Tozkoparan tarafından yazılan gönderiler

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.

    Bu kooperasyon, bu bilinçli tüketici profili ve bu iş ahlakı doğrusu gözlerimi yaşarttı. Türkiye'nin yarası olan "ben yaptım oldu" cu zihniyet ile baş etmenin en güzel yolu bu olsa gerek. Her şeyin arz-talep dengesi üzerine döndüğünü aklıdan çıkarmamak gerek. Arzı var eden taleptir. Bilinçli talep, arzın da kendine çekidüzen vermesine ya da yok olup gitmesine yol açacaktır. Bilgi paylaşımıyla bilinçli silahsever sayısının artacak, talep arzı şekillendirecektir.

    Yıllar önce bir av malzemecisine gidip av bıçağı almak istemiş, beğendiğim bir bıçağın çeliğinin sertlik derecesini sormuştum, adam bana uzaydan gelmişim gibi bakmıştı. Çünkü bize millet bıçağı "Rambo'nun bıçağına benziyor diye" alıyordu. Ben o sıralar sürekli yabancı yayın takip etmekteydim. "Elin gavuru" bıçağını alırken Rockwell sertlik derecesine bakıyordu. Sektör dergilerinin sayfaları da bu tip testlerle doluydu.

    Yabancı film endüstrisi de buna benzer bir süreçten geçmiştir. Yanlış hatırlamıyorsam "Spagetti Western" lerden birinde, olayın geçtiği tarihte daha üretilmemiş bir Winchester modeli beyazperdeye yansıyınca, silah merakı doruklarda olan Amerikan seyircisi ortalığı birbirine katmış. Bu gibi olaylardan sonra, ciddi film prodüksiyon firmalarının hepsi silah danışmanları istihdam etmeye başlamış. Adam belki idealist değil, ama iyi işl adamı. Tüketiciye istediğini vermek zorunda. Mesela Türk sineması, eskisine göre çok ilerleme kaydettiği halde, hala tepmeyen ateşli silahları görüyoruz ekranlarda veya beyazperdede. Tüketici iyi olmayanı almayarak onu cezalandırmayı öğrenmeli. Bu, uluslararası platformda bize haksız muamele eden yabancı devletler karşı da yaptırım olarak kullanılabilecek bir şey. Ne yazık ki, bu forumda görüldüğü gibi bir dayanışma ve sistematik hareket edebilme, pek ender yapabildiğimiz bir şey.

    Mum ve sabun gibi malzemeler de bu amaçla kullanılıyor ama elbette en iyi test medyası yeni öldürülmüş bir hayvan. Tabi en iyi sonucu, tüyleri de üzerinde olan bir hayvan ölüsü verecektir. Yine de şunu belirteyim, canlı vücutlarda "tonus" denilen bir kas gerginliği vardır. Bu sebeple, mesela Ortaçağ Japonya'sında kılıçlar bambu, metal para vs. üzernde denendikten sonra, önceden belirlemiş belli sayıda ve şekilde kesişi içeren "tamashi keri" ye tabi tutulur ve bunun için insan cesetleri kullanılırdı. 600 yıldan fazla iç savaşla boğuşmuş olan bu ülkede muhtemelen ceset bulmak sorun olmuyordu. İmparatora veya şoguna yapılan kılıçlar ise -kılıcın tonusa karşı ne yapabileceğini de görmek için- idam mahkumlarında denenirdi.

    Tonus uykudayken de vardır, sadece genel anestezi altında ve ölünce ortadan kalkar. Balistik jel bu açıdan canlı vücut tonusunu en iyi taklit eden malzemedir muhtemelen. YouTube ve google araması, ABD'de Knox marka jelatinin suyla karışıtılması, bunun 2 saat uzdolabında tutulduktan sonra 135 C dereceyi geçmeyecek şekilde kaynatılması ve sonra 36 saat buzdolabımda bırakılması ile balistik jel olarak kullanılabilecek bir malzeme yapılabildiğini gösterdi. Yine de bu ev yapımı balistik jel, FBI veya polis kriminal laboratuvarlarının kullandığı ve akma-kopma mukavemeti açısından insan vücuduna daha yakın olan jel kadar hassas değilmiş. Benim piyasada bulabildiğim, Dr. Ötker'in aromalı ve renklendirilmiş jöleleri oldu. Bununla bir deneme yaptm ve şimdi buzdolabında bekliyor. Aldığım sonucu size bildiririm.

