PCP Silahlarda isabetliliğe etki eden namlu ve hız stabilitesi dışındaki faktörler

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.
  • Bu konu hakkında başka bir başlık altında yazdığım yazıyı Mustafa Serdar abinin de rica ve onayı ile ayrı bir konu haline getiriyorum. Konu hakkında sorusu olan arkadaşlar varsa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım.

    Havalı tüfek konusunun uzmanı olduğumu söyleyemem fakat havalı tüfeklerle ilgili uzun süredir özellikle yabancı kaynaklarda araştırmalar yapmaktayım ve çoğu AirForce gibi ünlü üreticiler ve yöneticileri tarafından kaleme alınmış pek çok yazı okudum.

    Çok okumak iyidir derler fakat bu bilgilerin benden başkasına faydası olmayacaksa bu forumda bulunuyor olmanın da bir amacı kalmayacaktır değil mi?

    Bir süredir gözüme çarpan ve aslında yeterli bir açıklamayı da gerçekten hakeden bir soru var:

    "Bir silahta namlu çıkış hızı stabilitesi ve iyi bir namlu dışında isabetlilik üzerinde etkili olan ne gibi faktörler yer alır?"

    Öncelikle "iyi namlu"nun ne olduğunu ortaya koymek gerekir. "İyi namlu" izafi bir kavramdır. Pek çok üreticinin namluları iyi namlu olabilir fakat tüm "iyi namlu"lar aynı kaliteye sahip olamaz. İki namluyu kıyaslarken aslında kullanıcı imkanları ile uygulanabilecek hiçbir bilimsel yöntem bulunmamakta. Lothar Walther bile bir namlunun kendi üretimi olup olmadığını belirlemek için namluyu fabrikasında tetkik etmesi gerektiğini söylüyor. Hal böyle olunca elimizde ancak namlu kıyası için namludan pelet geçirmek, grupman denemesi yapmak gibi bir kaç iptidai yöntem kalıyor ki bu yöntemler bile pek çok zaman belirleyici olabiliyor. Günümüzde üst seviye sayılabilecek pek çok PCP silahta gerçekten amatör kullanıcılar olarak bizlerin atıcılık kabiliyetlerini aşacak kalitede namlular bulunuyor. Yani çoğumuz örneğin uygun pelet kullanan bir Weihrauch HW100 ile Lothar Walther müsabaka sınıfı namluya sahip bir FX arasındaki farkı belirgin bir şekilde görebilecek kadar iyi atıcılık kabiliyetine sahip değiliz. Kim bilir, ülkemizde bir gün havalı silah atıcılığı İngiltere'de olduğu kadar gelişir de biz de müsabakalarda bu kalitede atıcıları sık sık görmeye başlarız. Ümidim bu yönde.

    Diğer yandan, gerçekten "iyi namlu"lara sahip olan Evanix, Benjamin, Beeman, BAM gibi markaların namluları ile yukarıda dile getirdiğim üst seviye silahların namlularını kıyaslarken de "iyi namlu" tabiri biraz yetersiz kalmaktadır. Evet, bu silahların namluları "iyi"dir. Fakat bu namlulara "iyi" diyorsak söz gelimi bir Lothar Walther ya da bir BSA namluyu "daha iyi" şeklinde nitelemek zorundayız. Kaba bir benzetme ile; Porsche de iyi arabadır(hatta hastasıyımdır ;keyf; ) ama Formula 1'de yarış koşamaz.

    Namlu ayrımına değindikten sonra bir PCP silahta isabeti etkileyen hız ve namlu dışındaki faktörlere gelelim.

    İyi bir namlu iyi isabet demek değildir. Bir silahın isabetli olması için namlu ve hız tek etkenler değildir. Namlu rezonansı, silahtaki tepme ve dolayısıyla oluşan titreşim, şarjör ve şarjör mekanizması, pelet probu, transfer portu, varsa ceket ya da moderatör bir silahın isabet oranı üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.

    Peki nasıl?

