Okçuluğun Spor Dalı Olarak Gelişmesi

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.
    • Resmi Gönderi

    Ateşli silahların gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla yay hem Doğuda hem Batıda savaş alanlarından silinmiş, ancak okçuluk zor ve eğlenceli bir spor dalı olarak varlığını korumuş, günümüze kadar çeşitli kollardan gelişimini sürdürmüştür.

    Okçuluğun Batıda bir spor dalına dönüşmesi, başlangıcı 16. yüzyıla dayanan bir süreçtir. İngiliz kralı VIII. Henry okçuluğun bir spor dalı olarak gelişmesi için girişimde bulunmuş, ilk okçuluk derneği,Guild of St. George, 1537 de, kralın emriyle kurulmuştur. Okçuluk ile ilgili bilginin korunması ve Ingilizler arasında okçuluğa ilginin arttırılması amacıyla, 1545 de Roger Ascham tarafından Toxophillus adlı kitap yayınlanmıştır. 1600 ler boyunca okçuluk dernekleri kurulmuş ve düzenledikleri turnuvalar ile okçuluk bir müsabaka sporu haline getirilmiştir.

    Kuzey Amerika da ise ilk göçmenlerin gelmesi ile, Eski Dünya nın yay yapımı ve okçuluk ile ilgili bilgileri de bu yeni kıtaya taşınmıştır. Kısa zamanda hedef okçuluğu bu kıtada da sevilen bir uygulama haline gelmeye başlamış, 1828 de United Bowmen of Philedelphia adıyla ilk okçuluk derneği kurulmuştur. Amerikan İç Savaşından sonra eski Konfederasyon askerlerinin ateşli silah bulundurmaları yasaklanınca, yay bir av silahı olarak ön plana çıkmıştır. Maurice Thompson ın The Witchery of Archery (Okçuluğun Büyüsü) adlı kitabı yazmasını takiben, okçuluğa olan ilgi ülkede hızla büyümüş, 1879 da National Archery Association (Milli Okçuluk Birliği) kurulmuş ve müsabakalar düzenlemeye başlamıştır.Field Archery (saha okçuluğu) denilen ve avlanma koşullarını simule eden bir tür hedef okçuluğunun ortaya çıkması ve yay ile avlanmanın giderek yaygınlaşmasıyla, 1939 da National Field Archery Association (Milli Saha Okçuluğu Birliği) kurulmuştur.


    1904'ten itibaren Olimpiyat Oyunlarında bayanlar müsabakaları da eklendi. Fotoğraf, 1908'deki karşılaşmalarda çekilmiştir.


    8o_0limpiyat.jpg" wcf_src="http://www.kemankes.com/siteimages/190007248617769946175_6183698764686496_8o_0_0limpiyat.jpg" alt="wysiwyg image">

    Okçuluk Olimpiyatlara resmi olarak ilk kez 1900 Paris Olimpiyat Oyunları ile girmiştir. Bunu takiben 1904 St. Louis ve 1908 İngiltere Olimpiyatlarında yer alan okçuluk, 1920 de Belçika da düzenlenen Olimpiyatlara kadar bir daha görülmemiştir. Bundan sonraki 52 yıl boyunca, ikinci bir ortadan kayboluş yaşanmıştır.

    Müsabakaya yönelik okçuluğu bir düzene oturtabilmek için, Polonyalı okçular 1930 larda uluslararası bir oluşum meydana getirmenin peşine düşmüşler, bu uğraşların sonunda Federation Internationale de Tir A L Arc (Uluslararası Ok ve yay Federasyonu), bilinen kısaltmasıyla FITA kurulmuştur. FITA evrensel kurallar tespit etmiş ve Olimpiyat Oyunları dahil olmak üzere bir çok spor organizasyonunda yer alacak okçuluk disiplinleri geliştirmiştir. Okçuluk, 1972 de tekrar Olimpiyat Oyunlarına dahil olmuştur.

