın bir ruhunun olduğuna inanır. Bir samuray için kılıcı, hayatından daha önemlidir. Şu anda Japonya'da usta elinden çıkmış kılıçlar 50-60bin dolar fiyata sahiptir ama yine de parayı veren herkes alamaz. Alıcının kılıcı doğru amaçlar için kullanacağından ve ona gereken saygıyı göstereceğinden emin olmadan kılıç satışı yapılmaz.

6. yüzyıldan beri, yani 14 yüzyıldır dünya üzerinde bulunan bu kılıçlar modern sanayide daha yeni yeni kullanımı yaygınlaşan bi-metal özelliğindedir. Uç noktasıyla birlikte gövdesinde üç farklı çelik barındırır. Modern görüntüleme ve analiz teknikleri ile Japonların 14 yüzyıl önceki teknoloji ile bugünün en homojen ve en yüksek kaliteli çeliklerini imal ettiği görülmüştür. Katana da düz bir kılıç değildir. Ateşte dövümü tamamlandıktan sonra çok dikkatli bir şekilde suya daldırılan düz kılıç, ihtiva ettiği iki farklı çeliğin farklı oranlarda büzüşmesi ile yukarı doğru eğik bir forma girer. Bu eğik yapı hem kullanımı hızlandırır, hem de kesme gücünü artırır. Katana, daha sonra mükemmel bir kılıç tekniği olan Kenjutsu ile birleşip dünyanın en ölümcül silahı haline gelmiştir. 1200'lü yıllarda Göktürklerin egemenliğinden de önce Japonya'ya yapılan ve efsanevi "Kamikaze" kelimesinin ortaya çıktığı Moğol akınını bu kılıçlar kesmiştir. Yani tarihi çok daha uzundur.

Yatağanlar çok çok iyi kılıçlar olabilir, belki dünyanın en keskin kılıçları da olabilir. Arap ve Çin kılıçları da dünyanın en keskin kılıçlarındandır. Hatta "Claymore" olarak bilinen çift ağızlı İngiliz kılıcı da Katana kadar keskin bir kılıçtır fakat bu kılıç bir kez savrulana kadar Katana hedefini üç kez bulabilir. Yatağanlar, Roma öncesi dönemde görülen "Falçata"lar ve Pers kılıcı "Kopis" ile ciddi benzerlik gösterir. Uç kısımdaki dışbükey yapı kesme gücünden çok kılıca yüksek momentum sağlama amacını taşır. Bu sebeple yavaş fakat güçlü savrulur. Vücuttan uzakta ve tek elle kullanılır. Katana ise vücuda çok yakın ve iki elle kullanılır. Savrulduktan sonra tekrar ofansif pozisyona gelmesi çok kısa süre alır.

Dediğim gibi, Yatağan dünyanın en iyi kılıçlarından biri, evet. Fakat tarihleri konusunda son derece fanatik olan ve mükemmel kılıçlar yapmış Avrupalılar bile Katana'nın gelmiş geçmiş en üstün kılıcı olduğunu kabul etmişlerdir ve seyrettiğiniz filmlerin de bir çoğunu avrupalı ve amerikanlar çekmiştir.

Yani "kendi kültürlerini satıyorlar" derken kültürleri konusunda çok tutucu olan Japonlara bence haksızlık ediyorsunuz.

eblemis yazdı:

Kültürümüzün korunması ve devamı konusunda size sonuna kadar katılıyorum. Keşke sahip olduğumuz her şeyi dışarıdan gelen ucuz alternatiflerle ikame ederek kültürümüzü unuttuğumuzun farkına varsak ve buna bir son versek. Fakat Yatağan'ların Katana'dan "iyi" olduğu konusu biraz relatif. Nedeni bir kılıcın "iyi" olup olmamasının yalnızca keskinliği ile ilintili olmaması.

Katana, yüz yıllardır keskinliği, kullanım tekniği, çevikliği ve hızı ile dünyanın en iyi kılıcı olarak kabul görmüştür ki Japonlar bu kültürün bu kadar göz önünde, çoluğa çocuğa oyuncak olmasına, televizyonlarda üzerlerine mermiler sıkılmasına çok karşıdır. bunları izlerken ağlayan Japonlar gördüm. Japonlar her kılıcın bir ruhunun olduğuna inanır. Bir samuray için kılıcı, hayatından daha önemlidir. Şu anda Japonya'da usta elinden çıkmış kılıçlar 50-60bin dolar fiyata sahiptir ama yine de parayı veren herkes alamaz. Alıcının kılıcı doğru amaçlar için kullanacağından ve ona gereken saygıyı göstereceğinden emin olmadan kılıç satışı yapılmaz.

