eblemis tarafından yazılan gönderiler

Lütfen Resim Paylaşımlarınızı Galeri Üzerinden Yapınız. Ek Dosya Yükleme İptal Edilmiştir..

Bizimle Paylaşmak İstediğiniz Resimlerinizi Galeri Dışında Link Olarak Vermek Yasaktır. Galeriye Nasıl Resim Yükleneceğini Bilmiyorsanız Lütfen Konumuzu İnceleyin Buradan Açtığımız Konuyu Ziyaret Edebilirsiniz.


    Eclipse güzel olur sanırım.

    Abi imperial hesaplarda zorlanmıyorum biliyorsun. Sanırım Sidewinder tercih edeceğim ama SR12 ve 1/2 Mil Dot arasında kaldım doğrusu. Hem metrik olanları inç hesabı yapmakta zorlanan hobidaşlara bırakalım değil mi? =)

    Gerçi metrik de güzel bir şey ya. 50 metrede attın, 2cm sağ vurdu. 50 metrede bir klik 0,5cm; 4 klik sola al, konu kapandı.
    İnç olsa 100yd = 91m; 91m x 1,1 = 100m; 0,25" = 6,35mm; 6,35mm x 1,1 = 7mm; 50m = 100m / 2 => 7mm / 2 = 3,5mm; 2cm / 3,5mm = 5,7 klik

    ...

    Metrik Eclipse 30 SF mi alsam ya yoksa? :him:s;kihhik,;kihhik,;kihhik,

    Hepimize hayırlı olsun.

    Ne zamandır ihtiyacım vardı benim de. =)

    Şaka bir yana, Sidewinder 30 ve Sidewinder 30 Tactical modelleri ChairGun Pro ve Hawke'nin kendi artıkıl kalibrasyon programı olan BRC ile tam uyumlu artıkıllara sahip ve bu büyük bir kolaylık sağlayacaktır.

    Eclipse 30 SF ise metrik birim kullanmasıyla belki de en büyük sıkıntılarımızdan biri olan inç hesabından bizleri kurtaracak sonunda. Ben de artık klik hesabı anlatmaktan kurtulurum herhalde. ;şrofls;.

    Varmint SF ise 1" tüp çapı ve 500 gram civarı ağırlığı ile fazla iri ve ağır dürbünleri sevmeyen fakat kaliteli ürünler arayanlar için yine ChairGun Pro ve Hawke BRC ile tam uyumlu artıkıl, yandan paralaks ayarı gibi şahane özellikleriye biçilmiş kaftan.

    Ben de arada kaldım şimdi; Air Arms'ın üzerine en çok hangisi yakışır ki? :him:s

    İki eksenli ayarlı ayaklardan da bir set alırsak uzaklar korksun benden artık. ;tufey#

    Erdem abi sana da Red Dot'lı bir Sumatra 2500 carbine yakışır, lazım olur dar yerlerde. ;kihhik,

    Ağaç balsaysa havalılar da deler. =) Peygamber ağacıysa en baba yivli olsa feleğini şaşırır. Balsa çam ağacının 16'da biri, paygamber ağacıysa 3 katı sertlikte bir ağaç.

    Yani "ağaç delmek" olgusu fazlasıyla afaki.

    Haberin bulunduğu sayfadaki fotoğrafın büyük hali şöyle:
    [Resim Engellendi: http://en.wikipedia.org/wiki/File:Railgun_usnavy_2008.jpg]
    Fotoğrafın altındaki tarihe dikkat çekmek istiyorum.

    Railgun, temel fikri 1918, teorisi ise 1944 yılına dayanan bir silah. İlk başarılı deneme ise bundan 10 yıl önce İskoçya'da İngiltere tarafından yapılmış. Şimdiye kadar 90mm kalibrede 9 megajül yani yaklaşık 6,6 milyon fpe gibi bir enerjiye ulaşılmış. Yukarıdaki fotoğrafta görülen denemede ise 10.64 megajül kinetik enerji açığa çıkmış.

    Yugoslavya yaptığı denemelerde 70cm'lik bir hızlanma yolu(namlu) kullanarak 0.7 gramlık bir mühimmatı 3000 metre/saniye hıza çıkarmayı başarmış.

    Haberdeki videoda görülen deneme ise 10 Aralık 2010'da yapılan ve 33 megajül enerjiye ulaşılan en son deneme.

    Railgun, ateşlenmesi için inanılmaz miktarlarda elektrik enerjisine ihtiyaç duyan bir sistem olduğu için şimdilik pratik kullanımdan uzak.

    Güle güle kullanın.

    Kit halde olanlar dediğiniz gibi demonte halde gelir ve kullanım için gerekli tüm parçaları barındırmayabilir. Sizin aldığınız ise RTR yani Ready-To-Run bir model. Bu modeller de sadece pil/yakıt ve bazı aksesuarlar(yakıtlı modeller için buji ısıtıcı gibi) dışında kullanıma hazır halde bulunur.