    Ok ve yay tasarım ve imalatında, kullanılan materyaldeki ve onu işleyen teknolojideki gelişmeler sonucunda, yayın atış hassasiyeti hatırı sayılır derecede artmıştır. Bu da, okçuluğa duyulan ilginin artmasına sebep olmuştur. Ancak bu gelişmeler, okçuluğun modern materyal ve teknolojiye bağımlı hale gelmesine sebep olmuştur. Yine de, primitif malzemeye dayalı geleneksel okçuluk uygulamaları sınırlı bir kitle tarafından sürdürülmüştür. Japonya, Kore, Moğolistan gibi ülkeler kültürlerinin birer parçası olan geleneksel okçuluk stillerini ve ilgili malzemenin yapılmasına yönelik bilgiyi korurlarken,geleneksel okçuluğun önemli bir ayağı da, ABD nde ortaya çıkmıştır ve bütün dünyada hızla sempatizan bulmaktadır.

    Türk geleneksel okçuluğu ise maalesef tarihe karışmıştır ve bu konu ile ilgili bilginin korunması için acil entellektüel yardım ve çaba gerekmektedir. Konu tamamen öksüz ve yetim bırakılmamışsa da, yapılan araştırma ve yayın çok azdır. Yeni nesillerin konuya ilgisi azdır, ilgisi olanlar da maalesef yeterli bilgiye sahip değildir. Günümüzde, yurdumuzda uygulanan okçuluk da stil, malzeme ve bilgi açısından tamamen Batılıdır.

    Alıntı
    Yazar: Murat Özveri
    https://www.airgunturk.com/www.kemankes.com

  • Mustafa Bey, Ülkemizde geleneksel okçuluk ne mutlu ki tamamen kaybolmamıştır.

    Üyesi olduğum OKADER Okçuluk Araştırmaları Derneği geleneksel stilde okçuluğu en iyi şekilde temsil etmekte, uluslar arası müsabakalara katılmaktadır. Yurtdışında makaleleri yayınlanmakta, seminerler vermektedir. Yurtiçinde de düzenli antrenmanlar organize edilmekte, tanıtıcı seminerler verilmekte, her ne kadar uluslararası kurallara uygun düzenlensede maalesef federasyon tarafından tanınmayan turnuvalar düzenlemektedir. Bu konuda daha detaylı bilgi almak isteyenlerin http://www.kemankes.com/ adresinden faydalanabilirler.

    Şu bilinmelidir ki 850 mt menzil atan, İngiliz Okçuluk Kulübünde onların delemediği zırhı delen Türk yayları ve okları geleneksel yöntemlerle ülkemizde üretilmekte ve ecdadın tekniği halen korunmakta ve uygulanmaktadır.

    Konu üzerine daha detaylı bilgi vermek için en kısa sürede ayrı bir sayfa açacağım.

    (Yazım biraz asabi kaçtı ise kusuruma bakmayın kaybolan değerler tekrar çok zor geri kazanılıyor)

    • Resmi Gönderi

    Hayır bilakis yazınızdan çok etkilendim ve ben açıkca belirtmeliyimki,okçuluk konusunda hiç bir bilgi ve deneyimim yoktur,yukarıdaki yazı alıntıdır,ama bildiğim bir şey varsa o da Ata sporumuz olduğudur ve Forumumda böyle bir bölümü açmamında nedeni,bu spor dalının dadaha yaygınlaşmasından ziyade bu konuda daha kültürlü düzeyde bilgi sahibi olmaktır.

    Lütfen bu konuda açacağınız Başlığı en performanlı olduğunuzu hissettiğiniz bir gün açın ve hep birlikte faydalanalım.

    Ayrıca sanırım benim gibi bir çok arkadaşlarımda merak etmekteler,nereden başlanır,başlangıç bütçeleri nedir,bizim oklarımız dediniz bu oklar nerede satılır,kim yapar,kendimiz yapabilirmiyiz.Please.