6. yüzyıldan beri, yani 14 yüzyıldır dünya üzerinde bulunan bu kılıçlar modern sanayide daha yeni yeni kullanımı yaygınlaşan bi-metal özelliğindedir. Uç noktasıyla birlikte gövdesinde üç farklı çelik barındırır. Modern görüntüleme ve analiz teknikleri ile Japonların 14 yüzyıl önceki teknoloji ile bugünün en homojen ve en yüksek kaliteli çeliklerini imal ettiği görülmüştür. Katana da düz bir kılıç değildir. Ateşte dövümü tamamlandıktan sonra çok dikkatli bir şekilde suya daldırılan düz kılıç, ihtiva ettiği iki farklı çeliğin farklı oranlarda büzüşmesi ile yukarı doğru eğik bir forma girer. Bu eğik yapı hem kullanımı hızlandırır, hem de kesme gücünü artırır. Katana, daha sonra mükemmel bir kılıç tekniği olan Kenjutsu ile birleşip dünyanın en ölümcül silahı haline gelmiştir. 1200'lü yıllarda Göktürklerin egemenliğinden de önce Japonya'ya yapılan ve efsanevi "Kamikaze" kelimesinin ortaya çıktığı Moğol akınını bu kılıçlar kesmiştir. Yani tarihi çok daha uzundur.

Yatağanlar çok çok iyi kılıçlar olabilir, belki dünyanın en keskin kılıçları da olabilir. Arap ve Çin kılıçları da dünyanın en keskin kılıçlarındandır. Hatta "Claymore" olarak bilinen çift ağızlı İngiliz kılıcı da Katana kadar keskin bir kılıçtır fakat bu kılıç bir kez savrulana kadar Katana hedefini üç kez bulabilir. Yatağanlar, Roma öncesi dönemde görülen "Falçata"lar ve Pers kılıcı "Kopis" ile ciddi benzerlik gösterir. Uç kısımdaki dışbükey yapı kesme gücünden çok kılıca yüksek momentum sağlama amacını taşır. Bu sebeple yavaş fakat güçlü savrulur. Vücuttan uzakta ve tek elle kullanılır. Katana ise vücuda çok yakın ve iki elle kullanılır. Savrulduktan sonra tekrar ofansif pozisyona gelmesi çok kısa süre alır.

Dediğim gibi, Yatağan dünyanın en iyi kılıçlarından biri, evet. Fakat tarihleri konusunda son derece fanatik olan ve mükemmel kılıçlar yapmış Avrupalılar bile Katana'nın gelmiş geçmiş en üstün kılıcı olduğunu kabul etmişlerdir ve seyrettiğiniz filmlerin de bir çoğunu avrupalı ve amerikanlar çekmiştir.

Yani "kendi kültürlerini satıyorlar" derken kültürleri konusunda çok tutucu olan Japonlara bence haksızlık ediyorsunuz.

Daha Çok Göster

Cok güzel yazmışsınız, sadece +1 diyebilirim

(Fakat sanırım2. videoda bahsettiğim belgeselin adı başka bir şeydi. Shaolin rahiplerinden, rus dövüş sanatına, sokak dövüşüne, tayland sopa dövüşüne kadar çok çeşitli stilleri tanıtmıştı. Sunucu üstünde her bölüm aynı yarım palto gibi bir şey vardı )

Selamlar ;

Satıyorlar derken para karşılığı anlamında kastetmedim,tanıtım ve yaşatma olarak kullanmıştım,bizim lise öğrencilerimiz maalesef kendi tarihlerini hiç ama hiç bilmiyorlar adamlar ise işte güzel bir örnek olarak katana kılıcını hala yaşatıyorlar hatta binlerce km.uzakta olan bizleri bile etkiliyorlar(bu arada yanlış anlaşılmasın katanaları bende çok beğenirim üzüldüğüm nokta çok zengin olan tarihi mirasımız karşısında çok fazla bilgiyi ve görsel kaynağı koruyamıyoruz,yine benim tabirimle satamıyoruz).Ya biliyosunuz adamlar bizi hala fesle geziyor biliyor.Biz İngiliz uzun yayını biliyoruz resmini bile çizeriz ama bileşik yayı tanımıyoruz.Bu arada Japonların ne kadar çok asimile olduğunu tv programlarında görüyoruz eski kuşak hariç gençler kendi Japon isimlerinin yerine amerikan isimleri kullanıyorlar bilgi amaçlı yazdım.Sevgiyle kalın

carnivore yazdı:

