bulenth tarafından yazılan gönderiler

Insallah butun bu konusulanlar, olumlu, olumsuz elestriler adresine ulasir da Hatsan adina olsun, tuketici adina olsun reel bir fayda saglanir.

Hepimiz bu isi hobi olarak yapiyoruz, gonul isi bu. Elzem ihtiyaclarimizdan arttirdigimiz paralarla bir heves tufek aliyoruz, aksesuarlarini aliyoruz. Heves derinlestikce artik ilk tufek kesmemeye basliyor 2. bir tufek, 3. bir tufek, yeni bir durbun vs. (suc isler gibi, hanimdan gizli u½%;) sonu yok yani...

Bu kosullar altinda bir heves aldigim yepyeni tufegim eger daha ilk gunden hava kacirirsa, namlusu egri olursa, ya da ne bileyim sabitlenmemis olursa, civata keserse, civatalar gevserse vs. insanda ne tad kaliyor ne tuz. Yeni bir mal alan herkesin basinda bu risk var elbette, neticede hic biri Allah yapisi degil, kul yapisi. Ama forumdan takip ettigim kadariyla Hatsan urunlerinde malesef bu hatali cikma orani, ya da cabuk bozulma orani oldukca yuksek. Mesela "Spancy" arkadasimin "Bu pcp tup ne derece guvenli?" basligiyla actigi konuya bir bakin Allahaskina. Bomba gibi cok riskli bir tup gonderilmis. Allah muhafaza 200 bar basinc uyguluyoruz tuplerimize. Oyle tatsiz seyler olabilir di ki. Bereket farketmis. Fabrika gondermeden once biri soyle etraflica bir kontrol etse bu tupu gonderirler miydi? Sanmiyorum. Demek ki bir yerlerde birseyler eksik yapiliyor. Iyi ve etkin bir kalite kontrol sistemi ile bu tip sikayetlerin buyuk oranda azaltilabilecegini tahmin ediyorum.

Hatsan in kendini yenilemeye, ileri goturmeye calismadigini dusunmuyorum. Neticede bir Turk firmasi olarak sinirli bir yelpazede kalma yerine yeni urunlerle, cesaret isteyen pcp tufek uretimiyle hatta simdi de AT44 pump action gelistiriyorlar (ya da gelistirdiler) tuketicinin karsisina cikiyor, bir devinim icinde, ilerleme ve ilerleme azmi var, bu kesin. Bence gurur verici ve cok olumlu bir sey. Ama tum bunlari yaparken mevcut imalatalari ve tuketiciye karsi sorumluluklari da yakisir sekilde gozetmek gerekiyor. Yoksa bu elestrilerin, hosnutsuzluklarin ardi arkasi kesilmez. Hatsan in kendini gelistirmek icin yaptigi tum iyi niyetli calismalar da degerini yitirir. Gonul ister ki Hatsan gerek forumlar araciligiyla gerekse direkt musteriden gelen tum bu degerlendirmeleri layikiyla ele alsin ve guzel ulkemize yakisir, hepimizin gurur duydugu bir firma imaji ile bizi Turkiyede ve uluslararasi platformda daha guzel temsil etsin.

(Tum bunlarin yanisira su konuda da haklarini vermek lazim, servisleri gordugum kadariyla halkla iliskiler konusunda gayet basarili. Ben Evanix i hava kacirma problemi yuzunden gecen ay gonderdigimde gerek Mutlu Bey olsun, gerek Bahtiyar Bey olsun o denli yardimci oldular ki cok hosnut kaldim. Problemimi hallettiler, tufegin ayarlamasini yaptilar, ekstradan bir suru o-ring gonderdiler. Tufegimin kundagi kirilmisti nakliye esnasinda, hemen fotograflari cekip gonderdiler o esnada da hakkimi talep etmem icin dokumantasyon manasinda cok yardimlari oldu)

Iyi ki farketmissin. Resimden gordugum kadariyla o noktada en az 1 mm oyuk var. Zaten cidari kac mm?