    Sizin tabancada bir sorun olduğu kesin. 90'lı yıllarda Visier diye bir Almanca silah dergisine aboneydim. Daisy 44'ü, o dergide yapılan bir testin sonuçlarına göre almıştım. Test edilen çok sayıda CO^2 tabancası içinde en yüksek namlu çıkış hızına sahip olan oydu (126 m/s).

    Aradan geçen yıllar içinde hiç şüphesiz daha hızlı CO^2 hobi tabancaları üretilmiştir, ama kullandığım süre zarfında gayet memnundum bu Daisy'den. Bence tek zaafı, topunun (silindirinin) plastik olması ve dönmesini sağlayan çentiklerin belli bir kullanımdan sonra aşınmasıya dönmemeye başlamasıydı. Ama bu sorun, fiyatı da gayet hesaplı olan yeni bir top alınarak çözülebiliyordu.

    Turkishmauser,

    "Macun gibi bir şey" dediğiniz hedef medyası nedir acaba? Ateşli silah penetrasyon ve mermi deformasyon testleri genellikle balistik jelatinden yapılır, ama resimdeki madde balistik jele benzemiyor. Zaten o macun kıvamında değildir.

    Bu arada, bu tarz bir deney yapmak var aklımda. Bu amaçla, balistik jelatin (veya onun yerini tutacak) br madde hazırlamaya çalışıyorum. Internette konu ile ilgili çok materyal var. Balistik jel, hem mermi deformasyonu hem penetrasyon bakımından fikir verecek bir medya. "Macun kıvamındaki" medya doğadaki herhangi bir hedefi taklit etmekten çok, mermi deformasyonunu sağlamaya yönelik gibi görünüyor.

    Hakan bey haklısınız.

    Forumdaki yorumlar da bu yönde. Oysa bir markanın "marka" olabilmesi, her ürününde aynı kaliteyi sağlaması ile mümkündür. Bir nevi kumar oynamış oluyorsunuz yani Hatsan alırken: ya iyi çıkacak ya kötü.

    Ben uzun bir aradan sonra tüfekler dünyasına döndüm ve bu dönüşü pahalı olmayan bir "hobi tüfeği" ile yapmak istedim (İki tek kırma, bir süperpoze (12 gauge), bir tane ağızdan dolma kapsüllü üç tane yivsiz tüfeğim; bir .177 CO^2, bir ağızdan dolma kapsüllü .177 tabancam; eski ve uzun zamandır çalışmayan -sanırım Tuka'dır- bir .177 havalı tüfeğim ve bunlarla hatırı sayılır tecrübem ve geçmişim var). Dalyan'da bir ahbabım Hatsan 125 kullanarak bahçesine gelen ağaç farelerini vuruyordu. Tüfeği görmüş, biraz kaba ve ağır da bulmuştum gerçi, ama başlangıç için iyi br model olabileceğini düşünmüştüm. Belki beklentilerim fazla olmadığından, şu ana kadarki performansından memnunum. Ama forumu okudukça, çıtanın ne kadar yüksek olduğunu görüyorum. Eğer havalı silah merakım derinleşirse, modeli "upgrade etmem" gerekecektir herhalde.

    Okçulukta da benzer bir durum var. Ağır mermi (ok veya pellet) daha fazla enerji absorbe ediyor ve enerjiyi daha uzun süre koruyor, ama yüksek kütle sebebiyle uçuş parabolü daha kavisli oluyor. Hafif mermi, enerjisini daha hızlı kaybediyor aslında ve dediğiniz gibi, kısa mesafelerde etkili. Sanıyorum her silah için uygun set-up'ın belirlenmesi önemli: İstenen amaca uygun olarak belli bir mesafeye mümkün olduğunca yatık hat çizerek uçan ağır pellet. 9 grain bence çok hafif. Hatta, belki yayın üzerine zararlı etkisi olabileceğini de düşünüyorum (Ok-yayda yayın boş çekilip bırakılması yayın kırılmasına dahi sebep olabilir). "Dry fire" da olduğu gibi, çok hafif pellet de yayın kurulması ile biriken potansiyel enerjinin bir projektile yeterince aktarılmaması ve yayın üzerinde boşalmasıyla, tüfeğin yayı zarar görmez mi? Benim hafif pellet'den söz etmem, sadece, firma verilerinin bir dayanağı olup olmadığını merak etmemdendi.

