Free76 tarafından yazılan gönderiler

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.

    Tüfeğin namlusu, dürbün rayı ve şarjörleri halen alıcıları vasıtasıyla geliştirilme aşamasında. Muhtemelen bu AR-GE'sizlik üç yıl içinde oturur. Ve ortaya fiyatına göre iyi ama diğerlerine göre çok vasat bir tüfek ortaya çıkar.
    Bu saydığım üç öğe bir tüfeğin en önemli yerleri aynı zamanda.
    Şarjörlerini görünce bi uzaklaşmıştım. Bu ne ya demiştim resmen. Milyoncuda görsem almadan çıkardım. Çok iyi hatırlıyorum bendeki ilk izlenimlerini. Yazmamış tutmuştum.
    Plastik dürbün rayı hiç güven vermemişti. O raya 2000 lira verip dürbün bağlamazdım şahsen. Sportmatch bile bir yer kadar. Bağlanacak sağlam bir yeri olmayınca elin ingilizi ne yapsın.
    Namlusunu ben demiyorum çünkü hiç bilmiyorum.
    Şimdi birsürü kişi karşıma çıkıp bana saldıracak onu da biliyorum. Ama amacımın önceden sattıkları dandik şarjörlü, plastik dürbün raylı tüfeklerin sahiplerinin parasını, zamanını ve emeğini korumaya çalıştığımı bilmeden saldıracaklar. Hatta bunu alan arkadaşlarımız bile Kral'ı savunacak bu yazdıklarıma karşı.
    Amacımın AR-GE'si, denemeleri, geliştirmeleri tamamlanmamış hergün Şahin S gibi yeni sürümleri piyasaya birsürü paralarla sürülüp bu insanların zamanını ve parasını heder edenlere karşı bişeyler söyleme ihtiyacı olduğunu bilmeden.

    Ayarlı dürbün ayaklarına hiç güvenmiyorum. Ya bozuluyor yalama oluyor ya da bekledikçe ayar kaçırıyor gibime geliyor. Yani dürbünle tüfek arasına solid olmayan sabit olmayan sağlam olmayan eklemli ve oynak bir parça giriyor gibime geliyor nice zamandır. Yoksa zamanında ben de düşünmüştüm.

    Güzel bir yazı. Paylaştığınız için teşekkürler.
    Elimden o kadar çok dürbün geçti ki sayısını inanın hatırlayamıyorum. Aynı zamanda kuş gözlemcisi ve kuş fotoğrafçısıyım. Dürbün konusunda yeni olan arkadaşlara yardımcı olmak isterim.
    Tüm makalelerde yazan klasik bilgilerin her zaman yazıldığı kadar önemli olmadığını bilmek lazım.
    Mesela objektif açıklığı ışığı toplamak için önemli denir her zaman. Ama bu ağırlık ve büyüklüğü önemli ölçüde arttırır. Aslında en önemli ama en önemli şey optik kalitesi cam kalitesi ve kaplama kalitesidir. Ama bu da her zaman yüksek maliyet demektir. Ben 42 mm. çapa sahip iyi kalite bir dürbünün 56 mm. çapa sahip orta kalite kocaman bir dürbünden çok daha aydınlık olduğuna şahit olmuşumdur. Aydınlıktan da öte görünen şeyin netliği keskinliği de aynen cam kalitesine bağlıdır. Bir dürbünle bakarsınız, daha büyük gösterir ama gördüğünüz şeyin ayrıntılarını seçemezsiniz. Başka bir dürbünle bakarsınız. Obje daha küçüktür ama tüy detayına kadar tek tek ve cam gibi her ayrıntıyı görürsünüz. Bu çok önemli birşeydir. Yani bir dürbünün üzerinde yazan rakamlardan daha önemlisi fiyat etiketinde yazan rakamlardır. Her dürbün büyütür, kocaman objektif çapına sahip olur ama bu daha iyi göreceğiniz anlamına gelmez. En büyük hata rakamlara güvenip 20x60 gibi iki kiloya yaklaşan ucuz bir dürbünün 10x42 gibi 750 gramlık kaliteli bir dürbüne yakın veya ondan daha iyi gösterebileceği düşüncesine kapılmaktır. Piyasada bunu çok kullanan satıcılar var çünkü. Bir de turuncu sarı mavi kaplamalı dürbünleri "bunun kaplaması çok güzel" diye övüp satmaya çalışanlar.
    Büyütme konusunda da neden daha çok büyüteni almayayım ki diye düşünen çok insan vardır. Ama optik kalitesi ve objektif çapı yeterli olmadıkça büyütme hiçbir işe yaramaz. Düşük kontrastlı, karanlık ve düşük çözünürlüklü hiçbir ayrıntı vermeyen büyük görüntüler dışında. Ayrıca büyütme arttıkça el titremesi de görüntüye daha çok etki eder. Bu yüzden çoğu el dürbünü 8 veya 10 büyütmeyle satılır. Daha çok büyütmede başarı ancak Canon'lardaki gibi optik görüntü sabitleyicilerin yardımıyla sağlanabilir. Şu an elimdeki Canon 12x36 IS gibi. Canon'un 15 ve 18 büyütmeli dürbünleri de vardır ve hepsinde görüntü sabitleyici mevcuttur. Mesela diğer bir dürbünüm Zeiss Conquest 10x42 müthiş bir optik kaliteye sahip olmasına rağmen 10 büyütmede kalmıştır. O optik daha çok büyütmeyi kaldıramaz mı. Kaldırır ama bu sefer elde kullanmaktan ziyade bir tripoda ihtiyaç duymaya başlar.
    Optik kalitenin görüntüye etkisi mesela şu iki dürbünün kıyaslanması ile rahatça anlaşılır. Nikon Monarch 10x42 ile Zeiss Conquest 10x42. İkisi aynı büyütme ve objektif çapına sahiptir. Büyüklükleri ve ağırlıkları da birbirine yakındır. Ama birinde gördüğünüz detayları diğerinde göremezsiniz. Daha az aydınlık ve daha az detaylı görüntü alırsınız. Bunun gibi birçok ayrıntı vardır dürbün olayında. Almak isteyen arkadaşların aldıklarından mutsuz olmaması adına bu forumda boşa para harcamadan önce onlara yardımcı olmak isterim. Saygılarımla.