    Aldığınız model görünüşe göre biraz sert süspansiyonlara ve yüksek bir ağırlık merkezine sahip. Artikülasyon limitleri gayet iyi gibi görünüyor fakat araç yine de artikülasyona kalmak itemiyormuş gibi duruyor. Videoda lastiklerinin fazla sert olduğu açıkça görünüyor. Mehtemelen içlerinde sünger dolgu var. Araç geldiğinde bu dolguları çıkartırsanız hareketi çok daha akıcı ve gerçekçi olacaktır. Lastik dolgusu Off-road araçlarda kullanılıyor ola da rock crawler'larda genelde kullanılmıyor.

    Bütün Youtube'un tek bir video yüzünden, bütün Google'ın bir iki blog yüzünden engellendiği bir ülkede yaşadığımızı aklımızdan çıkarmayalım. Bu ülkede "şunlar iyi ama bunlar kötü", "şunlar olsun, bunlar olmasın" gibi ayrım açıklayıcı kategorizasyonlara pek gidilmez. O yüzden "şu güçten aşağısı serbest olsun, yukarısı olmasın" ayrımı da gözetilmeyecektir. Gözetilse bile limitin altında güce sahip bir silahın bir şekilde limitin üzerine çıkarılarak bir suça karışması halinde tüm diğer silah sahiplerinin sıkıntıya düşürülebileceği ihtimali hiç de az değil.

    Unutmayın, bu ülke içinde bile yaşıyor olmayan ve bizim kanunlarımıza tabi bile olmayan birinin yayınladığı bir video yüzünden ülkece legal yollardan Youtube'a erişemiyoruz hala. Pire için yorgan yakmak ata sporumuzdur bizim.

    RC dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilgi olsun, bu videodaki araçlar standart off-road araçlar değil. Bu araçlar "rock crawler" adından tamamen farklı bir sınıf ve oldukça pahalı araçlar. Çok ciddi artikülasyon kapasitesine ve düşük devirde yüksek tork veren vites kutularına sahipler.

    Videoda görülen standart rock crawler tarzının dışında gerçeği ile birebir aynı, scale rock crawler araçlar da bulunuyor ki o araçlar burada gördükleriniz kadar tırmanma kabiliyetine sahip olmasalar bile inanılmaz sevimli ve uğraşması çok eğlenceli araçlar.

    Birkaç şahane Scale Rock Crawler örneği:

    [Resim Engellendi: http://www.rcjeeps.com/Halloffame01.jpg]
    [Resim Engellendi: http://www.rcjeeps.com/Halloffame02.jpg]
    [Resim Engellendi: http://www.rcjeeps.com/Halloffame04.jpg]
    [Resim Engellendi: http://rchobbies.com.au/store/images/tamc0839.jpg]
    [Resim Engellendi: http://photos.autoexpress.co.uk/images/front_picture_library_UK/dir_589/car_photo_294516_7.jpg]

    Aslında "Monster Truck" olarak geçen ama artık iyiden iyiye off-road'un standart araçları sayılanlar ise şöyle oluyor daha çok:

    Harici İçerik www.youtube.com
    Dış kaynaklardan gömülen içerik, izniniz olmadan görüntülenmeyecektir.
    Harici içeriğin etkinleştirilmesi yoluyla, kişisel verilerin üçüncü şahıs platformlarına aktarılabileceğini kabul edersiniz. Gizlilik politikamızda bununla ilgili daha fazla bilgi verdik.

    Evet, bu pazar yani 28 Kasım 2010 günü saat 14:00'te Paintsign'da Big Game düzenleniyor.

    20-25 kişilik iki dev takımın kapışacağı oyun yine saldırı - savunma biçimde olacak. AnkaraTeam'dewn daha önce katılanların zaten aşina olduğu organizasyona herkesi bekliyoruz.

    Oyun 14:00'te başlayacak ve bir buçuk saat sürecek. Ardından da sucuk ekmek partisi düzenlenecek. Oyunculara birer marker(silah) kamuflajlı tulum, maske ve 100 adet boya topu verilecek. Oyun ücreti kişi başı 30TL ve bu saydığım ekipmanlar ile sucuk ekmek bu fiyata dahil.

    "Bir yerim acır mı", "sağım solum morarır mı" gibi çekincelere sahip olanlar hiç çekinmesin. İsabet aldığınız yerler başta birazcık sızlasa da bir sonraki raundda açısını unutmuş oluyorsunuz bile.

    Kullanılan boya gıda boyası ve topların dış kabuğu sığır jelatini. Sağlığa ve doğaya tamamen zararsız. Ayrıca lekesi de suyla kolaylıkla çıkıyor.

    Ben yüzde yüz katılıyorum. Katılmak isteyenler rezervasyon için Paintsign telefonları ve ulaşım bilgilerini http://www.paintsign.com/tst/default.as…amp;Cnt=contactsayfasında bulabilir.