    Bu arada, daha önce tavsiye etmiş olduğunuz 16 grainlik pelletlerden (Air Arms mıydı?) Şükrü getirtiyormuş. Bir kutusunu da bana verecek. Onunla da tüfeğimin hız performansına bakacağım. Tavsiye ettiğiniz gresi nasıl temin edebilirim ve silahı nerede açtırıp yağlattırabilirim? CO^2 tabancamı açıp toplayamayınca, başıma iş alma korkusu geldi (sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer), silahın iç aksamını bilen birinin yapması daha iyi olacaktır.

    Fabrika çıkışı yağ takribî kaç atıştan sonra değiştirilmelidir?

    Bilgiler için teşekkürler. Gresi uygulamak için tüfeği sökmem mi lazım? Kundağın alt kısmı açık ve oradan yaya ulaşma imkanı var. Yağı oradan uygulamak yeterli olur mu?

    Dediğiniz gibi hız verileri firmanın iddia ettiğinin altında, ama yine de çok tatminkar bir seviyede bence. ABD sitelerinde, avda da kullandıkları çoğu .22 liğin 800 fps civarında hız performansı gösterdiğini görüyorum. Bunun kinetik enerjisini hesapladığınızda oldukça iyi bir sayısal değer çıkıyor. Şüphesiz havalı silah teknolojisi ile müthiş hızlara ulaşmak mümkün, ama hobi amaçlı bir silahta bu gerçekten gerekli mi? Bu hız, .22 kısa, belki kısa namlulu bir silahtan atılan .22 l.r bir ateşli silah dolusuna yakın bir hız sanırım. Yine de verilerin firma taahhütlerinin altında olması, marka/model değerlendirmesinde menfi bir puan tabi. Yalnız bu yorumu yapmadan, 14 grain'den daha hafif ve aerodinamik özellikleri daha iyi pellet olup olmadığını sormam lazım. Daha hafif ve profili farklı bir projektil ile daha yüksek hızlara ulaşılabilir çünkü. Piyasadan tedarik edilebilen pelletleri deneyip 900 fps sınırına yaklaşılıp yaklaşılmadığına bakılması yerinde olur.

    Av için uygun mermi, av için uygun mesafelerde iyi bir balistik hat çizip, canlı hayvan vücudunda azami harabiyet yapan mermidir.

    Her av hayvanına ve her av tipinde değişik mesafeden atış yapılır. Mesela yaban domuzu gibi sık ormanlarda yaşayan hayvanlara, sürek veya bek avında kısa mesafelerden atış yapılır. Ufak tefek engellere (dal vs.) çarpıp yön değiştirmeyen, nispeten yavaş ve ağır mermiler tercih edilir. Yaban domuzu çok dayanıklı bir hayvan olduğundan, büyük çap ve ağır mermi bir avantajdır da. Buna mukabil dağ keçisi gibi çok uzun mesafe atış gerektiren ama dayanıklı olmayan hayvanlarda daha hızlı ve hafif mermiler kullanılır.

    Yine de yaban domuzuna uzak mesafelerden atış yapmak gerekse, omuzlarını örten kıkırdak plakayı delmek için, fazla deforme olmayan ve yüksek enerjili bir mermi gerekir. Ne var ki, pek çok coğrafyada domuza atış yapılan mesafe kısadır.

    Bir merminin iyi bir balistik hat çizmesi için hafif ve hızlı olması gerekir. Bu da küçük çap gerektirir. Oysa avda hayvanı düşürmek için azami doku ve kan damarının tahrip olması gerekir. Bu sebeple av dolularının çoğunda kontrollü genişleme yapan mermiler kullanılır. Buna İngilizce'de "mushrooming", Almanca'da "aufpilzen" denir ki her iki kelime de merminin mantar şeklinde deformasyonunu ifade eder. Yani 7 mm'lik bir mermi vücuda girdikten sonra, mesela 9-10 mm'ye genişler. Ama sandığınız gibi bu amaca sadece merminin "içi yumuşak dışı sert" yapılarak ulaşılmaz. Kafa tasarımı da belirleyicidir, mesela hollow point mermiler ya da orijinal "dom dom" lar böyledir. Kalashnikov AK74'lerin 4.92 mm çapındaki mermisinde ise, çarpma anında çekirdeğin ağırlık merkezini değiştiren bir çelik çekirdek vardır ve merminin vücutta takla atmasını sağlar.