Zayif nokta!! az degil 200 bar hava basiyoruz. Ya farketmeseydin?

Malum, mevcut hasarsiz tupler icin o denli konu acildi forumda guvenli degil vs. diye. Bir de bu sekilde hatali tup ki Mazallah.

Boyle yaralanmalara hatta daha kotu durumlara sebebiyet verebilecek ve sadece dikkatli bir goz tarafindan 15-20 saniyede farkedilebilecek bir hatanin tespit edilememis olmasina uzuldum.

Bu gidişat kötü

Yakında mutasyon geçirip hepimiz ateşli silahlarla gelmeye başlayacağız. Bu durumda 1. Çamlık, 2. Çamlık filan kesmeyecek bizi, şöyle Kızılcahamam ormanlarına filan doğru açılacağız. Tavşan, Tilki, domuz bahtımıza ne çıkarsa artık

Arkadaslar insallah bu haftasonu benim yilan hikayesine donen fabrikada yaptirmaya calistigim hedefligi de getirecegim.

Hani bir deneyelim diye getirmistim de 10 atista parcalamistik. Simdi ayni malzemeyi 5 mm lik sactan yaptiriyorum.

100 metre atislari icin de capini buyutturdum. 10 cm filan oldu. Vurdukca takla atacak. Kirmizi sprey boyasi olan varsa getirsin lutfen. Daha rahat gorup nisan aliriz.

Gerci keyfi baska oluyor sisenin ama, cok fazla in cik sise koy derdi filan da olmaz umarim.

Gerci sagolsun Koksal binlerce sise getirmisti gecen hafta ama....

Alıntı

Bugün 22:15

TheNightHawk tarafından
Qo'nos gezegeninde. Ama 2293 te ayı Praxis'in yokolmasından sonra ciddi bir iklim değişikliği yaşadı. İnsanlar ilk kez 2151 de ziyaret etmişti.

Qo'nos gezegeni iklim değişikliğini yaşarken 142 dünya yılı boyunca gezegende yaşamakta olan insanoğlunun karşısına galaksinin uzak bir köşesinden gelen acımasız Gurkhanlar dikildi. Amaçları Qo'nos gezegenindeki insan varlığını sona erdirmekti.

Gurkhanlar karşılarında Hatsan Mod 125 - Optima 3*9-32 ve Walther CP-88 4 ü ve çelik gibi sarsılmaz iradesiyle tek bir savaşçı buldular. Gelecek nesiller bu yenilmez savaşçıyı "KLİNGONLU" olarak tanıyacaktı...

Bismarck hocam, degerli goruslerin icin cok tesekkurler.

Onu mu alayim bunu mu alayim derken Erdem hocam yardima yetisti ve Centerpoint 8-32x56 durbununu verdi. Haftasonu deneme sansim oldu. Harika bir durbun, gorusu cok net. Tasko dan sonra yeni bir boyuta gectim.

Sevgiler,

Cok tesekkurler arkadaslar. Durbunun goruntusu harika. Tasko durbunumden sonra adeta "Shov" marka televizyondan Full HD Samsung LCD televizyona gecmisim gibi hissettim.

Cok tesekkurler Osman Bey, ve Spancy kardesim

Insallah katilim bol olur

Fiyati da iyiymis bence. Kullanici yorumlari cok olumlu.

Dort gozle bekliyorum. Erdem hocamdan aldigim yeni Centerpoint 8-32X56 durbunumu deneyecegim insallah.

Selamlar herkese

Yok vallahi, konu acılmısken merakımı uyandırdı azıcık arastırayım dedim.

"Hazreti Google" sagolsun

Spancy kardes, vallahi ariyordum tipayi. Cok sagol.

Bir ara Paintsigna gittiginde oradaki arkadaslara birakirsan cok memnun olurum.

Osmanli devrinde yay yapimi hakkinda

YAY
Yayların boyu 11-12 tutam [*2] dır.