    Aynı olayı ilk gün ben de yaşadım. Oringin birisini eksik takmışım. Pompa devamlı dışarı basıyordu. Başvuracak düzgün bir kılavuz da yoktu içinde. Ertesi gün çözebildim. Ama ilk gün tadımın kaçmasına engel olamadım

    Kardeşim askerden geldiğinde ondan duymuştum ilk. Orda öğretilmiş. G3 mermisi önce yükselir sonra alçalırmış. Nasıl ya dedim. Altında roket mi var küçük. Önce yükseltiyor sonra yakıtı bitince alçalıyor. Burada küçük bir anlatım hatası var. Her mermi namludan çıkar çıkmaz 1/2gtkare formülüyle yatay düzlemde serbest düşmeye başlar. Yani namlu hizasında daima aşağı doğru hareket eder. Buradaki anlatım farkı bizim nişan hattımıza göre önce yükselir sonra alçalır olmalı. Yoksa dimağlarda yanlış bir iz bırakıyor.

    Tabii ki. Zaten benim olayım bu. Çok takip ettim çok inceledim.

    Tüpten çok korktuğum için üç milyon pompa bastım belki. Scuba sokmadım envanterime

    Sonra olayın derinine indim. Ne olmuş nasıl olmuş neden olmuş bilimsel sonuçlara raporlara ulaştım.

    Çünkü diyorum ya, bu benim korkumdu. Öğrenmem lazımdı. Ve öğrendim. Olayın aslını öğrendim.

    Türkiyedeki tek olayın aslını, özünü öğrendim.

    Ve sonuç yorumum, eve sokmadığım o scuba tüp şimdi odanın diğer köşesinde dolu olarak dursa ben onbeş yıl aynı odada mışıl mışıl uyuyabilirim.

    O küçük tüp tabii ki patlamasın. Ama patlarsa ve yeterince uzaktaysanız ve yeterince şanslıysanız bir hafta sonra foruma mesaj yazabilirsiniz diyorum sadece. Ve bu büyük bir ihtimal diyorum. Bu benim görüşüm ve başka örneği olmadığı için buna itiraz edebilecek, kanıtlarıyla itiraz edebilecek bir kişi olduğundan emin değilim.

    Youtube'de dolu tüplere verebilecekleri hasarı verdiler. Bence seksende bir şanssız yerde değilseniz yarasız veya hafif yaralı kurtulabilirsiniz

    Öyle olmuyor işte. İzmir konakta patlayan tüp kazazedenin dibinde patladı. Ve kocaman bir tüptü. Ayakları hasar gördü ilk anda. Takip ettim ben olayı üzüntüyle. Günler sonra vefat etti. Tüp parçalanmıştı. O tüpün büyüklüğünden ve patlama şiddetinden yola çıkarak böyle bir kanıya vardım.

    124 bar çalışma basıncı varsa 186 bar test basıncı vardır. Yani şu an sınırda. Ucu ucuna. Ama 200 bar basayım hatta basmışken 10-20 bar geçeyim ki biraz daha uzun dayansın derse korkarım patlama sınırına çok az kalmış hatta geçilmiş oluyor dimi.

    Ama bu boyutta bir tüp patlarsa ve şahıs üç metreden uzaksa büyük ihtimalle bir hafta sonra hala foruma mesaj yazıyor konumda olabilecektir:)

    Aynı ben. Ben sadece girdiğim konuları değil "Okunmamış mesajlar"ı da temizledim ki girmediğim bile olsa yeni konu açılmışsa veya cevap yazılmışsa haberdar olabileyim. Bahsettiğim bu sayı ellinin üzerindeydi. 25 dakikamı aldı

    Önce tolga332 sonra tolga331'e söylüyorum;

    Üç liralık tüfeği satabilmek için forumu birbirine kattınız.

    50 önemsiz mesajı aynı zamanda gönderip bizi yarım saat uğraştırdınız.

    Hemen akabinde siteden atıldınız, bir saat demeden başka bir nikle tekrar üye olup mesaj yazmaya devam ettiniz ve uslubunuzu iyice bozdunuz.

    Üstelik satmak istediğiniz tüfeğe istediğiniz para sıfırından 300 lira daha pahalı. Ucuz demiyorum dikkat edin sıfırından 300 lira daha pahalı.

    Yani asla satamayacağınız bir tüfek için şu yaptıklarınız bence çok ama çok gereksizdi.

    5,5 mm. Jsb Exact Jumbo Monster'ı kastediyorsanız benim tüfekte resmen saçmaladı. Sağa sola yukarı aşağı kafasına göre takılıyor. Ama JSB Exact Jumbo Heavy'ye geçiyorum. 18,13 grain. Süper grupman çıkarıyor. Jumbo Monster'dan HPI arkadaşımız çok memnun. Ben de o yüzden getirtip denedim. Ama benim BT65'de Jumbo Monster felaket. Ama BT65'e de biraz daha ağır pelet istediğim için H&N 21 grain aldım ama henüz denemeye fırsatım olmadı. Ona da BT65 için iyi diyen arkadaşlar var.