    Gamo Rocket kesinlikle av saçması değildir. Özellikle 5,5 mm ile avlanacak hayvanların büyüklükleri ve dayanıklılıkları göz önüne alınırsa. "Small game" kategorisine giren kuşlar, tavşan ve fare gibi kemirgenler, 800 fps hızında bir mermi ile vurulduğunda, ucu sertleştirilmiş bir mermi deforme olmadan vücuttan çıkıp gidecektir. Bu durumda, merminin taşıdığı kinetik enerjinin çok azı doku ve damarları tahrip eden enerji formlarına dönüşecektir. Bu ise istenen bir şey değildir.

    Gamo Rocket'in ancak sert bir muhafazanın altındaki hayati bir organı vurmak gereken özel durumlarda av amaçlı kullanılabileceğini düşünüyorum. Mesela ABD'de .22 lik ateşli silahlarla kulak arkasına ateş etmek suretiyle (beyni vurarak) yaban domuzu öldürüyorlar. Tabi bu hassasiyette atış yapmanın zorluğu bir yana, ateşli silah mermilerinin hem kinetik enerjisinin hem momentumunun daha yüksek olduğunu unutmamak lazım. Burada delinmesi gereken kafatası ve hiç kuşkusuz, kalınlığı ve dışbükey formu ile delinmesi bir hayli güç.

    Nitekim, Gamo'nun Expander diye bir modeli daha var ve kontrollü genişleme için yapılmış olduğınu sanıyorum. Bir ara değişik test medyalarında bu saçmayı da deneyeceğim ve izlenimlerimi sizinle paylaşacağım. Gamo Rocket, yukarıda da bahsedildiği gibi sert hedefleri delmek için tasarlanmış olmalı.

    Sağolun!

    Mustafa Serdar bey,

    Yabancı sitelerde rastladığım "dieseling"in ne olduğunu anlamış oldum böylece. Teşekkürler. Peki silahın yayı ve pistonu belli aralıklarla yağlanmalı mı? Şu ana kadar sadece dış metal yüzey ve aksamı yağlamakla yetindim.

    Tavsiye ettiğinizi pellet'i Türkiye'de bulabilirim değil mi?

    M.

    Arkadaşlar,

    Kısa süre önce aldığım Hatsan 125 .22 için, sitemizin forumunda "eğer yiv-seti iyi çıkarsa, yarı fiyatına iyi kalitede bir silah alınacağı" ndan bahsediliyordu. Bir marka veya modelin etiketini taşıyan her parçanın aynı kalitede olması elbette çok önemli. Namluların kalitesindeki bu heterojen dağılımın Hatsan'ın bir zaafı olduğunu kabul etmek lazım.

    Geçen Pazar günü, yeni tüfeğim ile açık nişangah (gez ve arpacık) 45 m'den el büyüklüğünde hedefleri zorlanmadan vurabildiğimi görmüş, silahın performansından hoşnut kalmıştım. Geçen hafta, 3-9 x 40, artikeli aydınlatmalı, Çin malı bir dürbü aldım. Dün, bu set-up'ımı, dört ayrı marka ve tipteki pelletleri ve kronografımı alarak üç okçu arkadaşımla beraber Çavuşbaşı ormanlarının yolunu tuttum.