(Fakat sanırım2. videoda bahsettiğim belgeselin adı başka bir şeydi. Shaolin rahiplerinden, rus dövüş sanatına, sokak dövüşüne, tayland sopa dövüşüne kadar çok çeşitli stilleri tanıtmıştı. Sunucu üstünde her bölüm aynı yarım palto gibi bir şey vardı )

Evet, haklısınız. Ben videodaki adamı görünce seyretmeden söylemiştim. Bahsettiğim belgeselde de aynı baba-kız ve oku havada kesme sahneleri vardı çünkü. Tamamen katanalar üzerine ayrılmış, yapımı, teknileri, felsefesini uzun uzadıya anlatan çok hoş bir belgeseldi.

Ok kesmeyle ilgili video biraz fantazi tadında olmuş. Dikkat ederseniz atışları yapan bayan yayı tam çekmiyor. Kullandığı yay da muhtemelen bayanların da kullanabileceği çekiş kuvvetinde bir yay. Gerçi daha hızlı bir yayla da büyük yaralanma riski olurdu en azından parçalarından o kadar kolay kurtulamazdı. Gerçek bir savaş yayı ve ucuyla o mesafeden arka arkaya iki insanı delip geçebilirsiniz.

Kamikaze Moğol donanması Japon denizini geçmeye çalışırken çıkan fırtınanın adı. Kelime anlamı da yanlış hatırlamıyorsam ilahi rüzgar gibi bir şey olması lazım. Moğolların bu harekata giriştikleri zaman Japonlar çok güçsüz bir dönemlerini geçiriyorlardı. Japon adalarına geçebilselerdi muhtemelen Japonları ezip geçeceklerdi. Kılıçların da bir faydası olacağını sanmıyorum. Çünkü Asya kavimleri genellikle göğüs göğüse mücadeleyi pek tercih etmezlerdi. Moğol orduları da mızraklı hafif süvariler ve atlı okçulardan oluşuyordu. Piyade sınıfları ise yoktu.

Yatağanların Japon kılıçları kadar özel olarak üretildiklerini zannetmiyorum. Fakat kullanım alanlarına göre muhtemelen Japon kılıçlarından daha avantajlı silahlardı. Çünkü gemi güverteleri ve ambarlarında geçen çarpışmalarda rakipler çoğu zaman birbirlerine bir kol boyundan daha kısa mesafelerde oluyorlardı. Bir arkadaşımızın hipotezine göre de namlusu ileri doğru değil geriye doğru kullanılıyorlardı. Kısa alanda çekiş ve çekiş anında rakibe darbe vurabilmek için. Namlularının kıvrımı da bu hipotezi destekliyor. Namlunun bu kıvrımı yapılan kısa hamlelerdeki açılan kesik miktarının da uzamasına yol açıyor. Kesici silahlardaki ters kıvrım darbeyi alan kişinin silahı kullanan kişiyle aralarındaki mesafenin azalmasını da sağlıyor.(Sanki bir kancayla çekiliyormuş gibi). Bu durumda darbe alan kişinin karşı saldırı ya da savunma alanı da daralıyor.

Tabii bunların hepsi hipotez. Sonuçta eski tekniklerle yatağan yapan ya da kullanan kimse yok. Japonların kültürel olarak kazancı da bu noktada başlıyor. Kesintiye uğratmadan hem sanatlarını geliştirebilmişler hem de olgunluğa ulaştırmışlar.

[Resim Engellendi: http://img54.imageshack.us/img54/563/12431692.th.jpg][Resim Engellendi: http://img519.imageshack.us/img519/5716/59939196.th.png][Resim Engellendi: http://img262.imageshack.us/img262/9154/73501016.th.jpg][Resim Engellendi: http://img26.imageshack.us/img26/5310/52879239.th.jpg]
işte yatağanlara birkaç örnek

Yatağan'lar kesme gücünü, palalar gibi ağırlıklarından alıyorlar değil mi ?