  • benimde çok hoşuma gitti hatta biraz araştırdım.... verilen linkleri inceledim ne güzel bişeymiş bu iş yaa !!! hemde bu havalı tüfekte olduğu gibi yabancı malını almamıza gerekte yok türk oku kralmış...ama nerde atarız bunu şimdi... evin balkonundan sıkıyoruz oraya buraya... ama ok biraz değişik olur sanırım :)

    • Resmi Gönderi

    gel bu tarafa belgral ormanlarına,ne ararsan var . :whistling:

  • Öncelikle merhaba,

    ben yeni üyey,m ve bu ilk yazım, okçulukla aktif olarak ilgilenememiş olmama rağmen

    herzaman büyük ilgi duydum, osmanlı yayı dünyada üretilmiş belkide gelmiş geçmiş

    en iyi yay'dır. Bununla ilgili aşağıdaki link'te güzel bir youtube videosu var.

    Harici İçerik www.youtube.com
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.


    Foruma emeği geçen herkese teşekkür ederim.

  • Mete Han (M.Ö. 209-174)

    Mete Han, Hun imparatoru Teoma nın oğlu.

    Mete, vızlayan ıslık çalan bir ok icad etti ve askerlerini talim ettirmeye başladı. Tamamen atlı olan askerlerine, nereye ot atma emredilirse, hemen oraya dönüp ok atmalarını emretti. Kim bunu yapmaz veya hafifçe tereddüt geçirirse hemen onun başının kesileceğini de ilan etti. Ayrıca avda da Mete nin vızlayan okunun hangi yöne gittiğine herkes dikkat edecekti. Vızlayan okun gittiği hedefe Mete ile birlikte ok atmayanların da başlarını hemen oracıkta kestirmişti. Mete, sonra da kendisinin çok sevdiği karısına bir ok atmıştı. Askerlerin bazıları duralamış ve Hatun a ok atmağa cesaret edememişlerdi. Mete, duralayıp ok atmayanları da tespit etmiş ve başlarını hemen orada kestirmişti. Artık askerler disipline alışmış ve her şeyi öğrenmişlerdi. Mete, askerleri ile bir ara ava çıktı. Askerlerini tecrübe etmek için vızlayan okunu, kendisinin güzel başka bir atına attı. Askerlerde, bir kişi bile geri kalmaksızın, ata ok atıp vurdular.Mete artık, askerlerinin talim ve terbiyede iyi bir kıvama geldiklerini anlamıştı.(*)

    10 bin askerin başında idi. Islık çalan oku icad etmişti. Askerlerini birer robot hatta mankurt haline nasıl getirdiğini gördük. Artık neye ve nereye işaret etse bütün askerlerin okları o yöne çevriliyordu. Hedefteki esas isim, babası Teoman idi.

    Birbirine çok benzeyen olaylar neredeyse bütün devletlerde aynen bakidir. Baba- evlat sevgisi bir noktada kesilip, tek amaç iktidar oluveriyor. İşte bu amaç Teoman a oğlu Mete yi gözden çıkarttırmıştı. Mete de istediği kıvama getirdiği 10 bin askeriyle bunlardan başka kendisine bağladığı insanlar ile, iktidardan gayri düşünceyi kafasından gönlünden uzaklaştırmıştı. Mete nin yaptıkların da ve yapacağında vicdanın izi varmıydı denirse, tabii ki hayır. Ama o böyle taht sahibi olacak, milletin kalbinde de taht kuracak, büyük bir başbuğ olarak anılacaktı.

    Bir gün Teoman ava çıkmıştı, Mete de babasını takip etti. Aradığı uygun ortamı bulunca, okunu, tereddütsüz babasına çevirdi. Teoman neye uğradığını anlayamadı, aldığı ok yarasıyla yere düştü. Evladının elinden aldığı ok darbeleriyle dünya hayatıyla vedalaştı. (Sene M.Ö. 209)


    *Türk Mitolojisi 1.c.6-7.s

    • Resmi Gönderi

    Mustafa Serdar bey,

    Yukarıdaki yazı nereden alıntıdır acaba?