    Test alanı yaklaşık 90 x 90 m boyutlarında, arkası alçak bitkilerle kapalı, bu bitki örtüsünün arkasında 200-250 m uzunluğunda bir tarla olan, atış yönünü iyi görebildiğimiz, atış yönüne doğru hafifçe yükselen, düz satıhlı bir araziydi. Dürbünü 30 m'ye sıfırladık. Bunun için önce yere yatarak (kundak altında destek olmadan), sonra yerin ıslak ve atış pozisyonunun rahatsız olması sebebiyle diz çökerek atışlar yaptık. Sıfırlamayı, elimizdeki pelletlerden en ağırı olan Diana High Power (20 grain) kullanarak yaptık. Dürbün sıfırlandıktan sonra, pelletin ne kadar düşüş yaptığı (uçuş hattının çizdiği parabolün karakteri) hakkında fikir edinmek için, değişik uzaklıklardan atışlar yaptık. Bu atışlarda daha hafif (14 grain) saçma kullandık. 200 cl'lik bir Çamlıca gazozu şişesini 82,5 m uzaklıktan, dürbün artikelinin düşey ekseninde iki çizgi aşağı düşerek, ilk atışta tuz-buz ettim. Atış ayakta ve desteksiz yapıldı. Atış mesafesi, önceden ölçülmüş 10 m'lik bir urgan parçası yardımıyla, oldukça hassas yapıldı.

    Sıra kronograf ölçümlerindeydi. Dört ayrı tip pelletlerden beşer tanesi kronografın sensörleri arasından geçecek şekilde atıldı ve ölçümler not edildi. Bütün hızların fps (saniyede ayak-feet per second) biriminden ölçüldüğü test atılarndan elde ettiğimiz veriler şöyle:

    Pellet Pellet ağırlığı (grain) 1. atış 2. atış 3. atış 4.atış 5. atış ortalama

    Gamo Expander 14,5 grain 772 791 771 794 804 786,4

    Diana High Power 20 grain 678 672 681 671 664 673,2

    Gamo Rocket 14 grain 806 789 802 796 809 800,4

    Gamo Pro Hunter 14,6 grain 822 821 806 819 804 814,4

    Pelletlerden bazılarını kutularında ağırlıkları yazıyordu. Bunlarda firmanın verileri esas alındı. Ağırlığı belirtilmemiş pelletleri ağırlığını tespiti için, kutudan tesadüfî seçim ile alınan br kaç pellet hassas terazide tartıldı ve ortalama değer yazıldı (Gamo expander o sebeple 14,5 grain. Belki "resmi" ağırlığı 14 grain'dir).

    Yine buradan öğrendiğime göre, yaylı havalı silahlarda daha istikrarlı atış performası 200-250 atıştan sonra "yayın oturması" (bunun bilimsel açıklaması nedir?) ile başlıyormuş. Testlere başladığımızda, tahminimce tüfekten tam 200 saçma atılmamıştı (150-170 adet diye tahmin edebilirim). Tüfek biraz kullanıldıktan sonra testin tekrarlanması, bu tezi destekleyecektir.

    Yukarıdaki sonuçlara göre, en hızlı saçma 814,4 fps ile Gamo Hunter, en yavaşı Diana High Power (673,2 fps). Ama Diana daha ağır olduğundan, aynı ağırlık kategorisinde (14 grain) en yavaş saçma Gamo Expander (786,4 fps). Muhtemelen hedefin içinde genişleyerek yara yüzeyini arttırmaya yönelik dizaynı aerodinamik açıdan dezavantaj sağlıyor. Rahatlıkla söylenebilir ki, bu saçma 25-35 m uzaklıktan ava atmak için geliştirilmiş. Uzun mesafeli atışlarda istenen performansı göstermeyeceği açık. İlerki testlerde, ayrı kafa dizaynlarını değişik hedef medyasndaki etkisini de araştrmak yerinde olur.

    Diana High Power yüksek kütlesi ile yavaş kalırken, artan kütlenin kazandırdığı momentumun hedefteki etkisi de merak ettiğim bir şey. Biliyorsunuz, kinetik enerji 1/2 mv^2 ile momentum ise m.v ile hesaplanıyor. Kaba bir hesapla, daha hafif olan Gamo Hunter'ın kinetik enerjisi Diana Hi-Power'ın biraz üstünde çıkıyor. Dediğim gibi, değişik materyaller üzerindeki etkilerini incelemek lazım.

    Umarım ki, yaptığımız bu kısa deney en azından Hatsan 125 kullanıcıları için bir referans olur. Pazar günü öğleden sonra benimle hem eğlenen hem bu testi gerçekleştiren Mert Topçubaşı, Yavuz Arslan ve Mehmet Tüzün'e de teşekkürler.