    Bu arada soracaklar için peşinen cevap vereyim: Hayır, havalı tüfekle katılamıyorsunuz. ;kihhik,

    Evet, Murat abinin dediği gibi güç kısıtlaması olması gerekir.

    FT sporunun temel dayanağı mesafe tahmini ve poi(vuruş noktası) hesaplamasıdır. FT müsabakalarında kullanılan, güçleri 12fpe'yi aşmayan silahlarda en yakın ve en uzak hedefler arasındaki düşme ciddi boyuttadır. Hal böyleyken atıcının hedef mesafesini ve silahının o menzilde ne kadar düşme yapacağını çok iyi tahmin ve hesap etmesi ve dürbününü ona göre ayarlaması, atışını ona göre yapması gerekir. 12fpe'lik silahlar mesafeden olduğundan daha da fazla rüzgardan etkilenirler. Atış yaparken rüzgarın da hesaba katılması gerekir.

    Şimdi biz Ankara'da yaptığımız yarışmalardan gayet iyi biliyoruz ki; kullandığımız güçteki silahlar doğru mesafede sıfırlandığında tüm hedefleri herhenagi bir ayara gerek kalmaksızın düşürebilecek kadar az bir düşmeye sahip. Aynı zamanda rüzgardan da çok daha az etkileniyorlar. Hal böyleyken ft oturma pozisyonunda rahat şekilde atış yapabilen her atıcı çok ciddi skorlara imza atabiliyor ve müsabakanın keyfi de önemli biçimde azalıyor.

    Buna karşılık bundan sonra yaptıracağım hedefleri dayanıklı olmaları açısından 5mm sacdan ve daha küçük kill-zone'a sahip olacakşekilde yaptırmayı düşünüyorum. Bu şekilde müsabakalarda "nişan al ve at" basitliğinden biraz uzaklaşılmasını, dürbünle ince ayar yapılmasa bile en azından üst ya da alt tutuş yapılarak atış yapma gerekliliği sağlamayı hedefliyorum.

    Kim bilir, belki de zamanla bu şekilde özgün hedeflerle ve belki daha uzak mesafelerde yapılan, kendimize has bir FT stili geliştiririz.

    Murat abi Halo'da yayın bıçağın altında olduğunu sanmıyorum. Muhtemelen bıçak açılırken yay itme değil de, çekme hareketi yapıyordur. Aksi halde dediğin gibi çok kısa yay güç kaybedecek ve kolaylıkla kırılacaktır. Zaten kurma kolunun ortasında da tam bir yayın oturabilmesi için açılmış gibi duran bir oluk mevcut.

    Bu arada Halo V prototipi şahane olmuş. Tirityum tetik falan. 3000$ fiyat da güzel ama tabii. =)

    Fotoğraf sanırım hiç çekilmedi.

    Field Terget aslında benim içimde ukta olan bir şey. Türkiye'de yaygınlaşmasını, müsabakalar düzenlenmesini gönülden istiyorum. Hatta bunun için bir dernek kurmayı düşünmüş, derneklerle ilgili kanun ve mevzuatı falan bulup okumuştum bile.

    Fakat yaşadığımız ülkede böyle hayalleri gerçekleştirmek malesef imkansız. İmkansız derken, tabii ki bir şekilde insanların havalı silahlar hakkındaki "kuş tüfeği" algısını değiştirebilir, havalı silah müsabakalarını yayabilirsin fakat özellikle bu gibi konularda bağlı olmak durumunda olduğun atıcılık ve avcılık federasyonu, yönetimi ve yönetmelikleri o kadar çarpık ki, bu sporları yurtdışında yapıldığı şekliyle, o kurallarla, o düzenlilikte ve o zevkle icra etmek imkan dahilinde değil. Paintball sporcuları bu çarpık yapının doğurduğu can sıkan sorunlarla sürekli yüzyüze geliyorlar ve bu sorunlarda dolayı ilk örnek olarak müsabakalarda insanları bu spora teşvik edecek ödülleri veremiyorlar. Sporcular bir sene boyunca binlerce lira harcayarak hazırlandıkları müsabakalardan birer plaket alarak ayrılıyorlar.

    Top sporlarının aksine yapılması için bir ön yatırım(tüfek, hedef ve ekipman alımı) yapılması gereken bir sporu bu şartlar altında kitlelere yaymak imkansızdır. Ancak birkaç yerel grubun sürdüreceği ve kimsenin tanımadığı nadir sporlardan biri haline gelebilir ki zaten şu anda da öyle. Hal böyleyken zaten kendi imkanlarımız ve özverimizle ancak sürdürebildiğimiz bu hobiye bir de beslenecek yeni boğazlar eklemenin bir anlamı olmayacaktır.

    Ama biraz çaba sarfetsek tabii ki kendi gayretimizle gayrıresmi bir lig oluştumak imkansız değil.