    Namlu rezonansı:
    Namlu rezonansının isabete doğrudan etkisi olduğu yıllardır bilinen bir gerçektir. Yapılan her atışla silahın namlusunda çıplak gözle görülemeyecek bir rezonans yani titreşim oluşur. Bu rezonansın atıştan atışa değişiklik göstermesi silahın isabet oranını negatif yönde etkiler. Free-floating denen, serbest yani silaha namlu başlangıcından başka hiç bir yerden bağlı olmayan namluların kullanılmasının amacı bu namlu rezonansını mümkün olduğunca serbest bırakmaya ve bu yolla her atışta aynı şekilde oluşmasını sağlamaya yöneliktir. Silaha takılan moderatörler, namlu tutucuları, namlu ceketleri gibi ek parçalar namlu rezonansını etkileyebilir. İyi tasarlanmış ve işlenmiş bir silahta ya free-floating namlu kullanılmış ya da namlu rezonansı başarılı bir şekilde düzenlenmiş ve saydığım ek parçalar ve namlu bağlantıları rezonansta atıştan atışa değişikliğe yol açmayacak şekilde tasarlanıp kullanılmıştır.

    Tepme:
    Tepme miktarı silahın isabetini etkileyebilir. Yine iyi bir silahta bu etki ile genellikle karşılaşılmasa da vasat bir PCP silah yaylı silahlarda olduğu kadar belirgin olmasa da yaylı bir silah gibi farklı tutuşlara farklı tepkiler verebilir. Bu durum ekseriyetle tepmeden kaynaklanır. Bunun dışında bir silahta oluşan tepme her zaman atıcının hissettiği tepme değildir. PCP bir silahta pelet arkasında 150 bar gibi çok yüksek basınçlar oluşur. Bu basıncın anlık olarak oluşup ortadan kalkması silahın mekanik aksamında aynı bir skuba tüpünün dolduğunda büyüyüp boşaldığında küçülmesi gibi bir takım kuvvetler oluşuturur. Silahın mekanik yapısı bu kuvvetleri karşılayamayacak nitelikte ya da bu kuvvetlere her defasında farklı tepkiler verecek yapıda olabilir. Örneğin silahın boltunda bir boşluk olabilir ve pelet probu atış esnasında ileri geri oynayabilir. Bu oynama her atışta aynı şekilde gerçekleşmezse isabet oranı düşer. Yani tepmeyi atıcı hissetmese de silahın mekaniği hissedebilir ve silah bu etkiye her seferinde aynı şekilde tepki veremezse isabetsizlik baş gösterir.

    Şarjör:
    Düzgün işlenmemiş bir şarjör silahın isabetini belirgin bir şekilde bozabilir. Bunu ben Raider'ımda bizzat yaşadım ve AnkaraTeam üyeleri de şahit oldular. Şarjör, pelet tutmadan öte, onları namluya girmeden önce şekle sokma, standardize etme gibi bir işleve de sahiptir. Peletlerin etek çapları kafa çaplarından büyük olur ve pelet silahın şarjöründen geçerken etek çapı da şarjörün çapına düşürülür. Böylece her pelet namluya sürüldüğünde belirli bir standardizasyona uğramış olur. Şarjördeki pelet yuvalarının çaplarının, namlu iç çapı ile uyumlu bir ebatta olması gerekir. Bu yuvaların çapının optimum ebattan büyük ya da küçük olması, isabeti ciddi biçimde etkileyebilir. Şarjörün yeterince küçültmediği peletler namluya sürülürken namlu girişinde deforme olabilir. Şarjörün peletleri fazla küçültmesi durumunda ise pelet etekleri atış anında yeteri kadar şişemeyebilir ve küçülen pelet kafası yiv-setlere tam olarak oturmayabilir ki bu durum da peletin namlu içinde gezmesine yol açabilir. Bunlar dışında şarjördeki pelet yuvalarının çapları aynı şarjör üzerinde farklılık gösterebilir ve bu sebeple silah her atışta farklı çapta pelet atmak zorunda kalabilir. Şarjör deliklerinin şarjördeki indeksleme tırnaklarına göre tam yerinde açılmamış olması da şarjör döndüğünde peletin namlu ile doğru olarak merkezlenememesi ve namluya sürülürken zarar görmesine sebep olur. Bunlar şarjör hatalarından kaynaklanan ve isabeti kötü yönde etkileyen faktörlerdir.

    Şarjör indeksleme mekanizması:
    Şarjör mekanizması şarjörü her seferinde aynı miktarda çevirmek ve her peleti namlu ile tam olarak merkezlemek zorundadır. İndeksleme mekanizması şarjörü homojen bir şekilde çeviremiyorsa bazı peletler namlu ile merkezlenemeyecek ve muhtemlen namluya sürülürken traşlanacaktır. Mekanizmadaki bir tasarım ya da işçilik hatası mekanizmanın şarjörü olması gerekenden fazla ya da az miktarda çevirmesine de sebep olabilir. Bu durumda da peletler namlu merkezi ile hizalanamayacağından, her defasında traşlanarak namluya girecektir.