Yay birinci, orta, ikinci boy olmak üzere üç boy olur.

Umûmîyetle dört parçadır: Ağaç, tutkal, sinir, kemik.

En büyük yay 115, en hafif yay da 95 dirhem [*3] den fazla veyâ noksan olmamalıdır.

Yapılışı güç ve büyük bir dikkat isteyen yay hassâsîyetini asırlarca muhâfaza edebilir.

Bâzı kuvvetli pehlivanlar 115 dirhemden daha ağır yaylar kullanmışlardır. Bursa’lı Şûcâ yıldız menzili taşını 107, Tozkoparan İskender Edirne’deki menzil taşını 130 dirhemlik yaylarla yapmışlardır.

Yay Ağacı

En iyi yay ağacı Gerede’de yetişen Akça ağaçtır. Tutkalı çok fazla emerler. Bu karaağaçların ihtiyâr gövdeleri kesilir, kökten çıkan sürgünler iki bilek kalınlığında olunca yerden 25 santim kadar yukarıdan 13-14 tutam kesilir. Ortadan eşit olarak iki kısma ayrılır. Bir kazandaki soğuk suda üç gün bekletilir. Üç günden sonra kazanın altına ateş yakılarak kaynatılır. Bu kaynama süresi de üç gündür. Sonra ağaçlar çıkarılır. Talaş alevine tutulur. Biraz suyunu çektikten sonra tutkala yatırılır. Ağacın tutkalı iyice emmesi beklenir.

Bu işlemden sonra ağaç, kalın tahtalara oyulmuş, iki ucu içine kıvrık kalıplara sıkıştırılır ve urganlarla bağlanır. Asıl i’mâl devri kalıptan çıkarıldıktan sonra başlar. Kurulduktan sonra dış tarafa gelecek kısmına sinir yapıştırılır.

Yay ağacı 10 yıl bekletildikten sonra işlemeye alınır.

Tutkal

Tutkal yay ağacına elastıkîyet veren bir maddedir. Yayın en mühim maddesini teşkîl eden tutkal, çok titiz hazırlanan bir maddedir. Yay tutkalları bilhassa Gelibolu civârındaki Çakal (Çokal) köyünde yapılır ve bu isimle anılır.

Sinir

En iyi sinir için, Trakya’da yetişen inek ve öküzlerin ayak bileklerinden diz kapaklarına kadar olan sinirler bir araya toplanır, yıkanır, kurutulur, kaynatılır ve eritilir. Bu erime sinirlerin lif lif ayrılmasını te’mîn eder, Sinir, yayın kurulduktan sonra dış tarafına gelen kısmına i’tinâ ile döşenir.

Bu hesâblar öylesine incedir ki, meselâ puta yaylarına öküz siniri, menzil yaylarına inek siniri döşenir. Bu işlem yaya müthiş bir elastikîyet verir.

Kemik (Boynuz)

Yay kemiği tâbîr edilen boynuz bilhassa mandaların boynuzlarının dış kenarından yapılır. Boynuzun en sert yerleri de kenarlarıdır. Menemen yöresinde yetişen uzun boynuzlu genç öküzlerin boynuzları makbûldür. Boynuzların dış kenarları kökten uca kadar bir kapak hâlinde kesilir. Kazanda kaynatılır. Sonra çam alevinde yumuşatılır ve düzeltilir. Dar tahta kalıplara sıkıştırıldıktan sonra kurutulur, yay tahtasına Çakal tutkalı ile yapıştırılır, üzeri raspa edilir.

Çelik

Kabzanın tam orta kısmına isâbet eden ve iki boynuzun arasında kalan iki milimlik aralığa beyaz bir kemik yerleştirilir ki buna da çelik denir.