    Benim yazdığım en üstteki yazıyı kastediyorsanız,Google dan buldum ve bilmediğim bir konu olmasına rağmen ata sporumuz olması ve atıcılık da bizim forumumuz kapsamına girdiği için böyle bir bölüm oluşturdum,bu yazının hatalı yada yanlı gibi bir görüşünüz var ise derhal siler yada değişiklik yapabliriz.


    Bu bölümün sorumluları artık siz ve Şükrü bey desek,mutlu olur onur duyarız.

  • benimde çok hoşuma gitti hatta biraz araştırdım.... verilen linkleri inceledim ne güzel bişeymiş bu iş yaa !!! hemde bu havalı tüfekte olduğu gibi yabancı malını almamıza gerekte yok türk oku kralmış...ama nerde atarız bunu şimdi... evin balkonundan sıkıyoruz oraya buraya... ama ok biraz değişik olur sanırım :)


    rezil ettin bizi gene bohçacılığımız ortaya çıktı :D:D:D

  • Bilmiyorum kendini tanıttımı ama ''Tozkoparan'' yani Murat Özveri OKADER Okçuluk Araştırmaları Derneği'nin kurucusu, başkanı ve hareketin lokomotifidir.
    Ayrıca konu üzerine kendisinin bir kitabı da bulunmaktadır.

  • Mustafa Serdar bey ve diğer dostlar,

    Yukarıdaki alıntı metin benim kalemimden çıkmıştır. O sebeple sordum nereden alıntıdır diye.

    Bir vesile ile burada da adresini vermiş olduğum, içeriği tarafımdan hazırlanmış olan http://www.kemankes.com spor okçuluğu ile ilgili yazmış olduklarımdandır (Tam olarak burada http://www.kemankes.com/?i=262)

    Metni görünce hemen tanıdım. Elbette hoşuma da gitti sizin gibi hobisinde derinlere inen ve titiz birisinin bunu beğenip buraya almış olması. Yine de, bu tip alıntılarda kaynak belirtilmesinin, bilgi ve emeğe saygı göstermenin yanısıra, okçuluk ile ilgilenecek arkadaşlara yol göstermek bakımından da gerekli olduğunu düşünüyorum.

    Bu arada, Şükrü ve ben okçuluk hakkında merak ettiğiniz her konuda seve seve yardımcı oluruz. Biz de sizin beilgi ve deneyiminizden yararlanırız. Yeni aldığım Hatsan 125 .22 ile kronograf ve test atışları yapıp en kısa zamanda sizinle paylaşmak istiyorum. Şükrü'nün Mustafa Serdar bey tarafından modifiye edilmekte olan Webley'i ve Şükrü ile ortak bir arkadaşımızın eski bir Diana .177'liğini de test edip karşılaştırmalı veriler elde etmek niyetim. İnşallah bunu yapmak için en kısa zamanda fırsat buluruz.

    Bu şahane sitede bilgi paylaşımımızın devamı dileklerimle.

    Murat

    • Resmi Gönderi

    Murat bey paylaşım için tekrar teşekkürler,

    Forumu çok kısıtlı biz zamanda kurmuştum ve kaynak belirtmeye sanırım fırsat bulamadım,şimdi ekleme yaptım,

    Her zaman için birbirimizden faydalanabileceğimiz,değerler olacaktır.

  • Hayatımın hiç bir döneminde herhangi bir spor profesyonel olarak yapmayı düşünmedim. Benim için her aktivite bir keyif olarak kaldı. En son bir adet klasik yay aldım ve geçen hafta Belgrat Ormanı'nda bir kaç atış yaptım ve anladım ki gerisi yalanmış. Okculuk çok zevkli. Haftasonlarını iple çeker oldum. Hedefimi koyup atış yaptıkça keyiflendim. Kesinlikle İstanbul'da yaşayan herkesin denemesi gerekir. Müthiş derecede yorgunlık ve stres atılıyor.