    Pelet probu:
    Pelet probu iyi işlenmemiş bir silahta prob, namluya sürerken peletlere zarar verebilir, peletin arkasını tam olarak kapatamayabilir, peleti namlu içinde gerektiği noktaya kadar itemeyerek transfer portu üzerinde bırakabilir. Kurma mekanizması ile arasında boşluk olduğu takdirde peleti her seferinde namlu içinde aynı noktaya süremeyebilir ve atıştan atışa daha ileriye sürüp daha geride bırakabilir. Prob tarafından itilerek yiv ve setlere oturup şekil alandıktan sonra atılan bir peletle tetik düşürülerek tüpten bırakılan basınçlı havanın itkisiyle yiv ve setlere oturup şekillenen bir pelet farklı şekilde uçacaktır. Ayıca pelet probu şarjör ve namlu ile aynı doğrultuda çalışmadığı takdirde peletleri namluya sürerken eğip bükme ithimali ortaya çıkacaktır.

    Transfer portu:
    Transfer portu ya da transfer deliği doğru çapta ve şekilde açılmamış ya da iyi işlenmemiş olabilir. Fazla geniş bir transfer portu, peletin namluya sürülürken kısmen port içine düşmesine ve arkadan iten prob sebebiyle transfer portu kenarları tarafından traşlanmasına sebep olabilir. İyi işlenmemiş ve çapaklı bırakılmış bir transfer portu da aynı şekilde namluya sürülen peleti traşlayabilir ki bu hata benimki ile birlikte üç farklı Webley Raider'da karşılaştığım fabrikasyon bir hatadır(Üç farklı silahta karşılaşmadan bu hatayı açıklamak istememiştim ama artık emin olduğum için bu vesileyle bunu da açıklamış olayım). Kendi silahımda transfer portu o kadar çapaklıydı ki bu çapakları temizledikten sonra 50 metrede grupmanlarım en az 3cm küçüldü. Bu çapak ve çap hataları aynı zamanda port üzerinden her geçen peletin traşlandıkça port içine kurşun parçaları bırakmasına sebep olur ve bu parça ya da tozların küçük ihtimalle de olsa atış esnasında valf tertibati içine girerek arızaya sebep olması ihtimalini ortaya çıkarır. Transfer portu o-ringlerinin arasına dolarak o-ringlere zarar verebilir ve kaçaklara da sebep olabilir.

    Namlu ceketi ve/veya moderatör:
    Doğru tasarlanmamış veya monte edilmemiş bir ceket ya da moderatör de isabeti düşürebilir. İçerisinde ki aerodinamik işleyiş düzenli ve doğru olmayan bir moderatör ya da namlu ceketi peletin uçuş yönünü etkileyecektir. Yine doğru monte edilmemiş bir ceket ve moderatör de isabeti ciddi bir şekilde azaltabilir. Bu durumu yine kendi Radier'ımda tecrübe ettim. Ceket içinde namluyu tutan ve ceket tamamen sökülmeden farkedilip yerleştirilmesi imkansız denebilecek bir yüzüğün yanlış konumlandırılmış olması tüfeğin 50 metrede 10 atışı 10cm'den daha fazla yaymasına sebep oluyordu. Bu yüzüğü düzgün monte etmek grupmanları yarı yarıya küçülttü.

    Tetik ayarı, hassasiyeti ve stabilitesinin öneminden ise malumun ilanı olmaması açısından bahsetmiyorum bile.

    Burada yazdığım çoğu etken ile kendi silahımda karşılaştım ve uzun süren çabalarım sonucunda pek çoğunu bertaraf etmeyi başardım.

    Peki ne değişti?

    Bu yazıda yazdığım etkenlerin çoğu 50metrede 1-2mm'lik farklar yaratan etkenler olsa da pek çoğunun bir araya gelmesi ile silahın isabet oranı ciddi bir şekilde bozulabilir. Yine kendi silahımdan örnek vererek açıklayayım; 50 metrede 10cm grupman yapabilen tüfeğim yazdığım etkenleri bertaraf etmemle şu anda aynı mesafede 2cm altında grupman çıkarabilmekte. Yalnız şarjör etkeninin bile ne kadar önemli olduğu forumda da konusu bulunan AnkaraTeam puanlı atış yarışmalarının 4.sünde görülebilir. Kullandığım iki farklı şarjörden sorunsuz olanının puan ortalaması 46,33'ken sorunlu olanınki 41,5. Puan olarak az gönüyor olabilir fakat bu ortalamalar arasında kullandığımız hedef kağıdı üzerinde 1,1cm fark var. Yarışmadan sonra da iki ayrı şarjörle yaptığım iki grupmandan hatalı şarjörle yaptığım grupmanın merkezden merkeze ölçümü diğerinin yaklaşık iki katıydı.