Çile

Çile, yayın iki ucuna takılan ve oku fırlatmaya yarayan bir kaytandır. Harp yaylarında çile yerine koyun ve keçi gibi hayvanların bağırsaklarından yapılan gâyet kuvvetli bir ip kullanılır. Çile saf ipektir. Günlerce kaynatıldıktan sonra gölge yerde kurutulmaya bırakılır. Sonra bükülerek ip hâline getirilir. Çile yalnız yarışma yaylarına takılır.

Özel bilgiler

Yaylar i’mâl edilirken meşhûr ustalar ağaç yağlanmasın diye yağlı yemek, kuru fasulye yemezler, yayı odun veyâ kömür dumanından bucak bucak saklarlar. Bundan sonra eğer süslenecekse yayın dış kenarına altın yaldızlarla resimler yapılır, çile takılacak yer açılır, cilâsı tamamlandıktan sonra yay i’mâli tamamlanmış olur.

Tılsım

Türk yayları ile Avrupa yayları arasında ilk bakışta dikkati pek çekmeyen fakat bilhassa uzun mesâfe atışlarında çok lüzûmlu olan bir özellik vardır. Türk yaylarında kabza çıkıntısı dışa doğrudur. Beden kısmının kasan gezine yakın olan taraflarında hissedilir bir kalınlık vardır. Tanguç (tonguç) başlığı denilen kısım ise bir ayın iki ucu gibi muntazam kıvrılmaz ve içeri doğru eğiktir. Bu iki özellik yüzlerce yıllık denemelerden sonra elde edilmiştir.

Yayın da kılıç gibi incelik ve tılsımları Avrupa’lar tarafından bir türlü keşfedilememiştir.

Yayın Kurulması

Yay kurulmadan önce uçları içe kapanıktır. Okçu bu uçları tutup kabza kısmını dizine dayar, iki ucu tersine kıvıra kıvıra birbirlerine yaklaştırır ve kirişi takar. Atışlardan sonra yay boşaltılır yâni kiriş çıkartılır. Yay da kurulmadan önceki hâlini alır. Yay rutûbetsiz bir ortamda duvara asılarak korunur. Yarışma yaylarının uçları halkadan yeni çözülmüş yaylar gibi içeriye fazlaca kıvrık değildir.

alperenayd yazdı:

Ama pompanın çok güzel faydaları var.

Mesela yerde pompa dik dururken pompalama yaparsak kolumuzdaki neredeyse tüm kaslar çalışmış oluyor.

Pompayı tavana sabitleyip, tavanda dik dururken (yukarı doğru iterek) pompalama yaparsak omuz ve sırt kaslarımız ciddi biçimde çalışmış oluyor.

Pompayı duvara dik (yere paralel) şekilde duvara monetleyip, pompanın elimize gelmesi gereken kısmını da ayaklarımıza sabitledikten sonra pompalama yaptığımızda tüm bacak, baldır ve bel kaslarımız çalışmış olur.

Bakın pompalamak ne sağlıklı bişeymiş..

guzel espri

Arkadasim paylasim icin tesekkurler.

Bu arada Cem Bey neredesiniz? Konu sizin uzmanlik alaniniza giriyor.

Yorumlarinizi merak ediyorum dogrusu

Iyi arastirip almak lazim, zaten forumumuzun guzel yani da o. Tecrubelerimizi, yasadigimiz sorunlarimizi paylasmak. Iyi bir arastirma ile o tufek hakkinda yorumlari ogrenebilmek idi. Mevcut durumu Hatsan Rezaleti diye aciklamak bence azicik abartili olmus.

Arkadaslar,

BSA 8-32x44 ile Walther 8-32x56 arasinda cekimser kaldim.

Kullanan arkadaslar var ise gorus alabilir miyim lutfen.

Tesekkurler

Cok guzel bir gün oldu gerçekten de. İnşallah daha sık buluşuruz.

2 haftadir tatildeydim. Haftasonunu zor edecegim. Yeni tupumle ve Hatsan tarafindan tamir edilmis S10 umla hazir ve de nazir olacagim insallah. 1. camlik su harabe bir evin oldugu yer degil mi?