    Şahane bir haber bu! Havalı silahlar yarışmaları düzenlenmesi ve meraklıların bir araya gelmesi müthiş bir şey. İlk fırsatta ben de böyle bir etkinliğe katılmayı arzularım. Böyle bir aktiviteye ok-yay da getiririm, böylece meraklıların konuyla ilgili bilgilenmesi de sağlanmış olur.

    Kısa süre önce bir Hatsan 125 ile havalı silahlar dünyasına dönüş yaptım. Senelerdir sahip olduğum ama uzun zamandır kullanmadığım bir Daisy 44'üm vardı. Hevesimin canlanmasıyla o da sandıktan çıktı, ama o-ring'inin hava kaçırdığını fark ettim. Mercan'da bir kaç av malzemecesine sorunca Daisy'lerin artık ithal edilmediği, yedek parçasıını da bulamayacağım söylendi. Sonra bir aptallık edip, o-ring'i çıkarmak için silahı açtım. Fakat istemeden, bana çok karmaşık gelen mekanizmayı dağıttım ve maalesef toplayamadım.

    Bugün Mercan'da silah tamircisi soruşturdum, ama bulamadım. Acaba bu sillahı toplayıp o-ring'lerini yenileyebilecek birisini tanıyanınız var mı?

    Teşekkür ederim.

    Şükrü'nün gönderdiği resimler, bu yılın Ağustos ayında Macaristan'ın Gödöllö şehrinde yapılan, Gödeny Kupa adlı bir geleneksel okçuluk yarışmasından. Bu ülkede geleneksel okçuluk çok revaçta ve Yaz aylarında hemen her haftasonu bir yerlerde okçuluk yarışması var. Bunların bazılarında tarihî kostümler giyilmesi isteniyor, bazılarında böyle bir şart yok.

    Geçen yıl bu yarışmanın ikincisine tek başıma gitmiş, Türk yayı ve Türk atış stili ile yarışmıştım. Türk geleneksel okçuluğu ile ilgili bir de seminer vermiştim. Bu yıl, yarışmaya sekizi geleneksel okçu 12 kişilik bir ekip ile katıldık. Bir kaç yıldır detaylarını ortaya çıkarmakla uğraştığım geleneksel atış stilimizde eğitilmiş 7 kemankeş ile birlikte. BU sene kostüm şartı konulunca, Osmanlı'nın nasıl giyindiği konusunda da ayrıntılı bir araştırma yaptık ki tarihî gerçeklerle çelişmeyelim. Ayrıca bu yılki yarışmada da işin entellektüel boyutu ile ilgili aktivite unutulmamıştı. Arkadaşlarımızdan ikisi, yine geleneksel Türk okçuluğu ile ilgili konuşmalar yaptılar. Bunlardan biri, İTÜ Uçak Mühendisliğinde son sınıf öğrencisi olan Mustafa Serdar'dı ve Türk menzil oklarının yeleklerini baz alan modeller üzerinde yaptığı rüzgar tüneli çalışmasının sonuçlarını sundu. Diğeri, benim İngiltere'de yayınlanan makalelerimden birini temel alan, sevgili dostumuz Dr. Mert Topçubaşı ile hazırladığımız ve onun tarafından sunulan, geleneksel okçuluğumuzda teknik ve malzeme konulu sunumdu.

    Türk-Macar dostluğu bakımından da önemli adımlar atılmasına vesile olan bu gibi ilişkiler sayesinde yurdumuzda bilinmeyen, bitti sanılan, hor görülen, Federasyon tarafından kaale bile alınmayan geleneksel okçuluğumuzun palazlanması için bir yurt dışı platform oluşturduk. 2008'de Batsford (İngiltere), Zigetvar (Macaristan) ve Gödöllö (Macaristan) kentlerinde yapılacak yarışmalara şimdiden davetliyiz. Ne acıdır ki, yabancı ülkelerde buradakinden daha çok saygı görüyoruz. Sadece müsabaka vesileleri ile değil, bu kültürün yazılı yayınlarla tanıtılması meselesinde de talepler yabancılardan geliyor. Okçuluk ile ilgili Türkçe yazmak istememe rağmen, insanımızın kendi kültürüne yabancılaşması, buna mukabil yabancı ülkelerden gelen taleplerin artması sonucu, olabildiğince yabancı yayın yapıyorum. Bunu, kültür zincirimizin bu altın halkasını yurt dışında tanıtma misyonu, kendi kültürüme ve ecdadımın bilgi birikimine karşı bir vefa borcu olarak görüyorum.

