Gerçekten de tabanca hafif silahlar içinde kullanımı en zor olan ve en ustalık gerektireni. Filmlerdeki gibi sahneler gerçek hayatta pek yok.
Özel Harekat mensuplarından biriyle yaptığım bir sohbette, ateşli silah eğitimlerinin Fransız ve İsrail Gizli Teşkilatlarından gelen uzmanlarca verildiğini, onların da 10 m'den uzak mesafelere kundaksız silahlarla ateş etmeyi tavsiye etmediğini söylemişti. Heckler und Koch MP5 gibi tabanca çapı kullanan yarı otomatik/otomatik silahlar veya yarı otomatik/otomatik yivsizler, hedef 10 m'den uzaksa ve bir çatışma stresi söz konusuysa tercih edilmesi gereken silahlar.
Mesela Western filmlerinin hızla çekilerek kalçadan ateşlenen tabancaları da gerçek hayatta hiç var olmamış. Kovboyla silahlarını filmlerde görüldüğü gibi alçakta ve ucu bacaklarına bağlı kılıflarda değil, ters tarafta (sağ eli baskın olanlar için belin solunda) ve çarpraz çekilecek vaziyette taşırlarmış. Böylece hem at üzerinde giderken tabanca düşmemiş oluyormuş hem de dizgini sağ ell tutarken aniden tabacayı çekmek gerekirse, zayfı el ile de tabancayı çekebilmek mümkün oluyormuş. Ateş ederken de silah hep göz hizasına kaldırılıyormuş. Vahşi Batı tarzı düelloların sonuncularından birinin ana kahramanı olan ve modern zamanlara taştığı için ropörtajlar vs. ile iyi dokümante edilebilen Wyatt Earp, kalçadan yapılan tabanca atışının ancak rakip el ile dokunulacak kadar yakındaysa söz konusu olduğuu söylemiş mesela. Bütün bunlardan anlaşılacaüı üzere, tabanca aslında eskinin kılıcı gibi bir silah. Neredeyse göğüs göğüse çarpışmada kullanılmak için tasarlanmış. Zaten makinalı tabanca (tabanca çapı kullanan otomatikler) konsepti de genel olarak bir siper savaşı olan ve iki tarafın siperlerinin birbirine yer yer 8 m yaklaştığı (Çanakkale'de olduğu gibi) bir savaşın ihtiyaçları neticesinde ortaya çıkmıştır.
.45 ACP ile ilgili de bir kaç şey söyleyeyim müsadenizle.
Ateşli silahların erken dönemlerinde, karabarutun yavaş yanması sebebiyle silahların endbalistik (insan üzerindeki durdurucu) etkileri iki yolla arttırılıyordu: uzun namlular ve ağır mermi çekirdekleri. Silahların gelişim sürecinde nitroselülöz kökenli hızlı barutlar üretildi, ama eski alışkanlıklardan kolay vazgeçilemedi. Uzun namluların bu hılzı barutlarla çok da gerekli olmadığı uzun zaman anlaşılamadı. Erken dönem silahlarda kullanılan .45, .50 gibi çaplar, uzun süre kullanıldı.
Ama sizlerin de bildiği gibi, .45 gibi ağır çekirdekler yavaş yavaş tahtını daha hızlı ve küçük çaplı çekirdeklere terk etti. Kovan çapının daralması, servis tabancaları için aranan br özellik olmaya başlayan yüksek şarjör kapasitesini de sağlıyordu çünkü. Bu sebeple, galiba 80'lerin başında ABD ordusunun standart tabancası Colt 1911 (yukarıda resmi olan fıstık) değiştirildi. İhaleye giren silahlardan ikisi bütün elemelerden geçti: Beretta 92 F ve Sig Sauer P 226. Her iki tabanca da 9 mm Para çapındaydı ve ihale, daha hesaplı olduğu için Beretta'da kaldı.
Yine 10 sene kadar önce, FBI da tabancalarını önce 9 mm sonra .40 kalibre (yaklaşık 10 mm) Glock'lara çevirdi. Tabi bu seçimlerde sadece çap değil, bu silahların çatışma şartlarındaki kullanım kolaylıkları da rol oynadı.
Tabanca genel olarak bir uzun mesafe silahı değildir. .45 ACP ise, çekirdeği daha hafif ve yüksek enerjili dolulara kıyasla daha da yavaş ve balistik hattı çok eğri bir cephanedir.