  • Aramıza hoşgeldiniz.

    Sormak istediğiniz şeyler olursa buradan yazabilirsiniz. Böylece forumda kalıcı yazılı bilgi olmuş olur.

    Murat

  • Merhaba,

    Okçuluğa bende çocukluğumdan beri meraklıyımdır. Az mı gazoz kapaklarını ezip, ok yapmaya çalıştık değil mi ? Şimdilerde yeniden ata yadigarımız olan okçuluğa yeniden ciddi anlamda eğilmeye karar verdim. Ama ne yazık ki Türk Yayı diye satılan (ki aslına sadık kalınarak 1/1 mi yapıldı bilmiyorum) ve bugünlerde yeniden ünlenen bu yayın fiyatını görünce şok oldum açıkçası. 1900 YTL gibi bir fiyat biçmişler!!! Yapmayın lütfen bu kadar da olmamalı bence. tabikide bu fiyatı ve daha üstünü hak edecek bir sanat eseridir, ancak bu fiyat gerçekten ciddi bir rakam değil midir ?

    HOYT Compund Yayların fiyatları bile bu kadar değil. Açıkçası HOYT Avenger, Trykon veya Vectrıx almayı düşünüyorum ve uygun bir fiyat olsa idi Türk Yayı nı da satın alıp en azından duvarıma onurla asmak isterdim.

  • Bunlar seri üretim olmayan, özel siparişle yapılan yaylar. Şu an dahi siparişini verseniz en iyi ihtimalle 2009un ilk aylarında elinize geçer. Tam olarak Türk yayları gibi değiller. Aynı performansı da vermiyorlar. Türkiye'de bu işi hakkıyla yapmaya çalışan bir arkadaşımız var. Onun da bir yayı tamamlaması 2 ya da 3 yıl kadar sürüyor. O kadar uğraştıktan sonra da satmıyor. ;#^+. Yani parasıyla dahi alamıyorsunuz.

    Biz de Grozer marka yayların base modelini kullanıyoruz. Sizin baktığınız sitede geçen model base diye verilmiş olmasına rağmen fotoğraf farklı bir yaya ait. Bahsettiğim yaylar fiber ve ahşap kompozit yaylar. Fiyatları 200-300 Euro aralığında. Bahsettiğiniz Hoyt Avenger marka yaya da sürekli alış veriş yaptığımız siteden baktım. Yan ekipmanları ile birlikte 700Euro gibi bir fiyatı var. Bu fiyata posta giderleri ve karşılaşabileceğiniz gümrük problemleri dahil değil.

    Bence bu spora gönlünüz varsa herhangi bir harcama yapmadan önce biraz daha araştırın ve amacınızı iyi belirleyin. Yanlış bir başlangıçla okçuluktan soğumayın. Biz de yeni bir okçu kazanalım. :D

  • Merhaba,

    Kısmetse Yarın "17/01/2008" günü iş çıkışı Milli takım antranörü Bey ile tanışma fırsatımız olacak. Ayrıca yurtdışından değil Türkiye de distirübütorlüğü olan bir firma ile de görüştüm. Gerçekten benim gibi meraklı ama bir o kadarda bilgisiz biri ile ilgilendiler sağolsunlar. Benim amacım hobi zaten. Tam tersi kötü bir başlangıç yaparak değil iyi bir başlangıç yaparak kesenin ağzını açıp zevk almayı hedefliyorum. Umarım Air gun, Air soft "ki çok isterim" , "uçurtma" gibi hobilerime de "okçuluğu" da en kısa sürede katarım. Hafta sonları hangisine gitsem diye düşünürüm.

    Öncelikle boyuma kiloma göre bir ok almam gerektiğini öğrendim. Valla ne yalan sölim gönlüm Compund Bow larda . İş çıkışı çalışan kesime hitap eden yaylarmış. Sitede umarım yakın zamanda "okçuluk" forumlarında da yazacak kapasiteye gelirim.

    İlgilniz için teşekkürler.