    Selamlar,

    Sniper sağolsun, derli toplu bilgiler vermiş. Bunlara bazı ilave ve düzeltmeler yapmak isterim. Aralara büyük harflerle yazdım.

    Yaylar ve abaletler eski çağlardan bu yana her geçen gün gelişmişlerdir.Günümüzde çok ileri teknolojide yay,arbalet ve okları yapılmaktadır.Dört çeşit ok vardır.Alüminyum,ahşap,karbon ve fiber BİR DE ALÜMİNYUM-KARBON KOMPOZİTLERİ VARDIR. ACE VEYA ACC KISALTMASI İLE BİLİNİR. FİBER OKLAR ARTIK HEMEN HEMEN HİÇ KULLANILMAMAKTADIR, DAHA ÇOK OK İLE BALIK AVINDA TERCİH EDİLMEKTEDİR. ..Bunların içerisinde en etkili menzili ve isabetliliği olan karbon oklardır İSABETLİLİK OKUN YAPILDIĞI MATERYAL İLE İLGİLİ DEĞİLDİR. KARBON VE AL-KARBON OKLAR DAHA HAFİFTİR. BU SEBEPLE, AYNI ÇEKİŞ KUVVETİNDEKİ YAYDAN ATILDIĞINDA DAHA UZUN UÇAR .Ve oldukça pahalıdırlar. ACC'LER DAHA DA PAHALIDIR. İsteğe bağlı olarak av yapmak amacıyla alüminyum okların uçlarına av bıçakları takılabilmektedir. AV UÇLARI HER TÜRK MATERYALDEN YAPILMIŞ OK GÖVDESİNE TAKILABİLİR. AV UÇLARI SADECE SADECE BIÇAKLI OLMAZ, KÜÇÜK AV HAYVANLARINDA KULLANILAN KÜT UÇLAR DA MEVCUTTUR. Okların tüylerinin şekline göre de okun dönerek gitmesi sağlanabilir ŞEKLİNE GÖRE DEĞİL, OK GÖVDESİNE YAPIŞTIRILIŞ BİÇİMİNE GÖRE, OK HAVADA YİVLİ SİLAH MERMİLERİNKİNE BENZEYEN JİROSKOBİK HAREKET YAPAR. .Av oklarında olduğu gibi...SADECE AV OKLARINDA DEĞİL. Yaylar ve arbaletler makaralı ve makarasız olmak üzere iki çeşittir.Makaralı bir yayın kirişi 60-62 libre bir güç ile çekilirken bir arbaletinki için 150 libre gerekmektedir HEM YAYLAR HEM ARBALETLER MUHTELİF ÇEKİŞ KUVVETLERİNDE YAPILMAKTDIR. SPOR MÜSABAKARINDA KULLANILAN MAKARALILARDA 60 LBS ÜST LİMİTİ VARDIR. Arbaletle makaralı yayların hızları ise saniyede 180 ila 350 fps arasıda değişmektedir.Normal bir olimpik yay için bu kuvvet 30-32libredir MODERN SPOR YAYLARINDA, ERKEKLER İÇİN MAKSİMUM HEDEF MESAFESİ OLAN 90 M'Yİ GÖREBİLMEK İÇİN, ÇEKİŞ MESAFESİ MAKUL BİRİ İÇİN 36-40 LBS ÇEKİŞ KUVVETİNDE YAY GEREKMEKTEDİR.Makaralının avantajı archimedsin haraketli makara prensibine göre çalışması ve ilk anda kirişi çekerken harcadığınız enerjiyi yayın kirişini çekili halde tuttuğunuzda harcamamanızdır.Sanki yay boşalıyormuş gibi bir his yaratır.Ve makaralı yaylar av için en ideal yaylardır.Ve kiriş çekili haldeyken avı beklemenize olanak verir.Makaralı bir yayın etkili menzili okun atışı sırasındaki açıya bağlıdır BU BÜTÜN DİĞER YAYLAR İÇİN DE GEÇERLİDİR ELBETTE. Osmanlı dönemindeki kemankeşlerin o zamanki teknolojiyle üretilen yaylarla 850 metre mesafeye atış yaptıkları bilinmektedir.Tamamiyle atıcının 70 LBS BİR MAKARALI YAY KADAR ENERJİ DEPOLAYABİLİR. yeteneğine kalmış bir durumdur.Arbaletlerde ise yay gücü daha fazla olduğu için etkili menzil daha fazladır BU DOĞRU DEĞİL. ARBALETLERDE YAYLAR DAHA KUVVETLİ FAKAT KİRİŞİN OKU İTTİĞİ MESAFE (POWER STROKE) DAHA KISADIR. BİR YAYIN DEPOLADIĞI ENERJİ, ÇEKİŞ MESAFESİNE DE BAĞLIDIR. DOLAYISIYLA, 150 LBS BİR ARBALET, MESELA 70 LBS BİR MAKARALI YAYDAN DAHA FAZLA ENERJİ DEPOLAYAMAYABİLİR. ARBALET OKLARININ KISA VE NİSPETEN HAFİF OLUŞU TABİ MAX. MENZİL BAKIMINDAN BİR AVANTAJDIR) .Fakat atış tekniği yaydan çok daha farklı olduğu için nişan almak suretiyle 200-250 metre oku gönderebilir.Geçmiş tarihteki insanların kas gücünü de göz önünde bulundurursak ne kadar güçlü yay o kadar fazla menzil diyebiliriz OK AĞIRLIĞINI, YELEK BÜYÜKLÜĞÜ VE TİPİNİ, OK GÖVDESİNİN ESNEME DEĞERİNİ (SPİNE) DE EKLEMEK LAZIM. AYNI YAY DAHA HAFİF VE/VEYA DAHA KATI OKU DAHA UZUN MESAFEYE GÖNDERİR. Günümüzde av amaçlı yaylarda etkili avlanma menzili 50-100 metre civarındadır GENEL KONSEPT AVA MAKARALI İLE 40 M, GELENEKSEL YAYLAR İLE 20-25 M'DEN UZAK ATIŞ YAPILMAMASIDIR. Tabiki atıcının yeteneğine de bağlıdır.Bir arbaletle 100 metreden bir domuzu çok rahat öldürebilirsiniz.