    Konuyu bağlarsam; sahip olduğum Raider da LW namluya sahip, S410 da. Yine kullandığım Raider ile AA'nın standart saplamaları yani hız stabiliteleri de oldukça yakın(Chrono ölçümleri forumda mevcut). Yine de AA, Radier'dan kat kat iyi grupman çıkarıyor. Buradan hız stabilitesi ve iyi namlunun isabetlilik için yeterli olmadığını sonucuna rahatlıkla varabiliriz.

    Başlarken söylediğim gibi, konunun uzmanı olduğumu düşünmüyorum. Haliyle kimi hatalarım olabilir. Okuyan arkadaşların ve özellikle üstatlarımızın varsa gördükleri yanlışlıklarıma müdahale etmelerini rica ediyorum.

    Umarım konuyu merak eden, silahıyla sorun yaşayan ya da silah tercihi yapacak olan arakadaşlara yardımım dokunur.

    Air Arms S400 MPR-FT .177/ Hawke Optics Sidewinder 30 Tactical 8.5-25x42
    Air Arms S410-SL Xtra FAC .22 / BSA Deerhunter 8-32x44 SWF
    Webley Raider 10 .22

    A Rh + fakat benden başkasına yaramıyor. =/

  • Eline sağlık evren. Düşüncelerini yaptığın çalışmalarla desteklemen ve kanıtlaman bilimsel çalışma niteliği taşıyor. Tamamen metodik ve sonuca yönelik. Raider sayesinde yaptığın deneysel çalışma kafamdaki acabaların netleşmesine vesile oldu. Ben, namlu pelet ilişkisinin isabete etkisinin, sondan bir önceki basamağı oluşturduğunu düşünüyorum. Yivlerinin dönüş oranı ve namlu çıkış hızının optimum bir değerde en iyi isabeti vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu test edecek imkanlarım olmadığından şimdilik kafamdaki soru işareti bu konu. Son basamak olarakta; pelet arkasından yüksek basınçla boşalan havanın yönünün değişmesini sağlayan mekanizmayı görüyorum. Yazılarını görmek her zaman keyif veriyor :) :D :D

  • Çok detaylı açıklayıcı bir yazı, teşekkürler.

    Ben teşekkür ederim, faydası olduysa ne mutlu.

    Eline sağlık evren. Düşüncelerini yaptığın çalışmalarla desteklemen ve kanıtlaman bilimsel çalışma niteliği taşıyor. Tamamen metodik ve sonuca yönelik. Raider sayesinde yaptığın deneysel çalışma kafamdaki acabaların netleşmesine vesile oldu. Ben, namlu pelet ilişkisinin isabete etkisinin, sondan bir önceki basamağı oluşturduğunu düşünüyorum. Yivlerinin dönüş oranı ve namlu çıkış hızının optimum bir değerde en iyi isabeti vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu test edecek imkanlarım olmadığından şimdilik kafamdaki soru işareti bu konu. Son basamak olarakta; pelet arkasından yüksek basınçla boşalan havanın yönünün değişmesini sağlayan mekanizmayı görüyorum. Yazılarını görmek her zaman keyif veriyor :) :D :D

    Teşekkür ederim İlker abi, elimden geldiğince paylaşımda bulunmaya çalışıyorum. Bazen yazıyla laf anlatmak çok zor geliyor ama üşenmediğim zamanlarda uzun uzun yazabiliyorum böyle arada. ^^

    Namlu çıkış hızının dönüş oranı ile ilişkisi üzerine bir fikrim yok fakat özellikle diabolo şekilli yani etek ve kafa formundaki peletlerle yapılan atışlarda 1050fps üzerindeki "transsonik" hızlarda pelet önüne yığılan ses dalgalarının pelet üzerinde oluşturduğu ters kuvvet sebebiyle isabetin bozulmaya başladığını biliyorum. Yani evet, daha yüksek hız her zaman en iyi sonucu vermiyor, silahına göre değişken bir optimumu var.