    Mustafa Serdar bey ve diğer dostlar,

    Yukarıdaki alıntı metin benim kalemimden çıkmıştır. O sebeple sordum nereden alıntıdır diye.

    Bir vesile ile burada da adresini vermiş olduğum, içeriği tarafımdan hazırlanmış olan http://www.kemankes.com spor okçuluğu ile ilgili yazmış olduklarımdandır (Tam olarak burada http://www.kemankes.com/?i=262)

    Metni görünce hemen tanıdım. Elbette hoşuma da gitti sizin gibi hobisinde derinlere inen ve titiz birisinin bunu beğenip buraya almış olması. Yine de, bu tip alıntılarda kaynak belirtilmesinin, bilgi ve emeğe saygı göstermenin yanısıra, okçuluk ile ilgilenecek arkadaşlara yol göstermek bakımından da gerekli olduğunu düşünüyorum.

    Bu arada, Şükrü ve ben okçuluk hakkında merak ettiğiniz her konuda seve seve yardımcı oluruz. Biz de sizin beilgi ve deneyiminizden yararlanırız. Yeni aldığım Hatsan 125 .22 ile kronograf ve test atışları yapıp en kısa zamanda sizinle paylaşmak istiyorum. Şükrü'nün Mustafa Serdar bey tarafından modifiye edilmekte olan Webley'i ve Şükrü ile ortak bir arkadaşımızın eski bir Diana .177'liğini de test edip karşılaştırmalı veriler elde etmek niyetim. İnşallah bunu yapmak için en kısa zamanda fırsat buluruz.

    Bu şahane sitede bilgi paylaşımımızın devamı dileklerimle.

    Murat

    Çok teşekkür ederim. Hoşbulduk. Ben de burada olduğum için memnunum.

    Bu arada, yukarıdaki mesajımda av çiftliğinin İngilizce karşılığını yanlış yazmışım. "Hunting ranch" olacak. Bu vesile ile düzelteyim.