    Air Arms S400 MPR-FT .177/ Hawke Optics Sidewinder 30 Tactical 8.5-25x42
    Air Arms S410-SL Xtra FAC .22 / BSA Deerhunter 8-32x44 SWF
    Webley Raider 10 .22

    A Rh + fakat benden başkasına yaramıyor. =/

  • Paylaşım ve emek için teşekkürler.

    Fx T12 Typhoon 5.5 /Leapers 6-24x50 Mil-Dot AO - Norica twin 5.5-4.5 Scuba (Drager 300 Bar)
    Armsan A612S Slug 61 cm.

    Kemal Yılmam

  • Faydalı yazınız için teşekkür ederim, bir de şekil ve resimlerle süslerseniz kaymaklı ekmek kadayıfı ... :)

    FX Gladiator
    Diana Mod 48
    Daystate AirWolf MCT FAC 40 fpe, bazen 27fpe
    "Verba volante,Scripta manent"

  • Evren emeğine sağlık, çok faydalı bir paylaşım olmuş ;d;

    Steyr Challenge 4,5 - Schmidt&Bender FTII 12.5-50x56
    Steyr Hunting 4,5 - Sightron SIII 10-50x60
    FX Bobcat 6,35 - Bushnell 4200 6-24x50
    AA S410 5,5

  • bilmediğim konular hakkında böylesine önemli ve detaylı bilgileri paylaştığınız için teşekkürler.elinize, emeğinize sağlık. :D

  • Namlu, Pelet, Tepme, Valf, Tetik,
    Bunların hepsi aslında bir zincirin halkaları gibidir. Şu daha önemli bu daha önemsiz gibi birşey olamaz. Tüfekler zayıf oldukları yönleriyle bilinirler.
    Örneğin AR6 lar isabetliliği kötü olarak bilinir. Bu yüzden aslında en zayıf halkası peletlere olan uyumsuzluğudur.

  • Namlu, Pelet, Tepme, Valf, Tetik,
    Bunların hepsi aslında bir zincirin halkaları gibidir. Şu daha önemli bu daha önemsiz gibi birşey olamaz. Tüfekler zayıf oldukları yönleriyle bilinirler.
    Örneğin AR6 lar isabetliliği kötü olarak bilinir. Bu yüzden aslında en zayıf halkası peletlere olan uyumsuzluğudur.

    güzel paylaşım
    aslında ar6 ya pelet uyumu bizim ülkemiz için sorun olabiliyor . diğer tüfeklerin atamacağı büyüklükte ve ağırlıkta peletleri attığı için ve satıcılar böyle peletleri getiritmeye çekiniyolar( satılamayacağını düşündüğü için ) bence tüfeği getirirken atacağı peletleri de getirmeleri lazım

  • Verdiginiz bilgiler için çok teşekkürler
    Ben tetik hassasiyetinin önemini araştırırken bu konuya geldim
    Çok güzel bilgiler edindim ama tetik hassasiyetini bariz diye belirtmemişsiniz
    forumdada aradım bulamadım tetik hassasiyetinin yapılan atışlarda önemiyle ilgili bir yazı bulamadım
    Tüfegi alırken satıcıya bunu sordugumda ayarına dokunma fabrika ayarı yeterli olur dedi (tüfek at44s10) ama forumda hassasiyetin önemiyle ilgili mesajlar gördüm
    Bu konuda daha detaylı bilgi verebilirseniz çok sevinirim

  • tetik ne kadar hafif ise daha isabetli atışlar yapabilirsiniz. Ayrıca tetik mekanizmasının kaliteli olması ile her tetik ezişiniz aynı kuvvette olur. Her tetik ezişte farklı güç uyguladığınız, 1. 2. kademe tetik yolunun değişeceği bir mekanizma da size kötü atışlar yaptırabilir. Yani siz alıştığınız bir tetik yolu, tetik ağırlığı varsa ve bunları ne kadar kendi isteğinize göre ayarlayabiliyorsanız o kadar iyidir.

    Müsabaka silahlarının tetikleri hem çok yönden ayar imkanı sunabilen, hem ayarı tutan/bozulmayan hemde hafif tetiklidir. Atıcı bu ayarları kendi alışkanlıklarına göre yapabilir. Umarım anlatabilmişimdir...

    .

    AA s400 MPR FT + Falcon 10-50x60 FT MilDot Metric

    AA s510 Carbine .22 + Hawke RedDot

    ankarateam.png